Dünya Dışından

Vurdum

Geminin dört bir yanından yukarı çıkan devasa ahtapot kolları korkuturken Efe kenardan iki kılıç alıp birini bana verdi.

"Kendini korumaya çalış." diyen Efe'ye "Çok dikkatli ol," dedim.

"Beni düşünme." diyerek gülümseyen Efe öleceğini kabullenmişti.

Kraken ahtapot kolları ile mürettebatı bir bir yakalayıp yerken aynısını Efe'nin başına geleceğini düşünmek gözlerimi doldururken dik durmaya çalıştım.

Efe, Kraken'in kollarını kılıçla kesmeye çalışırken Karasakal, Efe'ye yardım ediyordu.

Kraken boştaki bir kolu ile geminin tam güvertesine vurunca gemiden tam ortadan ikiye ayrıldı.

Bu korkmama sebep olurken Efe'nin kendimi korumam için verdiği kılıçla Kraken'in bir kolunu vurdum.

Kolundan kanlar akarken bu onu sinirlendirmiş olmalı ki bana saldırmaya başladı.

Her hamlesinden kaçmaya çalışırken bir kolu ile beni yakaladı.

Beni havaya kaldırırken korkuyla çığlık attım.

Efe beni kurtarmak için koşarken "Gelme!" diye bağırdım.

Kehanet gerçekleşiyordu. Efe beni kurtarmaya geliyordu.

"Sadık dostun eliyle kurtulacaksın bataklıktan,
Fakat son nefesini verecek sadık dostun..."

Bataklık mecazi bir kelimeydi. Efe beni Kraken'in elinden kurtarırken ölecekti.

Buna izin veremezdim. Benim için ölemezdi.

"Efe lütfen gelme!" diye bağırdım.

Kraken beni yemeye hazırlarken büyük bir kükreme sesi yayıldı.

Ne olduğunu anlamaya çalışırken Kerberos'un Kraken'i ısırdığını gördüm.

Kerberos'un ısırığı zehirliydi... Her türlü canlıyı öldürebilecek güçte bir zehirdi.

Kehanet Efe için değildi. Kerberos içindi. Kerberos son birkaç günde bana sadık dost olmuştu.

Kraken beni bırakırken yaklaşık on metre yükseklikten yere düşmeye başladım.

Gemi ikiye ayrılmıştı ve Efe diğer taraftaydı. Beni kurtarmaya gelemezdi.

Kraken'in ölü vücudu denizin derinliklerine düşerken Kerberos'u yanında götürmüştü.

Zavallı köpeğin son bağırışları duyulabiliyordu.

Sırt üstü denize düşerken kafamı çarptığım geminin tahta parçası ile gözlerim istemsizce kapandı.