16

847 101 68
                                    

Onun kucağında, ona sürtünürken dahi beynimde bu hisse direnmeye çalışıyorum. Yine Felix'e ihanet etmek istemiyorum.

Ona küçük sürtünüşlerim aklımdaki düşüncelerin karamsarlığıyla şiddet kazanırken sıkıca belimi kavrayan elleriyle beni koltuğa yatırıyor. Bacaklarımın arasında yerini almadan önce kendimi durdurmak için son çare olarak aklıma gelen bahaneyi hızla dile getiriyorum.

"Felix'i arayacaktım!"

Nefes nefese kalmış halde zikrettiğim isimle tamamen durulurken şaşkın ifadesine karşı "Felix'i aramam gerek." diye mırıldanıyorum.

"Tabii..."

Geri çekilip üzerimden tamamen kalktığında bakışlarındaki donukluğu da yakalıyorum. Hala daha yerimden kalkamazken bakışları kendimi zorlamam için sebep oluyor. İçgüdüsel olarak hala dokunuşlarını kabul etme eğiliminde de olsam geri dönmemek için hızla cebimden çıkardığım telefonu açarak gerçekten de Felix'in numarasına tıklıyorum.

Rahat konuşabilmek bahanesiyle kalkıp evin içine doğru giderken görüş açımdan kaybolması mantıklı tarafımı biraz daha güçlendiriyor.

Aramada ise açılmayacağını düşünüp umudumu kaybetmek üzereyken bir haftadır duymadığım sesi duyuyorum. O an her şeyi unuturken ne kadar özlemiş olduğum da yüzüme vuruyor.

"Alo, Hyunjin?"

Bir hafta boyunca aramamaya, titizlikle onun alanına saygı duymaya çalıştıktan sonra birden aradığımdan sesi meraklı çıkıyor. Bu bile beni mutlu ederken soğukluğunu da görmezden geliyorum.

"Felix, beni buradan alabilir misin?"

Hışırtılı seslerin ardından tamamen sorgulayıcı sesini duyuyorum.

"Neredesin?"

Kesinlikle işleri iyiye götürmeyeceğini bildiğim cevap yüzünden bir süre susarken ben cevap vermedikçe onun aklındaki şüphelerin güçlendiğini ve sinirlendiği biliyorum.

"Changbin hyungun evindeyim."

Sesimi ben bile duymakta zorlanırken hızlıca "Beni al buradan lütfen." diye ekliyorum.

"Geliyorum."

Telefonu yüzüme kapatmasına dahi takılmıyorum, yanıma geleceği için. Aslında bu daha çok rahatlamamı sağlarken az önceki muhtaç halimi bastırıyor. Arkamdaki soğuk duvara yaslanırken de bu durumdan kaçmak için onu aramanın iyi bir fikir olduğunu bir kez daha anlıyorum.

Jeongin'in evinin buraya çok uzak olmadığını hatırlayarak içeriye dönüyorum. Telefonuyla uğraşan beden ben geldiğimde telefonu bırakıp bana bakıyor.

"Ne oldu?"

Aniden onu bırakıp Felix'i aradığım için bozulduğu bariz belli olurken bunu fark ettirmemeye çalışıyor fakat sorgulayıcı bakışlarından rahatsız oluyorum.

"Beni affedeceğini söylediğin için artık konuşmamız gerektiğini düşündüm."

Ona tekrar ihanet etmemek için ona sığındım diyemiyorum.

"Konuşmak istediğimi söyleyince de beni alacağını söyledi."

Kulağa tam olarak doğru gelmediğini bilsem de bu şekilde anlattıysam daha sorgulamayacağını bildiğim için yalan söylemekten çekinmiyorum. Zorunluluk hissinin kaybolmasıyla o kişiden uzaklaşma durumunu tekrar yaşadığım için şu an yanına dahi oturmak istemiyorum. Ayakta kaldığım süre boyunca da buna takılmıyor, ilk seferinden sonra da ondan kaçtığım için.

Elimdeki telefonun aniden çalması ise gerginliğimizi bölüyor. Bunun geldiği için yaptığı bir arama olduğunu düşünerek açma gereği duymuyorum.

"Sanırım Felix gelmiş."

Beni geçirmek için ayağa kalktığında bu kadar sessiz olması beni gerçekten tedirgin ediyor. Hızla montumu alıp üzerime geçirdiğimde ise kapıdan çıkmadan önce durduruluyorum onun tarafından.

"Dışarısı soğuktur."

Montumun fermuar yerlerinden tutup beni kendinde yaklaştırdıktan sonra fermuarı kapamasıyla daha da huzursuz oluyorum. Uzun, sarı saçlarımı kulağımın arkasına iterken "Sıcak çikolata için teşekkürler hyung." diye mırıldanıyorum.

Kısa boyu yüzünden başım öne eğikken yaklaşmasıyla ağlamak istiyorum.

O sırada telefonum tekrar çalıyor ve kurtarıcım olurken "Görüşürüz." diyerek apar topar kapıdan çıkıyorum.

Dışarı adımımı attığımda ve serin hava beni kucakladığında evin önünde bekleyen araba ve şoför koltuğundaki sarı saçlı beden rahat bir nefes almamı sağlarken hızlı adımlarla arabaya ilerleyip yanındaki koltuğun kapısını açıyorum. İçeri girdiğimde ise yanımdaki beden evin kapısına yaslanıp bize bakmakta olan bedene kısa ve ruhsuz bir bakış attıktan sonra arabayı çalıştırıyor.



















Önceki bölümü okumayı unutmayın.

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.


Carmen | HyunlixWhere stories live. Discover now