10

983 113 79
                                    

"Hyung sigara içmeye çıkacağını sanıyordum."

Düşmemem için hala kolumda tuttuğu elini belime kaydıran beden bakışlarını gözlerimden dudaklarıma indirdiği bakışlarıyla konuştuktan sonra bakışlarını yanımıza gelmiş olan bedene çeviriyor. Changbin'in üzerindeki bakışları tüm yüzünü tarıyor, gözlem yeteneği iyi olan biri olarak kendine cevap olarak yetecek bir mimik arıyor.

Changbin ise düz tuttuğu yüzüyle "Elimi yıkamaya gelmiştim." diye mırıldanarak yanımızdan ayrılıyor. Felix'in bakışları bu sefer gözlerime dönerken burunlarımızı birbirine sürtüyor, bir an için bunu sigara içtiğini söyleyen Changbin yüzünden yaptığını düşünüyorum. Benden de sigara kokusu alıp almayacağına bakıyor diye düşünmeden edemiyorum. Changbin'in yalanı yüzünden benim dudaklarıma sinecek bir koku olmadığı için ciddi yüzü biraz yumuşarken doğru hissetmişim diyorum kendime ve o dudaklarımızı yakınlaştırırken nefesimi tutuyorum.

İkinci kez aynı hatayı yapmışken, başkasının dudaklarına değerek kirlettiğim dudaklarımla onun dudaklarına dokunmak için kendimde bir hak göremiyorum.

Dudaklarımız değmeden duraksıyor, havada asılı kalışımız bir süre sürüyor. Beni öpmesini hak etmiyorum. Belki de benim öpücüğü tamamlamamı bekliyor, tamamlayamıyorum. Zamanı donmuş gibi hissettiren, kalp atışlarımı kulağımda gümbürdeten ve adeta bir yılan gibi soluk boruma sarılan yoğun dakikaların ardından dudaklarını yanağıma bastırıp geri çekiliyor hızlıca, kaçar gibi.

İçimde birkaç parça kırılırken buna da hakkım olmadığını hatırlatıyorum kendime.

"Bizimkiler kalkıyor, o yüzden sana bakmaya geldim."

Geri çekilip konuştuğunda verecek bir cevap bulamıyorum, sıkıntılı ifadesini okumak zor değil. Yüreğim sıkışıyor, artık konuşmak zorunda olduğum gerçeği yüzüme çarptığında. Onunla konuşmazsam içimde bir kurt gibi beni kemiren vicdan azabım devam edecek işgencesine ancak şeytanın tatlı, küçük fısıltısı her hücremin bas bas bağırmasına rağmen yapmam gerekenin üzerini örtmeye çalışıyor.

Tedavi olursan ona söylemen gerekmez.

Konuşmuyorum, konuşmuyoruz. Eve gidene kadar aklımı işgal eden düşünce yüzünden dış dünya ile tüm bağlantım kesiliyor. Ona söyleyip söylememeyi düşünüyorum, en yakın arkadaşıyla bir kez birlikte olduğumu ve tekrardan birlikte olmaya çalıştığımı, o beni beklerken arkadaşıyla öpüştüğümü.

Midem bulandığı için kapının önünde öğürüyorum. Ağzıma elimi kapadığımda ancak fark ediyorum evimizin önüne geldiğimizi.

Felix beni içeri sokmak yerine kapının apartmanın önündeki banka oturttuğunda başımı geriye yaslamamı sağlıyor. Daha rahat nefes alabildiğimde, düşüncelerinden çekip kopartıldığımda beni terk eden bulantı hissiyle elimi ağzımdan çekiyorum.

Bacaklarım arasında dikilirken çenemdeki elini çekmeden bakıyor dimdik gözlerime. Endişelendiğini görebilsem de endişesini gölgeleyen kara bulutlar içerisinde sevgilim de.

Her an dudaklarından dökülmeyi bekleyen kelimeler var ancak susuyor, derin bir nefes alıp yutuyor hepsini. Bana konduramıyor aklındaki şüpheleri biliyorum, bilmek daha çok yakıyor canımı.

"Felix..."

Yaşlar gözlerimi doldurup yanaklarıma süzülürken çenemdeki parmaklarına da uğruyor, ıslatmadan geçmiyor. Oturduğumdan kafamı kaldırarak ona bakarken ay ışığı yüzüne vuruyor, bir de sokak lambasının sarı ışığı.

Parmakları çenemden düştüğünde parmaklarımı tişörtünün ucuna sarıp yüzümü karnına yaslıyorum. Eli öylece havada asılı kalıyor bir müddet, bana dokunmuyor.

Söylememe gerek yok anlıyor, benim ona sığınıp onu aldattığım için ağladığımı anlıyor. Ağzından yine tek kelime dökülmüyor, sesi kulaklarıma uğramadıkça cezalandırılıyormuş gibi hissediyorum.

Hıçkırıklarım karnına çarparken boğuk bir ses çıkıyor, tişörtünü ıslatıyor göz yaşlarım. Gözümden çıkan her bir yaş onun üzerinde iz bıraktığında geri çekiliyor, ona bakmamı sağlıyor. Ellerim kopamıyor üzerinden.

Dehşet içinde bana bakarken soramıyor da, dili varmıyor. Çaresizce bakışları sokağı turlarken dudakları aralanıp kapanıyor. Elleri tişörtünü tutan ellerimi ayırmak ister gibi bileklerime tutunuyor.

"Seni aldattım."






Bu kadar ani söylemesini beklemiyordum ben neden böyle oldu ki :(

Bu kadar ani söylemesini beklemiyordum ben neden böyle oldu ki :(

Ups! Gambar ini tidak mengikuti Pedoman Konten kami. Untuk melanjutkan publikasi, hapuslah gambar ini atau unggah gambar lain.

Ben demiştim oysa bu gözler beni üzer.









Carmen | HyunlixTempat cerita menjadi hidup. Temukan sekarang