27

1.3K 133 118
                                    

Felix

"Ona nasıl dokunduğumu duymak ister misin?"

Hangi cesaretle karşıma geçip bunları söyleyebiliyordu bilmiyorum fakat yakasından tutup çekerken diğer bir kere daha yumruğumun yüzüyle buluşmasına izin veriyorum. O da sadece vurmama izin veriyor. Normal şartlarda benden çok daha güçlü, çok daha kaslı olduğu aşikar fakat saldırılarımı yumuşatmak için bile bir girişimde bulunmuyor. Bu sebeple tuttuğum yakasından çekerek yüzlerimizi yakınlaştırdığımda asıl sebebinin beni özellikle sinirlendirmek ve sinirimi ındançıkartmamı sağlamak olduğunu biliyorum.

"Yaptığın ihaneti geçtim, gözümün önünde sevgilime sırnaşmanı geçtim, böyle konuşmaya da mı utanmıyorsun?"

Sesim kalınlaşırken arkamda kalmış bedenin titrek soluklarının sesi kulağıma ulaştığında sakinleşmeye çalışıyorum. Stres altında veya endişelendiğinde daha da tetiklendiğini anladığımdan buna sebep olmak istemiyorum. Onu düşünmek bile karşımdaki bedenin yakasındaki ellerimi gevşetmeye yetecek kadar beni sakinleştirirken tavrımdan da taviz vermek istemiyorum bu sebeple onu iterek yakasından ellerimi çektiğimde sadece "Konuşalım." diyor.

Az önce sarf ettiği kelimeleri ne ladar beni kışkırtmak için kullandığını anlasam da varlığını soluklarından hissettiğim ve odağımın çoğunu verdiğim beden için bunun oldukça kırıcı olacağını biliyorum.

"Konuş ne konuşacaksan."

En sonunda pes ederek en azından dinler ve hayatımızdan çıkartırım düşüncesiyle konuştuğumda bakışları arkama dönüyor. Olanlardan sonra gözünün kenarıyla bile bakmasın ona istiyorum. Bakışları oraya takılı kaldığında sinirlensem de Hyunjin burada olduğu sürece konuşmak konusunda rahat olmayacağını anlayarak ben de arkama dönüyorum.

Soğuktan kızarmış burnu ve evden çıkarken boynuna sardığım kırmızı atkısıyla üşümüş ellerini şişme montuna sokmuş, iri ama küçücük gözüken beden her şeyi bırakıp eve gidip onu sarmalama isteği uyandırıyor içimde. İkimiz de ona döndüğümüz için gerginlikle yerinde kıpırdadığında arkasını dönüp sokağın köşesinden dönüyor. Ne kadar soğukta beklemesi içime sinmese de fazla uzaklaşmayacağını hatta dinleyecek kadar yakında olacağını biliyorum.

"Dinliyorum." önüme dönüp iğneleyici sesimin sokakta yankılanmasına izin verdiğimde omzularını düşürüyor. Yere indirdiği bakışları sebebiyle yüzünün bir kısmını ve soğuktan buhar haline gelen nefeslerini görüyorum.

"Özür dilerim Felix."

Aniden gözlerime bakıp konuştuğunda içten olduğunu görebiliyorum fakat bir fayda etmiyor  bulunduğumuz noktada.

"Özür dilerim."

Tekrar mırıldandığında bir açıklama yapmayıp bunu tekrarlaması sinirlerimi bozuyor. Bunca zaman Hyunjin'e hissettirmemeye çalıştığım tüm duyguları yüzüne çarpmak istiyorum. Neden bunu yaptı? Neden yapmaya devam etti? Ondan faydalanıyor muydu? Aklımı kurcalayan bütün bu soruların en yaralayıcısı hep sonuncu oluyor nedense ve ben şimdi sadece bunların cevaplarını almak istiyorum. Anlamsız bir özürden fazlası olmayan kelimeleri duymayı değil.

"Neden onunla birlikte olmaya devam ettin?" soğukça konuştuğumda "Ben..." diye mırıldanıyor.

Aklımdan binlerce kez geçirdiğim ihtimallerden biri zihnimde belirirken konuşacağını söyleyip hiçbir şey söylememesi sebebiyle en sonunda patlıyorum.

"Sen ne? Onu aşık olduğunu mu söyleyeceksin? Bana daha çok kullanmışsın gibi geliyor."

Ne kadar bu söylediklerimi Hyunjin duymasın istesem de içimi dökmedikçe aşamayacağımı biliyorum.

"Onu kullanmadım." başta fısıltı halinde söylese de ardından daha kendinden emin bir şekilde tekrarlıyor.

"Onu kullanmadım."

Dudaklarım alaycı bir gülümseme için kıvrılırken göz deviriyorum.

"İlk olduğunda onu durdurmak için çok çabaladım sarhoş olmama rağmen fakat Felix nasıl karşı koyabilirdim? Senin sevgilin olarak ondan uzak durmak öncesinde çok kolaydı fakat ısrarcı bir şekilde bana geldiğinde ne kadar reddedebilirdim?"

Onu kullanmış olma ihtimalinin benim için en dayanılmaz olduğunu düşünüyordum, hala aynısı fakat ona aşık olma ihtimalinin de en az onun kadar dayanılmaz olduğunu fark ediyorum.

"Ne demek nasıl reddedebilirdim? Özrün kabahatinden büyük."

Kaşlarım çatıldığında tekrar yakasına yapışmamak adında ellerimi cebime sokuyorum.

"Felix onu kullanmadım. İnkar edemeyeceğim, ona karşı önüne geçemediğim bir zaafım var. Ben de bu durumda sadece onun bağımlılığından faydalanmış oldum. Sıcaklığını kollarım arasında hissetmek tek düşünebildiğim-"

"Kes sesini."

Artık daha fazla dinlemeye dayanamadığımda sözünü kesip sadede geliyorum.

"Daha fazla onun etrafında olma. Ulaşabileceği bir açık kapı da bırakma."

Bunlar son sözlerim oluyor. Gitmek için arkamı dönecekken kolumdan tuttuğunda o da son sözlerini söylüyor.

"Bunun hastalık olduğunun farkındasın değil mi? Sürekli yanında olarak önüne geçemeyeceksin. Eğer bunun ciddiyetini ertelersen de Hyunjin'i korumak zorunda olacağın tek kişi ben olmayacağım."
















Cringe olmasından endişe ediyorum ama umarım seversiniz bölümü. Hyunjin'in bakış açıcıyla yazıyordum fakat bu anı Felix'in gözünden de görmemiz daha iyi olabilir diye düşündüm. Felix'in bakış açısından daha fazla bölüm ister misiniz? Hikaye için gerekli mi?










Hai finito le parti pubblicate.

⏰ Ultimo aggiornamento: Dec 23, 2021 ⏰

Aggiungi questa storia alla tua Biblioteca per ricevere una notifica quando verrà pubblicata la prossima parte!

Carmen | HyunlixDove le storie prendono vita. Scoprilo ora