BÖLÜM 17: SENİ SEVİYORUM

311 239 39
                                    

BÖLÜM  17: Seni seviyorum

Aybüke’den                                                        29.08.2019-16.59
                                                                            İstanbul                

“Yağız, bırak! Görkem’e yetişmem lazım. Doruk da yok yanımda, onun da bana kırılmasına izin veremem!” dedim bedenimi Yağız’dan kurtarmak için çırpınırken.

“Vermek zorundasın Aybüke!  Şu an yanına gidersen fikirlerini değiştiremezsin!”

Yağız haklıydı, haykırışlarım ve çırpınışlarımı bu yüzden durdurdum. Yağız da durduğumu fark ettiğinde elini yavaşça belimden çekti. Görkem’in böyle bir durumu yanlış anlamasından sonra Yağız’a yakın olmak istemiyordum. Gidip Görkem’le ve Ece’yle konuşmak istiyordum. Doruk’la aramı düzeltmek istiyordum. Birileri yalnız olmadığımı söylesin istiyordum. Birileri yanımda olsun istiyordum. Ben hayatta çok şey istemiştim ama hiçbir dileğim de gerçekleşmemişti. Şimdi bunları diliyordum ve lanet olası hayat bu kez de isteklerimi gerçekleştirmiyordu!

Yağız benim için arabasının kapısını açtığında hızla arabaya bindim. Bir an önce evime dönmek ve herkesten uzak olmak istiyordum. Ben garip bir insanım bunu kabul ediyorum, çünkü hem yalnız olmamak hem de yalnız kalmak istiyorum.

Evime vardığımızda Yağız’ın da arabadan indiğini gördüm. Onu şu an yanımda istemiyordum. Peşimden gelmemeliydi. Benim yalnızlığa ihtiyacım vardı.

“Yağız, ben kendim giderim. Biraz yalnız kalmak istiyorum. Lütfen, sen de evine dön.”

“Beni suçluyorsun değil mi? Benim yüzümden olduğunu düşünüyorsun?” dedi Yağız pişmanlıkla.

“Yok! Yani hayır tabii ki. Ben sadece yalnız kalmak istiyorum.”

“Doğru söyle Aybüke, beni istemiyorsan gidebilirim.” Diyerek karşılık verdi Yağız kaşlarını çatarken.

Düşündüm önce, Yağız’ın onca desteği bir anda gözümün önünden silindi. Aklımda sadece Görkem’le ve Ece’yle onun yüzünden aramın bozulduğu gerçeği kaldı. Bu belki ileride daha da yalnız olmamı sağlayacaktı ama yapabileceğim hiçbir şey yoktu.

“Evet! Senin yüzünden oldu! Sen ne demeye… Ya sen ne yapmaya çalışıyorsun? Amacın ne? Her kötü anımda yanımdasın! Neden? Neden yanımdakilerin benden uzaklaşmasına sebep olup yanımda dikiliyorsun? Ben buna anlam veremiyorum ve anlam verebilmem için de biraz zamana ihtiyacım var!”

“Ben sana o sorularının hepsini cevaplayacak tek bir şey söyleyebilirim! Ama sen bunu istemezsen benim de yapabileceğim bir şey yok Aybüke! Üzgünüm ama istediğin gibi yalnız olacaksın bir süre! İstediğin zaman gelirim ama sen istemezsen de giderim. Bu yüzden karşındaki Yağız’ın da duygularının olduğunu hesaba katarak hareket et!”

İlk ve son cümlesi… Ne demek istemişti Yağız? Bunlar ne anlama geliyordu? Yağız’a soramadan arabasına binip tozu dumana katarak basıp gitti. Yine arkada kalan yalnız Aybüke’nin ta kendisi oldu…
Eve girdiğimde doğrudan oturma odasına geçtim. Dağınık oturma odasında koltuklardan birine oturdum. Biraz kafamı toplamaya çalıştım, düşünmeye çalıştım. Olmadı, şu an ne Görkem’i ne de Doruk’u düşünebiliyordum. Aklımda sadece Yağız ve son sözleri vardı. Görkem ve Doruk’la her kavga edişimizde düşünmekten kafayı yerdim, mutlaka peşlerine düşer ve onlarla konuşmaya çalışırdım ama bu sefer aklımda neden onlar yoktu? Neden sadece Yağız’ı düşünüyordum? Neden söylediğim şeylerden bu kadar pişmanlık duyuyordum? Neden… Şu an kimsenin değil de Yağız’ın desteğini istiyordum?
Umutsuzca Yağız’ın bana aldığı bilekliğe baktım. Ne yapmam gerektiğini ne yapmak istediğimi düşündüm durdum. Bilekliğe bakıp bana bir işaret vermesini istedim. Kolyeyi tutup dikkatle baktım. Ruhumun Yağız’ı isteyip istemediğini haykırmasını istedim. Ben yine çok şey istedim. Ve yine istediğim şey gerçekleşmedi. Aybüke, tek başına karar verecekti.

DOMİNO Where stories live. Discover now