Dünya Dışından

Heyecan

"Gençler uyansanız iyi olur." diyen Karasakal'ın sesinin ardından Efe ile aynı anda "Beş dakika daha." dedik.

Dün gece Efe ile güvertede tek bir hamakta yattığımız aklıma gelince gözlerim kocaman açıldı.

Şu an Efe'nin üzerinde oldukça yanlış anlaşılabilecek şekilde ,üstünde, yatıyordum.

Sol bacağımı iki bacağının arasına koymuş, sağ dizimi hafif kırarak ona sarılmıştım.

Efe'nin kolları da sıkı sıkıya belime sarılmıştı.

Kendimize gelmemiz ile hamaktan öyle hızla kalkmaya çalıştık ki hamak ters döndü.

Sırt üstü yere düşerken Efe de tam üstüme düşmüştü.

Tüm mürettebat bu halimize gülerken Efe üstümden kalktı. Ben de onunla birlikte ayağa kalkarken utançtan yanaklarım alev almıştı.

"Rahat bir uyku çektiğiniz belli fakat öğlen beş oldu." diyen Karasakal ile "Pardon kaptan." diye mırıldandım.

"Gidip ayılın." diyen Karasakal'a Efe "Peki kaptan," dedi ve elimden tutup geminin mahzenine çekiştirdi.

Kerberos bize üç kafasını da eğip bakarken Efe çantasından güneşe çıkabilmesi için gerekli olan iksiri çıkarıp içti.

"Şey ben üzgünüm. Uyurken biraz eli yatarım ve üstüne yatmışım," dedim.

"Sorun değil. Dostuz ve böyle şeyleri takmamamız gerekiyor. Sadece mürettebatın öyle bizi görmesi pek hoş olmadı," dedi Efe.

"Evet, haklısın. Dostuz." derken Kerberos hırladı. Sanki bu dediklerimize karşı çıkıyor gibiydi.

"Geri yukarı çıkalım mı?" diye soran Efe ile "Şey, ben of," dedim ve derin bir nefes verdim.

Cümle kuramamıştım. Kalbim! Ah kalbim... Çok hızlı atıyordu.

"Tişörtümü değiştirip geleceğim. Sen çık," dedim.

"Tamam," dedi Efe ve mahzenden yukarı çıktı.

Kerberos bana bakarken yanına oturdum ve "Fazla mı kendimi kastım?" diye sordum.

Kerberos evet anlamında ortadaki başını aşağı yukarı sallayınca "Ne oldu bilmiyorum. Dün gece hamakta yatarken ki an çok güzeldi ve bir anda birlikte yakalanınca heyecan bastı," dedim.