4

1.5K 156 110
                                    

Kollarında ağladığım beden de kesilmeyen ağlamam yüzünden ağladı ağlayacak bir ruh haline girdiğinde dolu gözleri akmasın diye bir savaşa giriyor. Beni sakinleştirmek için saçlarımı okşayan eli duruyor ve yüzüme bakabilmek için geri çekiliyor.

Gözlerime bakarken tek yaptığı ağlayışımı izleyip yenisi gelen yaşlarımı silmek oluyor bir süreliğine. Onunla göz teması kurduğumda ağlayışımın da hafiflediğini fark ediyorum. Geriye sadece hıçkırıklar kaldığında üzerimdeki sakinleştirici tesiri sebebiyle minik bir gülümsemeyi peyda ediyor.

''İyi hissetmen için yapabileceğim bir şey var mı ?''

En yumuşak tonuyla konuşmaya çalıştığında burnumu çekip aklımdan geçeni söyleyip söylememeyi tartıyorum. Bir başkasının dokunuşlarını saatlerce sıcak suyun altında durmak değil onun dokunuşları siler.

Bir dirseği yatağa yaslanmış oradan destek alırken yüzümdeki elinin üzerine elimi koyup avuç içine dudaklarımı bastırıyorum.

''Bana dokunur musun Lixie? Sanırım seni hissetmek bana iyi gelecek.''

''Elbette bebeğim.''

Olabildiğince yavaşken onu hak etmediğimi tekrar yüzüme vuruyor bir bakıma. O bana tüm sevgisini ve şefkatini verirken ve daha fazlasını yapması sadece dudaklarımın arasından çıkacak herhangi bir iki kelimeye bakarken en ufak zorundalık hissinde başkasını kullanmaktan çekinmiyorum.

Daha fazla ağlamamaya çalışırken derin bir nefes için aralanan dudaklarım onun dudaklarıyla buluşuyor, nefesim oluyor. Acelesiz öpüşü o kadar yavaş ki her neye üzüldüysem bunu aklımdan silmeyi amaçlamış gibi. Yataktan destek alan dirseğini kaldırıp bacaklarımın arasına yerleşiyor.

Onun tişörtünün içindeyim, onunla yattığım yataktayım, onun kollarının arasındayım onunla yaşadığım evdeyim; bizim yatağımızda, bizim evimizde. Tek düşünmeye çalıştığım bunlar oluyor. Dudaklarımız hala birbirine temas ederken dudaklarının hareketini durduruyor ve uyuşukça gözlerini açıyor, eli tişörtümün içinden çıplak tenime kayarken. Hala acelesiz, sadece bana iyi hissettirmeye çalışıyor ve bütün sevgisini hissediyorum.

Biraz daha geri çekilip sol kolunu tekrar yatağa yaslayarak destek alıyor ve kendini bana bastırırken göğüs ucumda gezen parmakları karnımda kelebeklerin doğmasını sağlıyor. Dudaklarım sesli bir nefesi vermek için aralandığında buğulu bakışları oraya yöneliyor.

''Seni seviyorum.''

İçten bir şekilde söylediğimde dudaklarını sus çizgime bastırıyor. Sıcak nefesi nefesime karışıyor. Boynuna dolamış olduğum kollarımdan birini indirerek elimi yanağına yaslıyorum. Sus çizgimden dudaklarıma, oradan çeneme ve boynuma; dudaklarının duraksama noktaları oluyor.

''Seni seviyorum.''

Derin sesi kulaklarıma ulaştığında yeni rotası kulağımın biraz altındaki benin üzeri oluyor. Burada daha uzun süre duraksarken kokumu içine çektiğini hissedebiliyorum. Göğsümdeki eli aşağıya kayıp bir bacağımı bükerek beline dolamamı sağlıyor. Altımda sadece iç çamaşırım olduğu için bacaklarımın çıplaklığı ortaya serilirken sıcak eli tenimin üzerinde kayıyor.

Dudaklarını bastırdığı noktada tenime sürterek boynuma indirdiğinde dilini kullanıyor ve öpücükleri ıslaklaşıyor. Bacağımda gezinen eli ise çamaşırımın kenarından içeri sızıp kalçamı sıkıyor.

Changbin ile yaşadıklarımdan sonra sert olmayan tutuşu canımı yakarken dudaklarımdan kaçan sızlanmaya engel olamıyorum. Bu normalde vereceğim bir tepki olmadığından geri çekilip yüzüme bakıyor.

"İyi misin?"

"Evet, endişelenmeme gerek yok. Devam et lütfen."

Merak parıltılarının süslediği gözlerinden kaçmak için geri çekilmesini fırsat bilerek ellerimi tişörtünün uçlarına götürüyorum ve yukarı doğru sıyırıyorum. Tişörtünü çıkarmama yardımcı olduğunda telaşım hareketlerime aceleci bir hava katıyor. Onun tişörtünden kurtulmamın ardından kendi üzerimdekinden de kurtuluyorum.

Changbin ile yaşadıklarımın hatırası kendini gösterdiği için duygularım beni bir sabırsızlığa sürüklüyor. Göğsümden karnıma doğru kaydırdığı dudakları karnımda duraksadığında alt bedenimi yükselterek ona sürtünmeye çalışıyorum.

"Bebeğim biraz hızlanabilir misin?"

Sakinliğimi kaybederken konuştuğumda soluk soluğa kalmış sesim odaya yayılıyor. "Elbette." diye mırıldanarak ellerini iç çamaşırımın lastiğine attığında tamamen çıplak kalmamı sağlıyor.

Benim ellerim titriyor o ise dudaklarını derince kasığımın üzerindeki kendi işlediği ince italik mürekkep izine bastırıyor: Carmen

Bana Carmen'im diyor.













~


Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.












Carmen | HyunlixHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin