Zor değil,Hadi bir dene!

1.1K 115 66
                                    

"Taehyung nereye gitti?" Yeni yeni düzelen sesimde hala olan çatallaşma yüzünden garip çıkmıştı.

Karşımda mavi saçlarını geriye doğru atıp stresle bacağını sallayan Yoongi cevap vermek istiyor ama bir yandan da çekiniyor gibiydi.

"Yanlış anlamazsan Jimin,bütün her şeyin suçlusu olduğunu düşündüğü için kaçmış olabilir. Yerini biliyorum ama söylemek istemiyorum." Jungkook kafasını ona çevirdi.

"Neden söylemek istemiyorsun?"

"Taehyung küçüklüğünden beri kendini kötü hissettiğinde aynı şeyi yapar. Ve oraya gittiğimizde bize çok kızar. Bir nevi sakinleşme yeri"

Gitmeyecektim. Eğer gerçekten yalnız kalmak istiyorsa ona o süreyi tanıyacaktım. Çünkü bende birçok kez yanımda kimse olmasın istemiştim. Geldiğinde onun hatalı olmadığını söylerdim elbette. Sadece kendini toparlamasını beklemek hem benim için hem onun için daha iyiydi.

"Taehyung senin zihnine engel koyduğu için iletişim kuramamıştık. Ama bunu o karis değil Taehyung yapmış. Büyük ihtimalle seni öncesinde korumak için kendi bedeninden de engellemiş. Bu yüzden sana gönderdiğim uyarı mesajından habersizdi."

Morlukların ve boynumdaki parmakların acısı hala canımı çok yakıyordu. Kafamdaki yarayı iyileştirmek Yoongi'nin ilk işi olmuştu. Fakat bunu yapan kişi her ne kadar Taehyung olmasada bedeni yaptığı için iyileşmesini beklemem gerektiğini söylemişti. Elim boynumda cevap vermiştim.

"Bir şeylerin olacağını bilip öncesinde beni korumak için büyü yaptığını söylüyorsun yani. İyi güzel ama beni niye uyarmadı. Abi ben bir bok yapamadım onun karşısında en azından...en azından ona karşı savaşabilseydim," elimi sinirle saçımdan geçirmiş ayağa kalkmıştım.

"Onca zaman boş durmak yerine bana büyü öğretebilirdi." Jungkook ayağa kalkmıştı. Elini omzuma koydu oturmam için baskı uyguluyordu.

"Sen zeki çocuksun bunu anlayamayacak kadar aptal olma. Sana öğretseydi senin kanını kolaylıkla alırdı." Hoseok Jungkook'tan sonra konuşmayı devralmıştı.

"Eminim, Taehyung'un mantıklı bir sebebi vardır." Jin'de onu onaylar şeyler söylediğinde burdaki bir şeyleri bilmeyen kişi olduğumu fark etmiştim.

"Harika! Ev arkadaşlarımın hepsi çoğu şeyi biliyor ve ben hala siktiğimin kanın ne işe yaradığını bile adam akıllı bilmiyorum."
Sinirlenmiştim artık. Kendimi iyi hissetmiyordum ve bu kadar şeyi kaldırabileceğimi düşünemiyordum. Biraz bile olsa kaç gündür çektiğim acıyı unutup uzanmak istiyordum. Ayrıca daha iyi düşünebilmem için kendimi biraz sineye çekmeliydim.

"Nerde olduğumu bile bilmiyorum ben. Aynı evde yaşadığım insanların güçleri var! Tek benim değil onlarında aynı. Kafayı yemek üzereyim ben artık. Hepiniz bunu nasıl kabullenebiliyorsunuz. Abi kafayı yemek üzereyim. Madem bu kadar çabuk kabullenebilecektiniz,Yoongi niye bu kadar uğraştık biz? Ah.... bir de biz ne için uğraşıyoruz mesela. Karisler mi? Gördüğüm kadarıyla hepsi Taehyung'un emrindeydi. Ben,ben artık yoruldum. Kaç gündür çektiğim acıyı size nasıl tarif edebileceğimi bile bilemiyorum. Ölmek istedim ben!" Derin bir nefes aldım içimde tuttuğum bütün her şeyi dökmek istiyordum.

"Ve şimdi siktiğimin Taehyung'u bana bir açıklama yapmak yerine küçük bir çocuk gibi kaçıyor. Kaçsın bakalım nasılsa geri dönecek. Korkmuyorum artık ondan öldürcekse öldürdün alacaksa alsın kanımı. Bana yaradığı yok belli ki!" Dişlerimi sıkıyordum. Ben bu kadar güçlü değildim. Ben karanlıktan korktuğum halde karanlıkla savaşmıştım orada.

Herkes ayaklanmış tepkilerimi izliyorken kendimi yalnız hissetmiştim. Hiçbiri gerçekten duygularımı anlayamayacaktı tam olarak. Sinirden elim ayağım titriyordu buna rağmen ayağa kalktım.

TelepatiaWhere stories live. Discover now