18. Bölüm

3.3K 151 4
                                    

Çiçek öyle bi hızla çıkmıştı ki evden ayakkabılarını bile giymeyi unutmuştu. Emre yanlış hatırlamıyorsam bir alt sokaktaki sitede oturuyordu, bu eğlenceli olacaktı onları izlemeyi istiyordum.

Saat akşam dokuzu geçerken ceketimi giyip kapıyı çektim ve panduflu ve pijamalı Çiçek'i takip etmeye başladım. O kadar fazla gaza gelmişti ki hemen arkasındaki beni fark bile etmemişti. Homurdanıp duruyordu kendi kendine, kim bilir kafasından kaçckez geçirmişti konuşacaklarını.

"Sen kimsin ya?! Bana böyle davranamazsın!" Diye bağırdı daha eve on metre vardı, sesini şimdiden yükseltmeye başlamıştı. Emre'nin evinin bahçesine girdiğimizde pencerede Emre ve Kaya'yı gördük, ikisi cam kenarına oturmuş birşeyler anlatıyordu. Emre'nin morelinin bozuk olduğu her halden anlaşılıyordu. Kaya'da buradaydı, daha yeni görmüştüm onu ama yinede ona bakmaya doyamıyordum.

Çiçek kapıyı sert bir şekilde çalmaya başladığında onun kolunu tuttum. "Sakin olsana kızım. Milleti dürtme, toplayacaksın mahalleyi etrafa."

"Çekil, bana ne, hesap verecek" dedi çalmaya devam etti kapıyı. "Emre! Yeşil gözlerinde kendin boğul insallah! Aç kapıyı" diye bağırdığında kapı açılmıştı. Emre şaşkınlıkla karşısındaki pijamalı panduflu kıza bakıyordu, yüzündeki ilk şaşkınlığın yerini şimdi tebessüm almıştı.

"Çiçek?"

"Çekil!" Dedi, Emre'yi omuzundan itip içeri girdi. "Kusura bakma, hoyratlığı tuttu, enerjisini atsın gider" dedim gülerek.

"Güzelim?"  Dediğinde Kaya'ya baktım. "Vahim" dedim Çiçeği gösterdim. Kaya yanıma dikildiğinde Çiçek ve Emre'yi izlemeye başlamıştık.

"Ya sen ne dengesiz birisin! Kafamı bulandırıyorsun! Hem bana benden sıkıldığını söylüyorsun, sona beni çekip öpüyorsun! Derdin ne senin?! Beni istemediğini söyleyip  sonra  öpmezsin!!" Bağırmaya başlamıştı bile, Emre tam birşey demek için dudaklarını araladığında Çiçek ona fırsat vermeyip tekrar konuşmaya başladı.

"Bana bak! Döverim seni ! Angara bebesiyim oğlum ben! Senin üzerinde çeşitli sanatsal aktiviteler yaparım! Benimle oyun oynayamazsın! " Dedi, gülmemek için yüzümü Kaya'nın koluna bastırmıştım. Sanatsal aktiviteler? Çiçek virajı alamamıştı. Konu sapıyordu.

Çiçek o kadar sinirliydi ki Emre'ye hiçbir şekilde fırsat vermiyordu konuşmak için. O kadar gaza gelmişti ki yerinde duramıyordu, bir sağa bir sola giymeye başlamıştı.

"Neymiş paşam benden sıkılmışmış! Beni istemiyormuşmuş!  Eyvallah, niye gelip öpüyorsun?! Niye kıskanıyorsun?! Niye sahipleniyi-" kocaman gözlerle ikisine baktım. Emre onu susturmak için yüzünü avuçlarım arasına almış ve onu PAT! diye öpmüştü! Çiçek'in havadaki ellerini boşluğa bırakmıştı. Biz sadece izleyiciydik, onu yaşayan o'ydu. Ama şokunu anlayabiliyordum.

"Sakin ol" dedi Emre Çiçek'in gözlerinden ayırmadı gözlerini.  Çiçek derin nefesler alıp veriyordu şu an heycandan, boğazında bir hareketlenme olduğunu gördüğümde daha şoku atlatamadığını anlamıştım."Özür dilerim"

"Beni öptüğün için mi?" Diye sordu Çiçek. Emre başını iki yana salladı ve Çiçeği biraz kendine çekti. "Asla, seni öpmekten asla pişman olmam. Seninle oynadığımı düşündüğün için özür dilerim"

"Benimle oynamıyor musun?" Diye sordu bu sefer Çiçek, Emre bu kez yanağını öpüp ona sarıldı. Çok tatlı olduklarını söylemiştim değil mi?

Emre endişeli gibiydi, muhtemelen Kaya ile aynı nedendendi. İkiside illegal şeyler yapıyorlardı. Emre bunun için sevdiği kadını uzaklaştırmaya çalışıyordu kendinden. Kendince koruma yöntemleri buluyordu sanırım. Ama Kaya beni yanında tutmayı ve kendince korumayı seçmişti.

Soğuk & SıcakWhere stories live. Discover now