Felix
Şuan en yakın arkadaşım bana sarılmış ağlarken düşündüğüm şey onun ruh hali değil Hyunjin'di. Kötü biri olduğumu bir kez daha hissetmiştim.
İstediğim olmuştu. Hyunjin ondan ayrılmıştı ve birdaha yüz yüze gelmeyecektik. Fakat istediğim şeyin aslında bu olmadığını anlamıştım. Ondan uzak kalma düşüncesi neden bu kadar rahatsız ediyordu beni? Yaptığı gıcıklıklara bile alıştığımı fark ediyordum.
Kucağımda yatan beden hareketlendiğinde zorla bu düşüncelerimden kurtulup ona odaklanmaya çalıştım.
"Ben anlamıyorum. Nerede yanlış yaptım Felix?"
Bu cümleyi kurmasının çok saçma olduğunu söylemek istedim, bu denklemde yanlış olan bendiö çünkü.
"Şuan ne desem fayda etmeyeceğini biliyorum ama inan bana sorun sende değil Chris."
Söyledğimle beraber başını kucağımdan kaldırdı sırtını benim gibi yatak başlığına yasladı.
"Sorun ayrılmak değil. Bunun olacağının farkındaydım zaten. Sadece başından beri beni istemediğini yeni anlıyorum. O zaman neden sevgili oldu benimle? Neden bütün gününü ben ve arkadaşlarımla geçiriyordu?"
Sıkıntılı bir nefes verdim. Ne demem gerektiğini bilmiyordum. Sadece kendimi yüzsüz gibi hissediyordum. Ki öyleydim de zaten.
"Denemeye çalışmıştır belki. Ama olmayınca da olmuyor."
Ses gelmediğinde yanımdaki çocuğa döndüm. Gözleri yine dolu dolu duruyordu. Uzanıp kollarımı onun boynuna sardım ve sıkıca sarıldım.
"Özür dilerim..."
En azından bunu diyebilirdim, değil mi?
"Sen niye özür diliyorsun ki. Kimsenin suçu değil bu. Benim suçum."
Bu hale gelmenin sebebi ben olduğum için diyemiyordum. Korkaktım işte. Kollarımı ondan ayırıp yüzünü ellerimin arasına aldım.
"Senin suçun değil Chris... Onun suçu."
Kızarık gözleriyle bir süre gözlerimin içine baktı. Sonrasında yüzünde ufak bir tebessüm oluşmuştu.
"Teşekkür ederim yanımda olduğun için."
Sanki inadına yapıyor gibi söylediği şey ile sıkıntılı bir nefes vermeden edemedim.
"Her zaman."
Dediğimle beraber bana tekrar sarıldığında ağlamamak için dudağımı dişledim.
---
Sonunda okul açılmıştı ama bunu pek istediğim söylenemezdi. Hem dersler yoruyordu hem de Hyunjin konusu vardı. Gerçi tanışmadan önce pek gördüğüm söylenemezdi. Aynı fakültede olmamıza rağmen hiç dikkatimi çekmemişti ya da cidden hiç görmemiştim.
"İşte sonra onun evine gidince de bir şeyler yaptık. Anlarsın ya."
Son dediğiyle odağım Wooyoung'a kayarken yüzümü buruşturdum.
"Şuan neyden bahsettiğini yanlış anlıyorumdur umarım."
"Seks yaptık işte onu diyorum."
Bu çocuk bir gün beni öldürecekti gerçekten. İlk öpüşmelerinde de beni arayıp saatlerce anlatmıştı.
"Woo cinsel temaslarınızı bana anlatma içgüdün nereden geliyor sorabilir miyim?"
Kaşlarını çatıp koluma bir tane vurdu verdiğim cevapla.
