"Ben buraya çıplak geldim. heyhat!utanmam yok."

1.3K 94 66
                                    





"Burası çok garip bir yer Dünya'ya benziyor ama her an her yerde doğa üstü olaylar oluyor."
Yoongi sırıtarak bana dönmüştü.

"Evet alışmakta biraz zorluk çekersin."

Elimle ileride ateşböceğini gösterdiğimde kafasını oraya çevirdi. "Mesela şu ateş böceği uçarken bir anda şurada beliriyor. Ve şu karşımızda gördüğümüz ormanın içerisinde mavi kırmızı renkler geçiyor. Büyüleyici. Hatta az önce bir çiçeğin renginin değiştiğini bile gördüm." Heyecanla anlatmama karşın ikiside bana gülüyordu.

"Her şey aynı gördüğüm gibi..." Jungkook'un gülümsemesi ardındaki cümle tüylerimi ürpertmişti. "Jimin,sende kendini buraya ait hissediyor musun? Sanki Dünya dar geliyordu." Jungkook yüzündeki sırıtışlar etrafı parlatan ateşböceklerine bakıyor ne zaman yakınlaştıklarını bilmediği yoongi'nin omzuna başını yaslıyordu.

"Bilmiyorum. Sadece herkes olması gerektiği kişiyleymiş gibi hissediyorum." Alttan verdiğim imayı anlamamış kaşlarını çatarak bakmıştı.

"Nasıl yani?" Yoongi sorunca omuz silkip ayağa kalktım. "Siz balkonda durmaya devam edin. Ben içeriye geçeceğim." Kapıdan içerye girdiğimde kenarda uyuyan Hoseok'a ilişti gözlerim daha sonrasında masada hala araştırma yapan jin ve Namjoon'a. Namjoon ona bulduğu şeyi göstermiş Jin ise ona gülümsemiş kafasıyla onaylamıştı. Onların bu aralarındaki muhabbeti bölmemek için hızlıca yanlarından geçip ilk uyandığımdaki yattığım odaya doğru ilerliyordum. Taehyung'u ortalıklarda görmeyince içeride olduğunu düşündüm.

Kapıyı açtığımda yatakta uzanmış uyuduğunu görünce gülümseden edemedim. Yanına sessizce parmak uçlarımda gittim. Hava biraz sıcak geldiği için üstümü komple çıkarmış boxerla kalmıştım. Taehyung'da sıcak bulmuş olacak ki üzerinde sadece tişörtü vardı.

Köşeye sokulmuş saçları önüne düşmüş bir şekilde gördüğümde onun böyle fotoğrafını çekmek istemiştim ama telefonumun nerde olduğunu bilmiyordum bile. Belkide gerçek annem babam olduğunu düşündüğüm insanlar beni aramışlardı. Meraklanmış olmalıydılar.

Bunları kafamda es geçip yastığa sarılmış Taehyung'un yastığını oldukça yavaş bir şekilde çekmiş kendimi yastığın yerine koymuştum. Kolları refleksle bana sarılırken burnunu enseme bastırmış içine çekmişti. Yarı uyanık olduğunu anlamama rağmen sesimi çıkartmayarak gözlerimi kapattım.

Zaten derin bir uyku ile gözlerim kapanırken Taehyung'un kokusunu mayışmama neden oluyordu.

——-

Ellerini masasında ritim tutarak oynatıyordu. Yüzündeki pis sırıtıştan anlaşılıyordu bir şeylerin iyi gittiğini.

"Hoş geldin oğlum." Adam yüzündeki kocaman sırıtışla karşısındaki adama sarılınca adam bu tavrına karşılık sadece gülümseyerek cevap vermişti.

"Hoşbuldum babacım." Adam kollarını çocuğundan çekip kollarını elleri arasına alıp yüzüne baktı. "Uzun zamandır görüşmüyoruz. Biraz daha olgunlaşmış daha da yakışıklı olmuşsun."

Çocuk gergince sırıtıyordu. Babasının ona baskıcı tavrından sonra bu tavrı garibine gidiyordu. "Teşekkürler efendim."

"Seni içlerine kabul ettiler değil mi?" Adam çocuğu ile odasından açılan deney odasına doğru gitmeye başladı.

"Çok aptallar. Hiçbir şeyi fark edemiyorlar." Babası ona dönüp işaret parmağını salladı.
"Aptal olmaları güçlü olmadıkları anlamına gelmiyor bunu unutma evladım." Deneylerin yanına indiklerinde çocuk kaç sene sonra buraya girmenin garipliği ile etrafa bakıyordu. Çoğu şey değişmişti. Karşısındaki sandalyede oturan bir insan kafasından ve vücudunun her yerinde bağlı olan iğnelerden çıkan kanlara bakıyordu.

TelepatiaWhere stories live. Discover now