3.2

456 76 3
                                    

Jjkook: günaydın gülüm, seni nasıl neşelendirebilirim?

Rocherrie: günaydın, pek bir emeğe gerek yok, fnb müdürünü indirsen yeter

Jjkook: denensin✔️

Rocherrie: neredesin sen?

Jjkook: oteldeyim, bilgi almaya geldim

Rocherrie: saat daha sabahın 11'i

Jjkook: erken uyandım ne hikmetse, huzursuzdum da

Jjkook: sonuçta Lisa benim hostesimdi

Rocherrie: olan oldu, kendini kötü hissetme

Rocherrie: seni seviyorum

Jjkook:

Rocherrie: gittim ben bbGörüldü | 11:02am

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Rocherrie: gittim ben bb
Görüldü | 11:02am

Telefonu yatağın üzerine rast gele fırlattıktan sonra valizimin üzerine oturup fermuarını çektim. Dün ben de Lisa ile beraber eşyalarımı toplamaya başlamıştım çünkü bir şekilde onları protesto etmem gerekiyordu. Bu sabah olanları öğrenen Jaehyun'un da yaptığı ilk iş eşyalarını toplamak olmuştu. Lisa açık eşkere sırf canları istedi diye kovulurken öylece oturup olanları seyredemezdik.

"Ben tamamım."

Jennie içeriden ellerini çırparak geldiğinde Jisoo kahve bardaklarına su dolduruyordu. "Şunları içip öyle geçelim otele. Daha ağabeyimle konuşmam gerek."

"Sana kızmaz mı?" diye sordu Lisa. "Ona haber vermedin sonuçta."

Çikolata paketini açıp tepsinin ortasına koydu ve yere oturduk dördümüz dört yandan. "Her yerde işe girebilirim ama herkesle dost olmam."

"Ya, Kim Jisoo..." Lisa ağlamaklı sesiyle ona atıldı. Neye uğradığını şaşıran Jisoo, elindeki çikolatayı fırlatmıştı.

"Bırakın şimdi sevgi selini de kahvenizi için." dedi Jennie. "Birazdan Jaehyun gelecek, hazır olun."

Evet. Tek protestocular Jaehyun ve ben değildik. Jennie ve Jisoo da aynı şekilde çıkış almaya karar vermişti. Çünkü Lisa'ya yapılan adaletsizliğin boyutu hayli büyüktü. Personellerin gönül ilişkisi yaşamasına karşın konulan katı bir kural varsa sadece Lisa ile Min Yoongi'yi kapsamamalıydı.

"Aynı anda 5 kişi çıkışını verirse bir daha Voyage zincirinde çalışamayız."

"Ne yapalım yani?" dedim vurdumduymaz bir tavırla. "Bugüne kadar birinin birinden hoşlandı diye işten çıkarıldığı nerede görülmüş?"

"Tazminatı gözden çıkarmamız lazım ama." Jennie kederle konuşunca yükselen gülme isteğimi bastıramadım. "Gitti dünyanın parası."

Jisoo da güldü benim gibi. "En fazla verecekleri para 4 veya 5 bin dolar. Onu da ben sana borç vereyim istersen."

"Hadi borcu geçtim." dedi Jennie çikolatasını Jisoo'ya doğru sallarken. "Senin ne zamandan beri 4-5 bin doların var?"

"Henüz yok. Biraz daha çalıştıktan sonra sahip olacağım."

"O değil de..." Lisa sigara yaktı. "Nasıl oluyor da hepimiz fakir olabiliyoruz ya?"

"Sahiden!" diye yükseldim kendimi tutamayıp. "Meteliğe kurşun atmak için kurşun alacak para bile yok resmen!"

"Benim var. Borç verebilirim."

Jennie'nin sözü üzerine odada kahkaha koptuğunda balkonun camı tıklatıldı aynı anda. Hâlâ gülüyorken ayağa kalkıp gelen Jaehyun'a kapıyı açtım.

"Eğlenceniz bol olsun bayanlar."

"Hoş geldin Jaehyun." dedi kızlar senkronize şekilde. Sonra hallerine tekrar güldüler.

Parmaklıklara yaslanan Jaehyun kollarını bağladı. "Gitmiyor muyuz? Taksi geldi."

"Taksi mi çağırdın?" diye sordum hayretle.

Kaşlarını kaldırdı. "Bu sıcakta yürümeyi planlamıyorsundur umarım?"

Jisoo bir yandan çikolatasını çiğnerken parmağıyla Jaehyun'u gösterdi. "İşte 3 bin kalorilik erkek."

Sigarasını söndürüp ayağa kalkan Lisa "Gidelim geç olmadan." dediğinde kızlar da ayaklanmıştı. Tek sorunumuz istifa dilekçelerimizin kabul edilip edilmeyeceği muammasıydı.

A midsummer night's dream.Where stories live. Discover now