Dünya Dışından

Yanlış

"E-eyşan." diye kekeleyen Efe'ye "Selam," dedim.

Havanın kararmasından dolayı Efe'nin parlayan gözleri daha belli oluyordu.

Efe yutkunduktan sonra "Bu elbise de nereden çıktı?" diye sordu.

"Afrodit... Giymem için hediye olarak verdi. Bir tanrıçanın hediyesini reddedemedim," dedim.

Efe "Nefes kesici olmuşsun," dedi ve yediği sebze tabağından bir çatal daha aldı. Ayrıca bu tabaktaki son lokmaydı.

"Teşekkürler," dedim utanarak.

"Sana da yemek koyalım mı? Acıktın mı? Hem ateşin vardı. Aslında şu an da ateş ediyorsun. Yani konumuz bu değil. Aç mısın?" diye sordu Efe.

"Pek sebze sevmem. Yine de sağ ol," dedim.

"Rica ederim." diyen Efe gözlerini benden alamıyordu ve bu heyecanlanmama sebep oluyordu.

"Galiba benim tuvalete gitmem gerekiyor." diyen Efe'ye gülerek "Git öyleyse," dedim.

Efe ayağa kalkarken düz yolda takılması ile neredeyse düşecekti ki kolundan tuttum.

"Az dikkat et," dedim.

"Gemideyiz sonuçta. İnsan sağa, sola savruluyor." diye bahane uyduran Efe ile güldüm.

Efe birkaç kez daha düşme tehlikesi yaşadıktan sonra tuvaletin olduğu yere girince arkasından aptalca sırıttım.

Karasakal aramızdaki etkileşimin farkına varmış olmalı ki ayağa kalktı ve mürettebata "Bugünlük bu kadar yeter. Herkes gidip dinlensin. Yarın Bermuda Şeytan Üçgeni'ne gireceğiz. Son kez rahat bir uyku çekin," dedi.

Herkes Karasakal'ı dinleyip içeri girerken Karasakal bana "Dalgaların sesi seks sesinizi örter," dedi.

"Öyle bir şey olmayacak. Siz yanlış anladınız," dedim.

Karasakal beni dinlemeden içeri girerken Efe ile hamağımıza oturdum.

"Ben ne yapıyorum?" diye mırıldandım.

Sevgime öyle bir yenik düşmüştüm ki önemli olan detayı kaçırmıştım.

Nekròs erkekmiş ve en uygun olan onunla olmam.

Hem eşcinsel çocuğu kendime sinsi yöntemler işe bağlamam doğru değil.

Afrodit ve dedikleri kafamı öyle karıştırmıştı ki yanlış yola sapmıştım.

Bu kehanetin bir maddesi! Fark ettiğim şey ile gözlerim kocaman açıldı.