17

961 112 48
                                    

Arabada bir sessizlik hakimken bakışlarım yol ve onun yan profili arasında gidip geliyor. Ona baktığım sırada bana dönmesiyle ise yakalandığım için bakışlarımı karşıya çeviriyorum. Sonrasında bunu neden yaptığıma anlam veremezken aklımda bir çatışmaya giriyorum.

"Kemerini tak."

Derin sesiyle ona döndüğümde bakışları hala üzerimde geziniyor, dediği gibi takmayı unutmuş olduğum kemerimi taktığımda ise tekrar yola dönüyor.

Hiçbir tepki vermemesi yüzünden gerilirken eve gitmeyi beklediğini biliyorum. Yine de bunun için korkmak yerine arabanın içine yayılmış mahrum kaldığım kokusuna tutunuyorum ve bedeninin yanımda olmasına, başımı çevirdiğimde onu görebileceğim kadar yakınımda olmasına.

Bu süreçte sakin sakin oturmak yerine ise Changbin'in yanında geçici olarak bastırabildiğim yoksunluk ile mücadele ediyorum. Felix'in yanında olduğumdan artık çekineceğim veya saklayacağım bir şey olmadığı için ilk kez bu durum gözümü korkutmuyor.

Sabırsızlıkla dizimi sallamama engel olamazken ellerim koltuğun kenarlarını kavrıyor. Ellerim, kendimi bastırdığım koltuktan ayrılıp kasıklarımda yer edinirken yanımdaki beden hareketlerim yüzünden bana dönüyor.

Araba kullanırken onu rahatsız etmek istemediğimden kendimi kasıyorum, tanıdık sokaklara girmemizle ise beklemek daha zor oluyor. Arabayı park etmek için uygun bir yer bulduğunda onu beklemeden inip apartmana ilerliyorum. Cebimdeki anahtarla kapıyı açıp içer girdiğimde asansörle uğraşmadan birkaç saat önce ayrıldığım eve gidiyorum. Ben kapıyı açmaya çalışırken gelen apartman kapısının açılıp kapanma sesiyle geride bıraktığım bedenin de geldiğini anlıyorum.

Acele hareketlerim yüzünden anahtarı yere düşürdüğümde dudaklarımdan küçük bir küfür firar ediyor.

"Sikeyim."

Küçük elleri beni kenara çekip yere düşen anahtarı aldığında kolayca kapıyı açıyor. Ayakkabılarımdan kurtulup içeri giriyorum, peşimden girdiğinde normal şartlarda aramız böyleyken asla yeltenmeyeceğim bir şeyi yapıyorum. Kendi üzerimdeki monttan kurtulmak yerine ellerim onun üzerine gidiyor. Kapıya yasladığım bedenin üzerindeki monttan hırçınca kurtulduğumda ellerimi beyazın üzerine ince siyah çizgilerin geçtiği gömleğine atıyorum. Özensizce çekiştirdiğim kumaş yüzünden düğmeleri açılmazken yırtmak ister gibi çekiştiriyorum.

Ellerimi tutarak bana engel oluyor ve uzaklaştırıyor. Uzaklaştırması yüzünden sızlanırken ellerinin tenimdeki sıkı tutuşu kaybolmadığı için umutla gözlerine bakıyorum.

"Oraya neden gittin?"

Şu durumdaki bana en sormaması gereken soruyu soruyor. İki kelimeyi birleştirecek halde dahi değilken açıklama istiyor fakat cevap alamamasıyla pes ederek bir elini bileğimden ayırırken diğerini çekmeden yatak odasına ilerliyor.

Dağınık yatağın üzerine bedenimi yüz üstü iterken dizlerimi yatağa yaslıyorum. Vakit kaybetmeden arkamda yer edinmesiyle kendimi bedenine itiyorum.

Kendi montumu çıkarmadığım için şu an aramızda olması ve arkamdaki bedeni hissetmemi engellemesi yüzünden sinirim bozulurken benim yerime çıkartıyor.

Montum yeri boylarken elini pantolonumun önüne atıyor. Düğmesini ve fermuarını açtıktan sonra çamaşırımla birlikte dizlerime kadar indirdiği pantolonumla sertliğim karnıma çarpıyor.

Yatağa yasladığım ellerimden birini sertliğime götürmek üzereyken derin sesi beni durduruyor.

"Kendine dokunma."

"Acele et."

Sızlandığımda gelen seslerle kendi pantolonu ve çamaşırından kurtulduğunu anlıyorum. Kalkıp benim tarafımdaki komodin çekmecesine ilerlediğinde ise kayganlaştırıcıdan önce vibratörümü bulup çıkardığında kısaca bakıp yatağın üzerine bırakıyor ve kayganlaştırıcıyı alıp arkama geçiyor.

Deliğimde soğuk sıvıyı hissedince inliyorum fakat beni hazırlamak yerine kendini deliğime konumluyor. Şu durumda zaten hazırlamasını istemeyeceğim için sesimi çıkartmıyorum, ta ki sertçe kendisini içime itmesine kadar.

Dudaklarımdan bir haykırış dökülürken dahi canımın acımasını umursamıyorum, hareket etsin istiyorum fakat içimdeki doluluk hissi asla hareket etmezken başımı kaldırdığımda eli başımı yatağa geri bastırıyor.

Üzerime eğildiğini hissederken hareket etmesini söylemek için dudaklarımı aralıyorum ancak belimi saran elleriyle pozisyonunu sağlamlaştırdıktan sonra sorduğu soruyla bir cevap vermediğim sürece böyle bekleyeceğini anlıyorum.

"Niye oradaydın Hyunjin?"

















Umarım güzel olmuştur bölüm istediğim gibi yansıtabildim mi bilmiyorum

Umarım güzel olmuştur bölüm istediğim gibi yansıtabildim mi bilmiyorum

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.




Carmen | HyunlixWhere stories live. Discover now