Salgın ( Kan Ve Damar ) (4)

Bölüm 73 ( Türkiye'ye Dönüş )

Akın havaalanına arabayla gelmiş park yerine durdu. Arabanın anahtarını üzerinde bırakıp arabadan inmeye başladı. İndikten sonra çantalarını almak için arabanın arka kapısını açtı.

İçinden bavulunu ve çantasını alıp kapıyı kapattı. Ardından havaalanının içine doğru yürüdü.

Kapının önüne geldiğinde son kontrollerini yapıp eksik bir şey olmadığını görünce içeri girdi.

Kontrol için çantasını X Rey cihazına koydu. Kapıdaki görevliler Akın'ı aramaya başladı. Makinanın başındaki çantada silah olduğunu görünce görevlilere baktı.

Görevliler hemen ellerini tabancalarına atıp Akın'ın yanına geldiler. Akın sakin bir şekilde cebinden bir kağıt çıkarıp görevlilere uzattı. Biri alıp kağıtı açıp okudu.

Kağıtta Diana tarafından görevlendirilmiş, Ülkesine geri döndüğü yazıyordu. Altında da Diana'nın imzası vardı. Görevli Akın'a kağıtı uzatıp önünden çekildi.

Bavulunu ve çantasını alıp bineceği uçağı beklemek için bir yere oturdu.

Mehmet masada oturmuş eli anlında beklemekteydi. Sinirden gözlerini kapatmış öylece bekliyordu. Diana ise yanında nasıl sakinleştireceğini düşünüyordu.

Bahar'ın geldiğini fark eden Mehmet gözlerini açıp baktı. Bahar üzgündü çünkü kötü bir haber vardı.

" Dayı odasından çıkmış. Yanında çantaları var. Giderkende bir araba almış." Mehmet yumruğunu masaya vurdu. Arkasından Lisa geldi. " Baba her yerden Diana'nın imzasıyla geçmiş." Dedi.

Diana Mehmet'e bakıp. " Ama ben onun için kağıta imza atmadım ki!" Mehmet Diana'ya döndü. " Onun bir yeteneği her hangi bir yerde imzan olsun ne yapar ne eder alır." Diana şaşkın bir şekilde bakıp. " Bu inanılmaz!" Dedi.

Asiye evin içinde çaresiz bir şekilde oturuyordu. Akçiçek etrafı kontrol ettikten sonra Asiye'nin yanına geldi. Yanına oturup ona destek için elini omzuna attı. " Asiye sakin ol." Dedi.

Asiye Akçiçek'e bakıp. " Akçiçek ben Mehmet ve Akın'a ne diyeceğim! Çocukları kaybettim, kimin kaçırdığını bilmiyorum." Akçiçek her ne yapsada Asiye'yi sakinleştirmeyecekti.

Akın çoktan uçağa binmişti. Pilotun. " Kemerlerinizi bağlayın." Anonsundan sonra Akın kemerini taktı. Camdan dışarı bakıp son bir kez derin bir iç çekti. Bütün hayatını, ailesini geride bırakıyordu.

Gitmesinin asıl nedeni ise Ruby ve Bahar'dı. Biraz daha aralarında kalsa ikisi de birbirini vuracaktı. Akın buna asla müsade edemezdi. Birbirlerini vurmaktansa, ortadan kaybolmayı tercih ediyordu.

Belki o zaman birbirlerini vurmazlar, Akın'ı unuturlardı. Cebinden iki tane fotoğraf çıkarıp bakmaya başladı. Bir fotoğrafta Bahar, diğerinde Ruby vardı. Her ikisine de bakıp tekrar cebine koydu.

Uçak haraket etmeye başlayınca Akın geriye yaslanıp rahatlamaya çalıştı. Camın perdesini kapatıp gözlerini yumdu.

Mehmet masada öylece oturmaktaydı. Herkes karşısında uzaklara dalmış bakıyordu. Kimse bir şey diyemiyordu, çünkü pimi çekilmiş bomba gibi duruyordu.

Ortalıkta acayip bir sessizlik vardı. O sesslizliği bozan Mehmet'in telefonu oldu. Hemen cebinden çıkarıp kimin aradığına baktı. Asiye arıyordu, telefonu sessize alıp masanın üzerine koydu.

Asiye'ye diyecek bir şeyi yoktu. Oğlunun ortadan kaybolduğunu öğrenirse kafayı yer, Mehmet'in canını okurdu. Kendini toparlayıp telefonu eline aldı. Ekranı açtığında hala aramaktaydı.