öp beni

2.6K 328 127
                                    

wow ilk defa soft bir hyunlix var bu bolum

---

Mesajı attıktan bir saniye sonra pişman olmuş olsam da Hyunjin anında gördüğü için bir şey yapamamıştım. Pişman olduğum konu ona adım atmış olmak değildi. Sadece mesaj çok saçmaydı. Ergen gibi takılalım mı yazmak yerine onunla düzgünce konuşabilirdim. Ah neyse, olmuştu bir kere.

Saat sekize gelirken ben boş boş salonda takılıyordum. Hyunjin akşam sana geleceğim ama saat vermemişti. Biraz oyun oynayarak vakit geçirdiğimde çalan kapıyla telefonu bir köşeye fırlatıp açmaya gittim. Ah, sakin kalmam lazımdı. Açtığımda kolunu kapı kenarına dayamış ve sırıtan Hyunjin karşılamıştı beni. Bir şey demeden içeri geçtiğinde elindeki poşetleri yeni fark ediyordum.

"Onlar ne?"

Şuan sadece sessiz bir ortam oluşmaması için konu açmaya çalışıyordum. Onunla ikimiz varken konuştuğumuz-  daha doğrusu konuşmuyorduk sadece tartışıyorduk. Bu yüzden şuan ne yapmam gerektiğini bilmiyordum.

"Elim boş gelmek istemedim."

Yüzünde aynı sırıtması devam ederken istemsizce kaşlarım çatılmıştı.

"Niye öyle gülüyorsun?"

Gülümsemesi genişlerken beni kolumdan çekip yanındaki boşluğa düşmemi sağlamıştı. Yüzünü dibime sokup kollarını boynuma sardığında ben yine öylece kalmıştım.

"Neye borçluyuz bu daveti?"

"Biraz uzaklaşsan mı?"

Beni dinlemeyeceğini bilmeme rağmen böyle demiştim ama tabii ki uzaklaşmak yerine daha çok yaklaşmıştı.

"Daha önce yapmadığımız şey sanki."

Elini yanağıma koyup okşadığında öpeceğini sanmıştım ama o geri çekilip kalkmıştı. Ben ise naptığını anlamaya çalışırcasına ona bakıyordum. Getirdiği poşetten iki kahve çıkarıp birini bana uzattı. En sevdiğimden almış olması beni gülümsetmişti. Geri yanıma yerleşirken biraz daha mesafeli ve bağdaş kurarak oturdu.

"Evet neden çağırdığını sormuştum? Dur daha doğrusu neden takılmak istediğini."

"Hey dalga geçme."

Eliyle ağzına sahte bir fermuar çekiyormuşçasına bir hareket yaptığında gülümsedim.

"Belli işte neden çağırdığım uğraştırmasana beni."

"Yo ben anlamadım."

Bu çocuk insanı gerçekten yoruyordu. Göz devirdiğimde ufak bir kahkaha atmıştı.

"Tamam kızma. Ben neden buradayım söylemeyecek misin?"

Derince iç çekip bakışlarımı gözlerinin içine diktim. Ah, bana çok güzel bakıyordu. Daha önce nasıl anlamamıştım ki beni sevdiğini.

"Minho bizi görmüş. Sert bir konuşma yaptık ve bazı şeyleri düşündüm. Aslında düşündüm denemez. İçimden geldiği an buna karar verdim. Belki de hata yapıyorum ama artık ne yanlış ne doğru düşünmek istemiyorum Hyunjin."

Anladığını belirtircesine kafasını salladıktan sonra bakışlarını benden kaçırmıştı.

"Ama sen... Chan'ı seviyordun."

İstemsizce göz devirdim söylediği şeye karşı.

"Şu konuyu bir geçer misin artık? Sevmiyorum bitti o."

Cevabımla beraber yüzünde kafası karışmış bir ifade belirmişti.

"Ne zaman anladın bunu?"

Pişkince sırıttım.

love and war; hyunlixHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin