18.Bölüm

6.8K 344 13
                                    

Selammmmmmmm

Nasılsınız?

Yılbaşı haftasına sınav koyup bizim iyi bir yıla gireceğimizi düşünen okulum.... Neyse bir şey demiyorum

Eskiden yapılan yorumlar ile alakası yoktur. Spoiler yok.

Lütfen oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın <3

°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°

Üstümde ki montu çıkarıp kendimi direkt yatağıma attım. Yemekten sonra Vasil Bey'i bulamamıştım ve açıkçası hiç sikimde bile değildi. Gereksiz yorulmuştum.

Annem ve babam evde değildi. Telefonumun çalması ile kimin aradığına bile bakmadan onayladım. "Efendim?" "Ayça, nasılsın ablacım?" Çok iyiyim gerçekten(!) Annemin benim bildiğimi ablama söylediğine emindim. Çünkü onların arasından çok farklı bir bağ vardı, ne olursa olsun birbirlerine söylerdi. Çoğu şeyi ben bilmezdim.

Sesli bir nefes verdim, elimin tersiyle gözümü ovuşturdum. "Ne istiyorsun abla?" Sevecen sesi gitmişti, "Annem hakkında konuşacağım ve sen beni kesmeyeceksin." Küçüklüğümden beri hiçbir düşünceme önem vermemişlerdi, bir konu hakkında fikrimi almayı geçin konuşmama bile çoğu zaman izin vermezlerdi.

Dediği gibi onun konuşmasını bekledim. "Annemin yaptığının doğru olduğunu söylemiyorum ama o da mutlu olmayı hak ediyor Ayça." İkisi de aybı şeyleri söylüyorlardı; sanki ben annemin mutluluğunu istemiyormuşum gibi. "Oğuz abiyi annemde bana ilişkilerin birinci yılında söyledi." Annem benden hızlı çıktı(!) Hayatımda hiç sevgilim olmamıştı, gerekte duymamıştım.

Ablamın boğazını temizlediğini duydum, "Annem yirmi altı senedir o adamı ve ailesini çekiyor Ayça. Bende ilk başta tepki gösterdim ama gözlerinde ki mutluluğu görünce bir şey diyemedim." Tepki göstermesi nasıl olmuştur size göstereyim:

+ "Anne, bu adam kim?"

- "Sevgilim."

+ "Ok."

Ben annemden çok ablama her şeyini anlatıyordum evlenmeden önce. O benim annemmiş gibi hisserdim.

"Oğuz abi inan annemi çok mutlu ediyor ve çok iyi bir insan." Sesli bir şekilde güldüm buna. "Annemin ilk hatasında onu böyle silip atamazsın Ayça!" Yerimde doğruldum. "Ben anneme karşı ne hatada bulundum abla söylesene? O para sıkıntısı çekmesin diye dokuz yaşımda su satmam mı yoksa onu kurtarmak için istemediğim bölümü seçmem mi hataydı?!" Sesim titremediği için mutluydum.

"Ayça," Konuşmasına izin vermedim. "Sen ve o birbirinize dertlerinizi anlatırken ben kitaplarıma anlatıyordum. Söylesene, annem senini elini sıçak sudan soğuk suya soktu mu?" Nefes alış verişlerim hızlanmıştı. "Nankörlük etme." Kısık sesini duydum.

Kahkaha attım. Parmağım ile o sanki karşımdaymış gibi göğüsüme pastırdım. "Ben mi nankörlük ediyorum!? Hatırla abla, yirmi üç Mart İki bin yedi. Annem sen reglsın ve karnın ağrıyor diye su ısıtıyordu. Canım çikolata çekmişti annemde onları üst rafa saklamıştı." Kabuk bağlamamış ama kanı durmuş yaram kanamaya başladı. "Eski konuları açma Ayça. Gelmiş geçmiş." Senin için. Senin için gelmiş geçmiş. "Annem çikolatayı almaya çalıltığım için kaynamış suyun içinde olduğu çaydanlığı kollarıma bastırdı abla." Onu dinlemedim. "Sen ne yaptın? Suyum soğudu diyerek anneme bağırdın hatta konuşmadın onunla." Telefonu yüzüme kapattı.

Telefonu sakince kucağıma indirdim. Karşımda ki kitaplığıma baktım. Kitaplarımı da yemek için verdikleri harçlıklarımı biriktirip almıştım. Çok kitap okuyorum diye annem bana kızmıştı.

Küçük Kızım||TextingWhere stories live. Discover now