en yakın arkadaşına aşık olduğun sevgilin

2.9K 338 314
                                    

Chan, hararetli bir şekilde elindeki konsolla oyun oynarken çalan telefonla dikkati dağılmış ve oyunda ölmüştü. Kesin çocuklardan biri boş yapmaya aramıştır diye küfür edecekti ki Hyunjin'in aradığını görünce duraksadı. Hyunjin'e genelde hatta her zaman mesaj atan veya arayan taraf o olduğu için şaşırmıştı. Aslında işin bitince ararsın yazdığı için arıyordu muhtemelen ama yine de aramıştı işte.

"Hyun, selam."

"Selam, spor salonundan çıktım şimdi. Ara demişsin bir şey mi oldu?"

Chan bu soruya karşılık sıkıntılı bir nefes vermeden edemedi. Sevgililerin birbirlerini aramak için bir nedene ihtiyacı olmazdı ki. Yine de, her zamanki gibi bir sorun yokmuşçasına davranmayı seçti.

"Hayır. Sadece... sesini duymak istemiştim. Ara tatile girdik görüşemiyoruz birkaç gündür ya."

Hattın öbür ucundaki Hyunjin, sessizce iç çekti onun cümlelerine karşılık. Chan'ın alındığını ses tonundan anlayabiliyordu ve onu üzüyor olduğu düşüncesi her geçen gün canını daha çok sıkıyordu.

Bu yüzden, kısa süreliğine de olsa onu mutlu etmek için bir şeyler yapmak istedi.

''Görüşelim şimdi."

Chan'ın modu aldığı bu cevap ile yükselmişti anında.

"Sen gelmek ister misin evime? Bir şeyler izler oyun oynarız falan."

"Tamamdır, yarım saate oradayım."

Aramayı kapattıklarında Chan aptalca gülümsemeye başlamıştı. Sevgilisi ile uzun zaman sonra yalnız kalacak olmanın heyecanını yaşıyordu.

Yerinden kalkıp mutfağa yöneldikten sonra birkaç pratik atıştırmalık hazırladı. Ardından, evi biraz toplamıştı. Bu oyalanmaları sırasında yarım saat çoktan geçtiğinde çalan zil ile beraber hızlıca kapıya yöneldi.

Fakat kapıyı açtığında görmeyi beklemediği beden, kaşlarının çatılmasına sebep oldu.

"Lixie?"

"Selam! Ah, şu elimdekileri alabilir misin? Bu kadar ağır olacaklarını düşünmemiştim."

Felix elindekilerin bir kısmını ona verip içeri geçerken Chan ise, Felix'ten projesi için yardım istediğini yeni hatırlamıştı. O, kapıda dikilmeye devam ederken Felix adımlarını durdurup ona döndü tekrardan.

"Hey, gelsene. Bir dakika... sen unuttun mu bugüne sözleştiğimizi?"

Onun sorusuyla beraber Chan mahçup bir şekilde gülümsedi.

"Çıkmış aklımdan, üzgünüm."

Ardından, kapıyı kapatıp onun yanına adımladı. Bu sırada elindeki malzemelere ithafen söze girdi tekrardan.

"Bende vardı biraz malzeme. Bu kadar zahmet etmeseydin keşke."

Felix anında itiraz nidalarını yollamıştı ona.

"Aish, madem benden yardım istedin, en güzel şekilde etmezsem içim rahat etmez."

Tatlı cümlelerine karşılık Chan onun saçını karıştırdı ve ayaklandı.

"O zaman içecek bir şeyler getireyim, bekle."

Chan mutfağa gittiğinde Felix kısa bir süre telefonla oyalanmıştı. Kapı çaldığında Chan'ı meşgul etmemek için kendisi ayaklandı. Kim olduğuna bakmadan açtığında kısa çaplı bir şok yaşamıştı. Karşısındaki Hyunjin'in de ondan bir farkı yoktu. Hyunjin, Chan'ın yalnız olacağını sanıyordu. Onlar öylece dikilirken Chan elindeki içecekleri bir kenara koymuş ve yanlarına ilerlemişti.

love and war; hyunlixWhere stories live. Discover now