Dünya Dışından

Yanıyorsun

Efe, Karasakal ile dümenin orada konuşurken güvertenin en ucuna çıktım ve kollarımı iki yana açtım.

Gözlerimi kapatırken yüzüne çarpan rüzgar ile gülümsedim.

Bir anda belimi saran eller ile yerimde zıplasam da bunun Efe olduğunu anlayarak rahatlamam uzun sürmedi.

"Birisi Titanic filmine mi özendi?" diye soran Efe'ye gülerek cevap verdim.

"Sadece rüzgarı hissetmek ve rahatlamak istedim."

Efe bu cevabımın ardından "Şu an Titanic filmindeki o meşhur sahnenin aynısını sergiliyoruz. Tek fark aşıklar yerine dostuz ve ben kumarbaz olmak yerine eşcinsellik," dedi.

Gülerek "Ben de Rose karakteri kadar güzel değilim," dedim.

"Daha da güzelsin." diyen Efe'ye "Abartma!" dedim.

"Abartmıyorum. Gerçekler bunlar." derken ona döndüm.

Ona dönmeme rağmen Efe belimdeki ellerini çekmemişti ve bu beni heyecanlandırıyordu.

"Her daim beni koruyacak mısın?" diye fısıldadım.

"Tabii ki koruyacağım." diyen Efe ile bir anda belden yukarımı güverteden aşağı sarkıttım.

Efe hızla belimden tutup beni kendine sertçe çekince kollarımı boynuna sardım.

Vücutlarımız bir bütün olmuş, yüzü, yüzümün dibindeydi.

"Beni mi test ettin?" diye sorunca sırıtarak "Evet," dedim.

"Bebeğim bana daha zorlayıcı testler ile gel." diyen Efe ile vücudumun her zerresinin yandığını hissettim.

Efe şaşkınlıkla "İyi misin?" diye sorunca sorusuna soruyla karşılık verdim.

"Niye iyi olmayayım?"

"Yüzün kıpkırmızı oldu," dedi ve elini alnıma koydu.

"Eyşan sen yanıyorsun." deyince "Sadece denize çok yakın durunca midem bulandı ve oradan hafif ateşim geçti. Biraz içeri geçsem iyi olacak," dedim.

"Sırtıma binmek ister misin? Seni içeriye taşırım." deyince "Gerek yok," dedim ve ondan uzaklaştım.

Efe "Emin misin?" diye sorunca "Hıhı." gibi bir ses çıkardım ve hızlı adımlar ile mahzende indim.

Onunla geçirdiğim her saniyede ona daha da aşık oluyordum!

Bir eşcinsele plotonik yaşamak istemiyordum!