6

1.2K 131 82
                                    

Bir süre sonra kapalı kapı açılıp tek başıma beklediğim dinlenme odasına elindeki eldivenleri çıkartarak Felix giriyor. Kapı ağzında duran çöpe attığı eldivenlerin ardından güler yüzüyle bana yaklaşıp bacaklarını iki yanıma koyarak kucağıma yerleşiyor.

"Geleceğini söylememiştin güzelim."

Geldiğim için oldukça mutlu olduğunu hissededebilirken onun mutlu enerjisi içinde bulunduğum gerginliği daha sonra pençesine takılacak olduğumu bilsem de geri plana atmam için yardımcı oluyor.

"Sürpriz yapmak istedim. Ryujin işin olduğunu söylediği için rahatsız etmek istemedim."

"Changbin hyung baya yorgundu keyfi olarak buraya uğrasam da yardım etmek istedim ama kendisinin devam edebileceğini söyledi."

Cevap vermek yerine daha çok ilgiyle onu dinlemeye odaklanıyorum. O da konuşması bitince bir cevap beklemiyor ve gülümseyerek önümdeki saçları iki eliyle geriye çekip yüzümü avuçları arasında tutuyor.

"Çok güzel olmuşsun, her zamanki gibi. Buraya gelirken yine sokaktaki liselilerin sana düştüğüne eminim. Hep aynı şey oluyor."

"Yanlış bir tahmin olduğunu söyleyemeyeceğim."

Yolda gördüğüm lise üniformalı kızların hayranlık dolu sesleri aklıma geldiğinde gülüşümü engelleyemeden konuşuyorum.

Şefkatli dokunuşları ve beni gördüğü için oluşan mutlu hali odaya o gelmeden olan yüzleşmeyi unutturuyor. Yanımda olduğu sürece kendimi kaybetmeme engel olabiliyorum.

"Uzun zamandır dışarı çıkmak istemiyordun. Buraya gelmene çok sevindim bebeğim."

Gülüşü biraz buruklaşırken konuşuyor. Tekrar aynı hatanın içine düşmekten korkup dışarı bile çıkamadığım ve o gün olan ağlamalarım sebebiyle benim için endişeleniyor. Yine de anlatmadığım için beni sıkmamak adına ısrar edemiyor.

"Kendimi biraz daha iyi hissediyordum."

Yüzüne daha da yaklaşarak konuştuğumda kucağımda olduğu için benden yüksekte kalan bedene başımı kaldırmak zorunda kalıyorum. Bacaklarında yer edinen ellerim ince belini sarıyor.

"Senin için endişeleniyorum biliyorsun değil mi? Hiçbir şeyden bahsetmiyorsun fakat seni mutsuz eden bir şey var biliyorum."

Neredeyse fısıldayarak saçlarımı severken konuştuğunda derin bir nefes alıyor ve gülümsemesi kayboluyor.

"Felix..."

"Efendim bebeğim?"

Burnuma dudaklarını bastırıp minik bir kelebek kondurduğunda sadece gözlerime rahat bakabileceği kadar geri çekiliyor. Yumuşak sesi beni rahatlatmak ister gibi. Ona her şeyi anlatmamı bekliyor.

O bana böyle bakarken dilimin ucuna gelen tüm kelimeleri yutuyorum. Ona yaptığım aklıma gelirken midem bulanıyor. Aldığım derin nefes yetmiyor.

"Ben... Ben seni hak etmiyorum. "

Gözlerim dolarken düşünmeden ağzımdan çıkan kelimelerle şekilli kaşları çatılıyor. Beni tekrar ele geçiren göz yaşlarım ve odaya yayılan hıçkırıklarım yüzünden şokla kalakalıyor.

"Hyun saçmalama. Bebeğim beni ne kadar sevdiğini biliyorum yalvarırım böyle düşünüp kendi üzme."

Yüzümü göğsüne bastırırken sıkıca sarılıyor ve başıma öpücükler konuduruyor. Bunu yapması beni her zaman sakinleştirir, bu sefer sakinleştiremiyor. Yaptığımı avutacak hiçbir şey yok.

Ağlamam sadece onu üzmeme sebep olduğu için ellerimi belinden çekip gözlerime bastırıyorum sakinleşmeye çalışırken. Ne yapacağını bilemez bir şekilde bileklerimi sarıyor küçük elleri.

"Bana su getirebilir misin?"

Onun benim yüzümden ne yapacağını bilemez bir şekilde kalmasını yediremezken ortadaki havayı dağıtmak için ellerimi yüzümden çekip çatlayan sesimle konuşmam sonucu elleri bileklerimi terk ederken hızla başını sallayıp kucağımdan kalkıyor.

Çıktığı kapıyı ardından kapamayıp çok kısa bir süre sonra elinde dolu bir pet şişeyle döndüğünde kapağını açarak bana uzatıyor. Ellerimin titrediğini fark edince şişeyi elime vermek yerine nazikçe şişenin ağzını dudaklarıma yaslayıp suyu içmemi sağlıyor.

Bir süre sonra elini tutup şişeyi kendimden uzaklaştırdığımda bakışlarından daha fazla bu sırrı taşıyamayacağımı görüyorum.

"Daha fazla böyle devam edemez bu, Hyun. Biliyorsun değil mi? Seni üzen şeyi asla söylemiyorsun ve elimden ağlamanı izlemek dışında bir şey gelmiyor. Bana bunu yapamazsın."

Çaresizlik içinde ellerine tutunduğumda "Bu sefer de böyle olsun bakalım. Evimize gidelim. " diyor.









~

~

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.









Carmen | HyunlixHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin