yeni bir hayat

1.8K 212 156
                                    

"Hmm, böyle daha iyi sanki."

Felix kamera açısını değiştirirken konuştuğunda yanındaki Wooyoung heyecanla el çırptı.

"Yongbokie, biliyorsun sen bu işi!"

Felix onun bu abartılı tepkisine gülümsemekle yetinirken bir yandan kamerasını kılıfına koyup omzuna taktı. Sabahtan beri stüdyoda takılıyorlardı ve yorulmuştu. Neyse ki bugün başka dersi yoktu.

"Ben kafeteryaya gidip bir şeyler içeceğim."

"Tamam sen git. Ben biraz daha kalayım sonra manitamla date yapacağız. Anlarsın ya."

Göz kırparak konuştuğunda Felix yüzünü buruşturmuştu. Tanrı aşkına, bu deli arkadaşı her seferinde sevgilisiyle ne yaptığının detayını vermek zorunda mıydı?

Stüdyodan çıkıp fakültenin çıkışına doğru yürüdüğü sırada, görüş alanına giren sevgilisiyle adımları yavaşlamıştı. Açıkçası, Hyunjin'le aralarında tuhaf bir soğukluk vardı ve bir haftadır evde bile sınırlı bir iletişim kurmuşlardı. Bu yüzden istemsizce çekiniyordu ondan. Bunu boşverip onun olduğu tarafa ilerlediğinde, Hyunjin de kısa sürede onu fark etmişti.

"Oh, Lix."

Hyunjin her ne kadar ona sarılmak istese de gülümsemekle yetinmişti.

"Yeni mi geldin?"

"Hhm. Sen kaçta geldin? Sabah erken kalktım ama seni göremedim."

Birbirlerinin ders saatlerini biliyorlardı tabii ki. Ama şuan suskun kalmamak için bir muhabbet döndürmeye çalışıyorlardı.

"Dokuzda geldim. Stüdyodaydık bugün."

Hyunjin onu sadece başıyla onayladığında ise bir süre sessizlik olmuştu. Ardından Hyunjin tekrar konuştu.

"Eve mi geçiyorsun?"

"Önce kampüsteki kafede takılacağım biraz."

Aklına Hyunjin'i çağırmak geldiğinde birkaç saniye emin olamamıştı. Fakat artık ilişkilerini toparlamaları gerektiğinin farkındaydı. Bu yüzden tekrar söze girdi.

"Sen de otursana biraz benimle. Yanlış hatırlamıyorsam dersine daha yarım saat var değil mi?"

Hyunjin buna şaşırsa da şuan fazlasıyla rahatlamış hissediyordu. Oturup adam akıllı konuşmaları gerekiyordu çünkü.

"Olur, gidelim hadi."

Fakülte binasından çıkıp kampüsün ortasındaki kafeye doğru yürüdükleri süre boyunca aralarında sessizlik hakim olmuştu. İçeri girdiklerinde ise Hyunjin Felix'e oturmasını söyleyip kasa tarafına ilerlemişti. Bir americano ve Felix'in sevdiği kahveyi sipariş ettikten sonra beklemeye başladı. Kahveleri aldıktan sonra ise en köşedeki masaya oturmuş olan çocuğun yanına ilerledi.

"En sevdiğimden almışsın."

Felix pipetini takarken söylediğinde Hyunjin dramatik bir ifade takındı.

"İki aylık sevgilinim bir zahmet bileyim."

Söylediğinin ardından derin bir nefes verip elindeki kahveyi bıraktı ve karşısındaki çocuğun ellerine uzandı.

"Sana fazla yüklendiğim için özür dilerim bebeğim. Bu uzak kaldığımız bir hafta çokça düşündüm ve seni ne kadar zorladığımı anladım."

Onun üzgün bir ifadeyle konuşmasıyla Felix derince iç çekmişti.

"Hyunjin... Her seferinde sana olan sevgimi sorguluyorsun. Yapma bunu tamam mı? Evet onların söylediklerine takılıyorum ama bunun seninle ilgisi yok. Ben sadece kendimi sorguluyorum."

love and war; hyunlixKde žijí příběhy. Začni objevovat