11. Bölüm

5.7K 236 11
                                    

Uzun bir adadan sonra merhaba arkadaşlar. Umarım sağlığınız sıhatiniz yerindedir.

Evet uzun zaman oldu biliyorum, dürüst olmak gerekirse pek etkileşim almadığı için üzerine düşlüyorum. Ama artık ne olursa olsun SOĞUK & SICAK kitabını yazıp bitireceğim, arayı açmayacağım.

Keyifli okumalar dilerim


11. Bölüm. SOĞUK & SICAK

Çok heyecanlıyım, hatta hayatım boyunca hiç bu kadar heycanlanmamıştım. Deli cesareti buydu sanırım, hayatımda gördüğüm en güzel ve hayırlı cesaretti.
Kaya'yı öpmemin üzerinden yaklaşık bir buçuk saat geçmişti ve biz bu efsane çatı katında oturuyorduk, Kaya kafasını benim karnıma yasladı ve koltuğa uzandı, şu an parmaklarımla oynuyor ellerimin üzerine ufak öpücükler bırakıyordu.

"Hava yine bozdu, istersen içeri girelim?" Diye sordum. Kafasını bana doğru çevirdi "Üşüdün mü?" Diye sordu. Kafamı iki yana sallayarak gülümsedim. Üşümüyordum aksine oldukça sıcaktı. Hafiften hava çiselemeye başladığında yüzümü buruşturdum. Küçük yağmur damlaları sanki bizim anımızı daha romantikleştirmeye çalısıyordu.

Yada ben kafayı yemiştim.

Yağmur şiddetini biraz arttırdığında Kaya öne doğruldu, "Gidelim, yoksa hasta olacaksın" dedi. Ben hasta olmazdım. Yaz yağmurunda hasta olan var mıydı cidden?"Sen kendi adına konuş, incecik giyinmişsin" dedim. Ellerini kollarına sürttü. "Üşüyorum, belki sarılıp ısıtmak istersin" dedi, kollarını açtı. Küçük bir kahkaha atıp açtığı kolları arasına girdim. "Deli ya"

"Yanlızca sana deli" dedi, dudaklarını saçlarımın arasına bastırdı. "Yanlızca sana hasta" dedi, bu sefer yanağıma küçük bir buse kondurdu. "Yanlızca sana aşık" dedi, bu sefer dudaklarını dudaklarımın üzerine bıraktı. Dudağını hareketine karşılık verdiğimde sarılması daha sıkılaştı.

"Seni her yağan yağmurun altında öpeceğim Ateşböceği, bu sana sözüm olsun" diye devam etti, yanaklarını avuçlarım arasına aldım. "Bunu sana hatırlatırım Kaya Bey" dedim

Kaya elimden tutup hızlıca aşağı indi, içerisi fena halde nabzımı hızlandırmıştı, Kaya bunu farketmiş olacakki olabildiğince hızlı bir şekilde beni dışarı çıkardı. Elimi kalbimin üzerine koydum ve derin nefes alıp vermeye çalıştım.

"Gözde iyi misin?" Diye sordu, kafamı aşağı yukarı salladım. "Evet... Baya iyiyim şu an" dediğimde Kaya saçlarımı omuzumun gerisine artırdı ve eli ile yüzüme yelpaze yapmaya başladı.

"İyi misin şimdi?" Diye sordu, çardağın altına geçtiğimizde Kaya'nın kolunu sıkıca tuttum. "İyiyim, sanırım burada mahsur kaldık. Baksana çok şiddetli yağıyor"

"Evet, yaz yağmuru, diner şimdi" dedi. Kafama gelen şey pek hayırlı birşey değildi, yapmamalıydım.

Yapacaktım.

Çantamı kenarıya bırakıp çardağın altından elimi çıkardım, yağmur şiddetliydi ama sert ve soğuk değildi. Kendimi yağmurun altına bıraktım kollarımı açıp kafamı gökyüzüne çevirdim. "Gözde, hasta olacaksın!" Diye bağırdığında güldüm. Bu çok güzeldi, sanki su damlaları gibi tüm stresimde akıp gidiyordu. "Gözde kafayı mı yedin?! Sırılsıklam oldun buraya gel!"

"Kaya gelsene!" Diye bağırdım, kaşlarını çattı ve kafasını iki yana salladı. "Kaya hadi!"

"Sen delirmişsin, hasta olacaksın. Buraya gel" dedi, kafamı iki yana salladım. Şu an çok güzel anı kaçırıyordu. Kolundan tutup onu yağmurun altına çektim hızla. Anlık afallarken yüzünü vücuduna giren su ile buruşturdu. Yüzünün aldığı ifadeye kocaman kahkaha attım, çok komik ve şirin duruyordu. "Kaya, hiç yağmurda ıslanmadığını söyleme bana" dedim. Kaya benim gibi kollarını açıp kafasını havaya kaldırdı ve su damlalarının yüzüne vurmasına izin verdi. "Hangi aklı başında insan yağmurda bile isteye ıslanır ki?"

Soğuk & SıcakHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin