Hastane

3.4K 349 106
                                    

🔪 Beğenin 🔪 lütfen 🔪

Saatler sonra:

"BABA!"

"SENSEİ!"

Hepimiz bedenlerimizden aldığımız yaralar yüzünden kanlar akarken Aizawa senseiye doğru koşmaya başladık.

Saatler geçmişti ve biz saatler sonunda ilk kez bir öğretmeni görmüştük.

Babam da ağır yaralar almış gibiydi, kolundan kanlar akıyordu. Aynı zamanda bir bacağı kırık gibiydi.

"Çocuklar! İyi misiniz?!"

Bakugou derin nefesler alırken sesini kontrol edemeyip bağırdı, "Ölen yok en azından!"

"Kimler yakalandı?!"

"Takımdaki 5 kişi yakalandı, yakalanamayan tek kişi ormanı ateşe veren kişi."

Midoriya ağaçlar arasından zıplayarak yanımıza geldi. Kolu kırıktı ama çok kötü durumda değil gibiydi. "Onu yakalayacağım! Nerede o?!"

~~~~~~~~~~~~~~~

Shoto ve ben aynı anda ateş kullanmış ve Dabi denen kişinin ateşini bastırmıştık. Midoriya Dabi'nin beklemediği bir kör noktadan Dabi'ye saldırdı ve onu büyük bir kayaya çarptırdı.

Hepimiz zar zor ona ilerledik, bilinci kapanmış gibiydi.

Midoriya direkt yere düştü, sanırım yorgunluktan bayılmıştı, veya en kötü ihtimal ile ölüyordu. Ama bu imkansıza yakındı, ölümcül bir hasarı yoktu.

Monoma, Shoto, Katsuki ve ben yürümek için birbirimizin kollarına girmiştik. Vücutlarımızdaki yaralar yüzünden adımlarımızın arkası kanla kaplı oluyordu.

Zar zor bir ağaca dayandık ve aynı anda yere düştük. Hâlâ etrafta olan alevlerden dolayı oksijen gittikçe azalıyordu, zor nefes alıyorduk.

Bir anda öksürmeye başladım, bir süre sonra da kan kustum.

Katsuki zar zor açtığı gözleri ile bana baktı, "Gerizekâlı... Ölme sakı-" Kendisi de öksürmeye başlamıştı.

Shoto'ya döndüm, çok acı çekiyor olmalıydı. Dudaklarını ısırıyordu.

"Gözlerim kararıyor..." Yorgun sesiyle mırıldanan Monoma'ya döndüm. "Bayılıyoruz sanırım."

Bunu o kadar normal bir şey gibi söylüyordum ki, Katsuki kendisinde olsa muhtemelen ağır küfürler ederdi.

"Aptal..." Evet, düşündüğüm gibi sadece bunu söyleyebildi.

Shoto'ya döndüm. Gözleri kapanmıştı. Benim de gözlerim kararmaya başlamıştı. Gözlerim iyice kapanmadan önce son kez diğerleri duyar umuduyla konuştum. "Diğer tarafta değil, hastanede görüşelim..."

2 hafta sonra:

Midoriya ve Katsuki komadan uyanmıştı. Shoto komaya girmemişti ama yine de yatakta duruyordu.

Aralarında ölümden dönen kişi ben olmuştum, açıkçası öleceğimizi gerçekten düşünmüyordum ama doktorun dediğine göre birkaç saat daha geç gelsem kurtulamazmışım.

Her neyse, şu anda ben iyiydim. Hatta yatakta bile değildim, diğerlerine göre daha enerjiktim ama aynı zamanda daha mutsuzdum.

Babam bir bacağını ve gözünü kaybetmişti. Öğrendiğimde buna inanmamış ve izin vermemelerine rağmen odasına girip bakmıştım.

"Bir şeyler yemen gerek, minik."

Bu hastane süresince yanımda her zaman Keigo olmuştu, beni gerçekten kardeşi gibi görüyordu.

"Aç değilim tavuk."

"Tavuk olmadığımı kaç kez söyledim sana."

Güldüm, "Öyle mi? Unutmuşum."

"Abi desen ne olacak yani?"

Ona döndüm, "Gerçekten kardeş fantazin olduğunu düşünüyorum."

"Gerçekten yok... Sadece seni kardeş gibi görüyorum."

Aslında Jean ve Keigo karakter bakımından birbirlerine benziyorlardı.

Jean'ın aklıma gelmesiyle daha çok güldüm. "Bir abim var."

"Ne?! Aizawa'nın başka çocuğumu var?"

"Hayır, salak. Öz abim değil, abi dediğim biri." Önüme döndüm, "Karakter bakımından aynı sana benziyor."

"Nerede?"

"Amerika'da kaldı." Bileğimdeki tarihi gösterdim. "Onu en son bu tarihte gördüm."

"Neredeyse 1 yıl olmuş..."

"Evet."

Derin bir nefes aldım, "İmkanım olursa onu göreceğime söz vermiştim. Oldu ama göremedim hâlâ."

"Nerede yaşıyor?"

"Şikago, 51. sokak. Sokakta bir dövme stüdyosu var, orası hem evi hem iş yeri."

"Anladım... Belki ilerde görürsün."

"Umarım..."

1 hafta sonra:

Koridorda duvara yaslanmış yere bakarken, koridorun ucundan tanıdık bir ses geldi. "AMEYA!"

Şok içinde kafamı koridora çevirdim. Koridorun başında bana bakan Jean'ı gördüğüm an ayağım kaydı. Az kalsın yere düşerken son anda duvara tutundum.

Jean bana ilerlerken arkadan gülümseyerek bizi izleyen Keigo'yu gördüm. "Keigo... Şaka yapıyorsun..."

Jean'a doğru koşmaya başladım ve hemen ona sarıldım. "JEAN!"

"MİNİK!"

Mutluluktan gözümden yaşlar ardı ardına düşüyordu.

Jean baştan aşağı beni süzdü. "1 yılda en fazla bu kadar büyüyebilirdin!"

Güldüm, "Hâlâ 1 yıl önceki halimle mi kalacağımı sandın?"

Todoroki x Reader (Bnha x Reader)Where stories live. Discover now