24

807 96 44
                                    

Vücutlarımız defalarca iç içe geçtikten sonu dağılmış hallerimizle uzanıyoruz. Biraz önce zirveye ulaşıp sakinleşmeyi beklerken çıplak göğsüne yasladığım başımı kaldırıyorum. Henüz nefesleri düzene girmemiş beden kalktığım için yummuş olduğu gözlerini hızla açarak bana bakıyor. Yavaş hareketlerle içinden çıkma girişimimi belime sarılı bacaklarını sıkılaştırarak engelliyor ve kolumdan tutarak beni tekrar göğsüne çekiyor.

''Böyle duralım, içimden çıkma.''

Ten temasını fazlaca sevdiği için bu isteğini garipsemiyorum. Yanağım terli göğsüne yaslandığında tekrar gözlerini yumarak ellerini gevşekçe saçlarımın arasına bırakıyor. Ensemdeki tutamlarla oynamaya başladığında mayışarak ben de gözlerimi kapatıyorum. Daha rahat yerleşmek adına başımı biraz daha yukarıya yasladığımda bir eli saçlarımdan ayrılıp omzum ve sırtım arasında dolanıyor. Parmak uçlarının hafifçe tenimin üzerinden kayması hoşuma giderken aynısını göğsünde yaparak rastgele yuvarlaklar çiziyorum. 

Bir iç çekişiyle göğsü şişerken şu an bu kadar sıkıntılı bir ruh haline girdiğini hissetmek beni endişelendiriyor. Sormak istemiyorum. Sorduğumda alacağım cevabın ikimizi de üzecek olduğunu bilerek bunu görmezden geliyorum. 

''Üşüyeceğiz.''

Mırıldandığımda  umursamadan parmak uçlarını yüzümde gezdirmeye başlıyor. Açıkçası terim soğumaya başladığı için çoktan üşümeye başlamış durumdayım. Bu sefer beklemeden başımı göğsünden kaldırıyorum. Gözlerimiz buluştuğunda elini kaldırıp göz kapağıma çizdiği ve hala görmediğim desenleri takip ediyor işaret parmağı ile. 

''Akmış biraz.''

''Hala göremedim.''

Elini yanımızdaki sehpaya uzatarak orada duran telefonunu alıyor. Kamerayı açıp uzattıktan sonra kolunu başının arkasına doğru yerleştiriyor. Onun bunu yaparken oluşturduğu karizmatik görüntüye takılı kalmayarak ekrandaki görüntümü inceliyorum. Lacivert ve mavi rengini kullanarak yaptığı küçük ejderha figürü ve diğer gözümde de aynı tonları kullanarak çektiği çizgiler oldukça hoşuma gidiyor. Bunu ölümsüzleştirmek için çıplaklığımı umursamadan telefonu yüzüme yaklaştırarak birkaç poz çektiğimde ejderha figürünün olduğu tarafı dikkatle almaya dikkat ediyorum.

''Beğendin mi?''

''Bayıldım. Çok güzel olmuş.''

Telefonu bırakmadan önce çektiğim fotoğraflara göz atarken çıkan bildirim ekranın üst kısmında gözüküyor. Normalde birbirimizin telefonlarına veya mesajlarına bakmasak da tam elimdeyken olması sebebiyle gözüm kayıyor ve ekranda gördüğüm isimle yüz ifadem değiştirmemeye çalışıyorum. Açıp tamamına bakma isteğim körüklenirken o isim yüzünden fazlasıyla uygunsuz bir durum olacağından ekranı kilitleyip önceki yerine koyuyorum. 

Önüme döndüğümde çatılı kaşlarıyla bana bakan bedeni fark ettiğimde yüzümü istediğim kadar ifadesiz tutamadığımı da fark etmiş oluyorum fakat bozuntuya vermeden ince parmaklarımı göğsünde gezdirip konuşuyorum.

''Hadi duş alalım artık.''

Hem üzerimizde kurumuş terimizin bıraktığı hem de karnına sıçradığı ve üzerine yattığım için benim de üzerime bulaşan sıvısının yapışkanlığından rahatsız olmaya başladığım için sunduğum teklifi başını sallayarak onaylıyor fakat henüz hala rahatını bozmak istemediğini biliyorum. Bu sebeple yavaşça içinden çıktığımda bacaklarını belimden ayırarak iki yanıma düşürüyor ve üzerinden kalkarak dudaklarımı yanağına bastırıyorum. 

''Beni fazla bekletme.''

Üşüdüğüm için kollarımı kendime sararak banyoya ilerleyip ışık düğmesine dokunuyorum. İçeriye girdiğimde cam kapısı açık olan duşa kabine eğilip suyu en sıcak ayarda açtıktan sonra birkaç dakika bekliyorum. Sıcak suyla yıkanmayı sevdiğimden çıkınca üşümemek adına banyo da ısınsın diye kapısını kapamak aklıma geldiğinde açık kapıya dönünce hala görüş açımda olan beden yüzünden kapıyı kapama konusunda aceleci olamıyorum.

Yan profilinden telefonuna ciddi bir ifadeyle bakmakta olduğunu seçebiliyorum. İçeriğini merak ettiğim mesajları okuduğuna emin olmamı sağlayacak şekilde ciddi ifadesini bozmadan telefonun ekranını kapatarak elinde döndürmeye başlıyor. Düşünceli bakışları öylece karşısındaki boş bir yere odaklanmış haldeyken ne düşündüğünü merak ediyorum fakat aniden bana dönmesi yerimden sıçramama sebep oluyor. 

Ayağa kalkıp banyoya ilerlemeye başladığında vücudunu süzmeye engel olamayarak içeri giriyorum ve çoktan ısınmış olan suyun altına sokuyorum bedenimi. Aklımda Changbin'in ona attığı ve bildirimden gözüken mesaj aklımı meşgul ederken duş başlığından güçlü bir şekilde akıp tüm saçlarımı ıslattıktan sonra omuzlarımdan vücuduma süzülen su damlalarıyla kaslarım gevşiyor ve cam kapıyı kapatarak belime kollarını saran beden de bana eşlik ediyor. 








Gelecek bölümlerde yine kaotik bölümlere geçeceğiz ve o zaman Hyunjin'in sahip olduğu hastalık hakkında daha detaylı bir bilgilendirme de yapacağım fakat şimdiden küçük bir hatırlatma yapayım bunu tam olarak aldatma olarak görerek okumamalısınız. Bu aynı madde bağımlılığı gibi bir şey ve aynı yoksunluk durumlarını yaşıyorlar tek farkla bir alkol veya madde yerine bir aktiviteye yani cinselliğe karşı bir yoksunluk. Doğal olarak ana karakterimizi ilişki etikleriyle yargılamak doğru olmayacaktır. 






Carmen | HyunlixWo Geschichten leben. Entdecke jetzt