4. Bölüm

7K 325 6
                                    

Ben hayatı boyunca hep prensipleri olan bir kızdım. Birinin bana ne söylediğini umursamayan doğru bildikleri doğru, yanlış bildikleri yanlış biriydim. Hayat benim için ya siyahtır ya beyazdır giriye yer vermedim hayatımda. Benim hiç kafam karışmamıştı veya olabilir mi? Dememiştim. Artırıyorum, ben Kaya'ya karşı birşey hissedeceğime bir olasılık vermedim. Onu beğeniyordum en başından beri....yada bu hissin ne olduğunu bilmiyordum

"Sen varsın" dedi düz bir ifade ile , dediğine yutkunmaktan başka birşey yapamadım. Ne demeliyim onu bile kestiremiyorum.

"O-o ne demek?" Dedim çatallanmış bir sesle. Yanağına yerleşen ufak sırıtma ile dudakları aralandı. "Ne anlarsan ateşböceği " dudaklarımı yaladım. "Kaya..."

"Sen mi kalkıyorsun?! Ben mi kaldırayım!?" Öfke ile Barış'a döndü tekrar. "Kalkmıyorum bilader! Kaldır hadi!" Kaya'nın koluna yapıştım hırsla, olay çıksın istemiyordum şu an yeterince rezil olmuştuk zaten.

"Kaya lütfen! Yeterince rezil olduk yeter!" Saçma sapan sebeplerden olanlara bakındı aklı başında değildi Kaya'nın.

"Kaya burası boş istersen gelebilirsin" yönümü kıza çevirdim yüzümü buruşturarak. Tüm salon boş!!!!

"Gel biz arkaya geçelim" dedim. Eşyaları topladım. Biraz önceki kızların bahsettiği kişi Kaya'ydı muhtemelen. Hepsi ne biçim bakıyordu zaten!

Kaya hala Barış'a bakıyordu sinirli bir şekilde çocuk gibiydi kocaman sınıfta çıkardığı kavgaya bakındı yani! "Kaya davetiye kalmadı!"

"Ha?"

"Davetiye mi bekliyorsun? Arkaya geçmiyor muyuz?"

"Evet. " dedi, gözlerini Barış'tan çekti ve benimle beraber bir kaç sıra arkaya geçti. Etraftaki herkesin gözü üzerimizdeyken utanç duygusu her yanımı sardı.

"Neden bu okula kaydını aldırdın Kaya?" Elini çenesinin altına sabitledi. "Dediğim gibi ateşböceği sen burdasın. O okul sıkıcı geldi. Bende senin yanına geldim." Söyledikleri yüzünden kuruyan dudaklarımı yaladım gözlerini üzerimden derhal çekmeliydi tuhaf hissediyordum. Dudaklarımı araladığımda bir ses geldi kürsüden.

"Günaydın Arkadaşlar" dedi Profösör.

"Hoşbulduk Ali Veli Profösörüm!" Dedi alt taraftan biri sınıfın içinde yankılanan kahkaha sesleriyle bende kıkırdadım.

"Eren bıktım senden!" Dedi Veli Hoca gülerek. Tekrar aynı çocuk konuştu. "Bende sizi seviyorum hocam!"

Hoca sınıfta dolaştırdı gözlerini sınıfta dolaştırdı. Sanırım öğrencileri tarıyordu. Kaya'nın bana baktığını hissettiğimde yüzümü ona döndüm.

"Ne?"

"Ne ne?"

"Birşey mi diyeceksin?" Birkaç saniye baktı.

"Diyecek o kadar şey var ki" öyle sesli yutkundum ki muhtemelen Kaya bunu duymuştu. Evet Yüzüne gelen gülümsemeden de anlaşılıyordu.

Rezil olmuştum.

Tüm ders boyunca Kaya yüzünden derse odaklanamamıştım. Sürekli off! Puff!!! Ahhş!!! Oyyy!! Gibi sesler çıkardı durmuştu. Son derse girmiştik ve hala aynıydı.

"Kaya!" Diye bağırdığımda sesimin biraz yüksek çıktığını fark ettim.

"Hm" diye bir ses çıkardı sakin bir sesle

"Ya sus, ya kalk!" Dedim

"Gidelim sıkıldım ben" dedi elindeki kalemi sallarken, sanki parka çocuğumu getirmiş gibiydim. Canı sıkılmış beyfendinin!

Soğuk & SıcakWhere stories live. Discover now