22.Bölüm

6.9K 351 49
                                    

Selam. Keyifler nasıl?

Benim bok gibi. Sayısalcı olmama rağmen fizikten 20 aldım 💅🏻🫣

Adam olana çok bile.

Eskiden yapılan yorumlar ile alakası yoktur. Spoiler yok.

Neyse, Keyifli okumalarrrrrrrrr

Lütfen oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın <3

°°°°°°°°°°°°°°°°°°

"Yeto artık ya!" Sesli bir nefes verip kafamı kantin masasına yasladım. Birinci dönemin son finalini vermiştim ama canımıda vermiştim. Bu bir ay boyunca kütüphane evim gibi olmuştu;gerekli şeyleri halletmeye sadece eve gidiyordum onun dışında hep oradaydım. Beleşe internette vardı, en sevdiğim.

Bu dönemlerde fazla stresli olduğum için yemekte yiyemiyordum ve bir ayda yaklaşık on-on bir kilo vermiştim. Çöp adam gibi geziyordum etrafta.

Anonim bey benim böyle olduğumu biliyormuş-asla şaşırmadım- bana sürekli yemek gönderiyor üstüne mesajları ile beni asla rahat bırakmadı, yemem için baskı uyguladı.

Sırtımda hissetiğim el ile bedenimi doğrultmadan kafamı çevirdim sadece, "İskelet olmaya mı karar verdim Ayça!?" Rengin sanki küçük bir çocuğu azarlamış gibi ellerini beline yaslamış kaşları çatık bana bakıyordu. Konuşmaya bile halim olmadığı için sadece dudak büzüp kafamı salladım. O da enseme vurup, "Aptal insan." Dedi ve yanımda yerini aldı.

Başim çatlıyordu, reglım her zaman ki gibi geciktiği için üstümde gereksiz sinir vardı. 'Dikkat tehlike!' uyarısı yapıştırılması lazımdı sırtıma şuan.

Karnıma saplanan acı ile yüzümü buruşturup elimi karnıma koydum. Ege ve Rengin'in eli kolu rahat durmuyordu ve sağımda dirsek alttan da tekme yiyordum, iki saattir!

Bır hışımla kafamı kaldırdım ve maalesef sesimi ayarlayamayıp, "Sikicem kolunuzu bacağanızı en sonunda he! Götünüze sokaca-" Arkadan bir elinin ağzımı kapatması ile sesim kesildi. "Sakın ol şampuan!" Ege'nin sesini duyunca bana daha çok geldiler. Alttan iki ayağım ile bacaklarına vurdum, bir yandan da ağzımı kapatan elden kurtulmaya çalıştım. Hangi göt bu?!

Birçok küfür sıralamıştım o kişiye ama tabii duyulmuyordu. Kentinde şansıma az kişi vardı. Rengin benden uzaklaşarak, "Abi bırak yoksa ısıracak bu seni!" Rengin'e saldıracakken duyduğum kelime ile olduğum yerde durdum.

Gülme sesinin ardından elini ağzımdan çekti. Bu sefer ona dönerek, "Sen niye her yerden çıkıyorsun be!?" Öfkemin hedefi bu sefer o olmuştu. İlk başta afallasada sonra mavi gözleri kısıldı. Ne gülüyor bu dalyarak!? Sinirle gözlerimi yumup önüme döndüm. Sinirlenince etrafa zarar vermek geliyordu kendimi zar zor durduyordum ve bu da bana zarar veriyordu.

Elçin masada ki elimi tutup, "Yurdagül kendine gel!" Dedi. Kafamı dağıtmaya çalışoyordu sanırım bilmiyorum. Sol tarafımda ki sandalye çekildi. Yok ben rahat duramayacağım. Gözlerimi açıp ona baktım, sırıtması silinmişti. "Sen nasıl elini kolunu sallayarak giriyorsun buraya?" Tam bir kıro moduna girip göz kırpıp hayırdır manasında kafamı salladım.

Birinin beni durdurması gerekiyordu!

Gülmesini zar zor durduğu belliydi, yüz yüze gelmek için kafasını eğdi, "Şuan oturduğunuz yer okul kantini olarak geçmiyor." Dedi. Beş senedir okuduğum okulda ben bunu yeni öğreniyordum. Gözlerimi kısıp ona baktım, o da daha çok sırıtıp yüzüme baktı.

Kalp sağlığım için göz devirip, "Anyways. (Her neyse)" Diyerek kafamı tekrar masaya gömdüm. Karnım ve başım fazlaca ağrıyordu. Bizimkiler kendi aralarında konuşurken dayanamıyıp eve gitmek için hareketlendim. "Nereye?" Çantamı sırtıma takarken Elçin'i cevapladım, "Karnım ağrıyor eve gideceğim." Dedim ve ardından karnıma saplanan acı ile ağzımdan çıkan inlemeyi tutamadım.

Küçük Kızım||TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin