6. Bölüm

6.1K 281 22
                                    

Bu his, yalan yok çok güzeldi. Midemde ve kalbimde oluşan bu his ağrılı ama güzeldi. Sanki midemde birşey  var ve dışarı çıkmak  istiyormuş gibi hareket ediyordu.

Kalbim ve midemdeki kelebekler firar etmek istiyordu.

"Benim yanımda heycanlanıyor musun?"  Dedim, onun sorusunu es geçerek. Hafif güldü ve dudaklarını araladı vereceği cevabı beklerken garsonun tekerlekli bir masa ile kahvaltıyı getirdi. Tabi bu Kaya'nın dudaklarının kapanmasına neden oldu.

"Afiyet olsun" dedi garson çocuk. "Teşekkürler " dedik ikimizde.

"Ee anlat sana kendini biraz" dedi heycanla. Tatlı enerjisi yüreğimi şenlendiriyordu sürekli. Kaya beni tanımak istiyordu. Bu bile benim için heycan vericiydi

"Biliyorsun az çok. Annem ve babam ayrılar, annem anneannemlerle Bursa'da. Babam ben bir iki  yaşındayken gitti. Almanya'da yaşayan yabancı bir kadın ile tanışmış ve oraya gitmiş. Dedem ve babannemde Ankara, İzmir arası geziyorlar. İşte bende buradayım, okuyorum. "  gülümsedi ve kafasını aşağı yukarı salladı.

"Bunları biliyorum Gözde. Ben seni tanımak istiyorum, ne yapmayı seversin, hangi renklerden hoşlanırsın . " kaşlarımı çattım ve ağzımdaki lokmamı yuttum.

"Nasıl biliyorsun? Eli ensesine gitti ve gözlerini kaçırdı "sen beni mi araştırdın" diye çemkirdiğimde tavana bakmaya başladı. "Kaya!"

"Ne yapayım merak ettim....sadece anlattıklarını valla fazlası yok" bıkkın bir nefes verdim. "Eee anlat sana"

"Ne anlatayım ki bilemedim" dedim saçlarımı kulaklarımın arkasına attım.

"En sevdiğin yemek?"

"Köfte ,patates"

"Ev sevdiğin renk.... tamam bunu biliyorum. Gri" güldü dişlerini göstererek. "Bir anlamı var mı griyi seçmenin?"

"Yani... siyah  bana hep olumsuzlukları, acıları ve kötü psikolojiyi yansıtıyor. Beyaz ise tam tersini. Gri ise hayatı temsil ediyor benim için. Olumlu, olumsuz, iyi, kötü herşeyi barındırıyor içinde. Tıpkı hayat gibi."  Gözlerimi kaçırdım onun biraz yaptığı gibi etrafa baktım. Sonra bir el hissettim çenemde kendine doğru çevirdi yüzümü. Koyu kahve gözlerini sarı gözlerime çevirdi ve çenemin  altına  uzun yumuşak bir öpücük koydu.

Sanki hayat  durdu,  zaman durdu, nefesim kesildi. Kalbimin atışını duyabiliyordum. O kadar güçlüydü ki herkes duyuyordu belkide. Mideme giren krapın aynısı kalbimede girmişti.

"Kalbin o kadar güzel ki" dedi iç çekti, "bana cenneti yaşatıyor. Seni sevmek cennete sahip olmak gibi"
Kaya beni seviyordu!!

"Kaya..." dedim masadaki peyniri ağzıma soktu. "Biliyorum ateş böceği. Konu aynıki yere varmasın "
İçim acıdı. Kalbim yavaşlamaya başladı bu seferde, onu reddedeceğimi düşünüyordu hep en acısı buydu sanırım. 

Birbirimize karşı birşey hissederken uzak durmak.

"Staj için bir yer bulabildin mi?" Dedi göz  teması kurmadan. "Hayır, yani araştırmadım.  Haftaya son sınavımı vereceğim, projeleri halledip staj yapacak bir yer aramaya  başlayacağım " saçımı geri attırıp Kaya'ya döndüm. "Sizin gibi babamızın Holding'i yok Kaya Karadağ. "

"Ya. Ne büyük şans." Dedi umursanazca. "Sana yardım edebilirim. Yani istersen" kafamı iki yana salladım. "Yok teşekkür ederim. Torpil istemiyorum, ileride torpille yaptım diyecek birşey sokmayacağım hayatıma. "  bileğimi tuttu Kaya. Ellerini elimde hissettim sonra. "Sen ne zaman istersen ben burdayım, okulda, apartmanda, karşı dairende. Ben senin için her yerdeyim. İhtiyacın olduğun her yerde" elimi elinin üzerine koydum yavaşça. "Teşekkür ederim Kaya. Bana değer verdiğin için.  Kimse bu kadar önemsememişti beni. Kendimi değerli hissettiriyorsun bana" gülüşü büyüdü ve dudaklarını yaladı.

Soğuk & SıcakWhere stories live. Discover now