35. Bölüm

1.8K 103 6
                                    


Merhaba nasılsın? Umarım iyisindir.

Keyifli okumalar🪷

Lütfen oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın <3

Lütfen oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın <3

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

°°°°°°°°°°°°°°°°°°°

"Geç hayatım." Ters ters Alparslan'a bakarak asansöre bindim, o ise tatlı tatlı gülüp düğmeye bastı. Sesli bir nefes verip sırtımı aynaya yasladım. Tabanlarımı hissetmiyordum ve daha eve gidip dersle ilgili olan şeyleri halledip internet üzerinden aldığım işi halletmem gerekiyordu.

Son dönemimde biraz gebeş kaplumbağalık yapıp salmıştım. Ortalamam düşmüştü ve benimle yarış içinde olan Gül'ün ortalamasını bilmiyordum. Aynı zamanda onların grubu arı gibi çalışımıştı dönem sonu ödevi için.

Bizimkiler ise çok ayrı kafalardaları. Evet ödevin bitirmiştik ama en önemli yerlerde dikkat dağınıklığı çekmiştik ama son gün dün olduğu için teslim etmiştik,şimdi tırsa tırsa sonucu bekliyor-dum. Elçin ve Ege birbirleri ile koklaşma merakında, Rengin deseniz Vasil Bey ile iyice zaman geçirmeye başlamıştı. Yani buna bir şey diyemem ama dönem sonu ödevinden geçemezsek ben değil ama onlar naneyi yerlerdi.

Başımın üzerine konulan yanak ile gözlerimi yumdum, "Çok mu yoruldun?" Onaylanan bir mırıltı çıkardım. Başımın üstünü öptü. Anonim olduğunu duyduktan bu yana yaklaşık iki ay geçmişti ve biz açıkçası öyle oturup sevgili olalım diye bir konuşma yapmamıştık. Ama öyleydik ve de bence öyle bir konuşmaya gerek yoktu. İkimizde birbirimizi seviyorduk ve bu ortada idi.

Asansörden inip, az çok toprladığım evime girdik. Hızlı hızlı salona girdim, "Poşetleri yere bırakabilirsin." Dedim ve bilgisayarımı açıp, ona döndüm. O da dediğimi yapıp üstünde ki motorcu ceketini çıkardı.

Saçlarını tek elli ile karıştırıp, "Lavaboyu kullanabilir miyim?" Onu kafam ile onayladım ve yatağımın üzerinde ki pijama takımımı aldım. O lavaboya girince bende hızla üstümü değiştirdim. Ve koltuğa oturup, gelen e-maile baktım.

"Ayça," Kapıyı azıcık açıp kafasını çıkardı, gözlerimi ona diktim. "Burada ki havluyı kullanayım mı?" Ona boş bol baktım, "Kafana göre takıl." Dedim. Kafasını salladı ve ellerini kuralayıp çıktı.

Üstünde ki beyaz tişörtün yakasında ki iki düğmeyi açmıştı. Ellerini salona doğru dönük olan mutfak tezgahona yaslayıp, "Aç değil misin?" Tam reddederken karnım guruldadı. Gözleri gözlerimdeyken gözleri kısıldı gülerken.

Ve arkasına dönüp poşetleri katıştırdı, bilgisayara geri döndüm. "Sen de yorgun değil misin? Sal dışarıdan söyleriz." Dedim ve daha sonra yazdığım satırı yarım bırakıp ellerimi yıkamaya kalktım.

İş yatına idi ve ben daha yeni hatırladım. Nasıl ama? Mükemmel bence (!) Bütün gece bunla uğraşmak zorundaydım. Neyse ki yarısını okulda halletmiştim. Sınavlardan geçtiğim ama devamsızlığımın sınırda olduğu ders yüzünden gitmiştim okula.

Küçük Kızım||TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin