Tilki

62 8 0
                                    

Yorucu bir gündü. Kafamı kaldırıp gözlerimi yıldızlarla buluşturduğumda derin bir nefes aldım. Gökyüzündeki her bir parçayı seviyordum. Kimsenin ulaşamadığı, imkansız her şeyi seviyordum. Pencereme değen taşla irkildim. Penceremi açıp aşağı baktığımda bugün eve gelen adamla göz göze geldik. Hafifçe gülümseyerek, "Uyandırmadım değil mi? Diye sorduğunda sinirle nefes aldım. "Deli misiniz siz bayım. Gece gece neden pencereme taş atıyorsunuz?" Kurduğum cümle ona komik gelmişcesine kahkaha attı. "Adım, Steve ve sizli bizli konuşmaları sevmem."

Elena: Sizin neleri sevip neleri sevmediğiniz beni ilgilendirmiyor. Pencereme neden taş attığınızı söyleyecek misiniz?

Steve: Adını öğrenmek için.

Gözlerimi devirerek pencereyi kapattım. Yatağıma gireceğim sırada pencereme gelen taşla homurdandım. Penceremi hızla açtığımda sinirle konuşmaya başladım. "Yeter ama artık pencereme taş atıp durma." Şaşırmış bir şekilde bana bakan bekçiyi gördüğümde kıpkırmızı kesildim. "Birileri sizi rahatsız mı ediyor hanımefendi?" Ellerimi yelpaze şeklinde kullanarak konuştum. "Hayır, kimse rahatsız etmiyor. Siz neden pencereme taş atmıştınız?" Bekçi inanmayan bir bakış atarak, "Pencerenizin önünde duran birini gördüm. Bu yüzden pencerenize taş attım. Kusura bakmayın." Önemli değil diyerek penceremi kapattığımda kendimi hızla yatağa attım. Kafamı yastığa bastırarak ufak bir çığlık attım. Hayatımda ilk kez bu kadar utanmıştım. "Aptal, Elena. Neden açtın ki pencereyi?" Kendimi sakinleştirmek için odamda gezindim. Kendime tamamen geldiğimde rahatça bir nefes verdim. Hiç bir şey düşünmeden yatağa girdim. Uykunun kollarına kendimi bırakacağım sırada kapımın açılmasıyla sıçradım. Kafamı kapıdan yöne çevirdiğimde odamda küçücük bedeniyle bana bakan Poyraz'ı gördüm.

Yataktan doğrularak yanına gittim. Ellerini iki yana açarak kucağıma gelmeye çalıştığında kucağıma alarak kapıyı kapattım. Onu yanıma yatırdığımda sessizce fısıldadım. "Nasıl geldin buraya sen? Ellerini boynuma atıp sessizce gülümsedi. "Seninle uyumak istiyorum." Dediğinde ona sıkıca sarıldım. Burnuma gelen narin kokusu beni uykunun kollarına bırakmıştı.

Sabah Poyraz'ın kahkalarıyla uyanmıştım. Gözlerimi ovuşturarak açtığımda sandalyede oturan Sera Hanım'ı ve onun kucağında gülümseyen Poyraz'ı gördüm. Sera Hanım benim uyandığımı gördüğünde Poyraz'a dönüp, "Gördün mü uyandırdık tilkiyi." Dediğinde yüzümde anlamsız bir gülümseme meydana geldi. "Tilki?" Diye sorduğumda Poyraz'ın gülümsemesini gördüm. Sera Hanım Poyraz'ı kucağına alarak bana döndü. "Oyun oynuyorduk. Poyraz civciv oldu ben de tavuk. Sen de tilki oldun. Saçlarının bakırlığı tilkiyi anımsatıyor." Hafifçe gülümseyerek odadan çıktı. Yataktan kalkarak,aynanın karşısına geçtim. Saçlarıma bakıp kocaman gülümsedim. "Demek tilki?" Dolabımdakı sarı elbisemi üstüme giyip, saçlarımıda en sevdiğim taç örgü yapıp aşağı indim.

Masaya oturduğumda babaannem kulağıma eğilerek, "Melek gibi olmuşsun." Dediğinde hafifçe gülümsedim. Sera Hanım, Poyraz'ın tabağını eline alarak bana baktı. "Dylan'ın, işi varmış. Yemeğe başlıyalım." Yemeğimizi yedikten sonra bahçedeki sandalyelerin birine oturarak kitabımı okumaya başladım. Sera Hanım'ın sesini duyduğumda kafamı kitaptan kaldırdım. "Konuşalım mı biraz?" Kitabı kapatarak ellerimin altına koydum.

Sera: Biliyorsun, babanla ilişkimiz olduğunu.

Elena: Evet biliyorum.

Sera: Bu evde kalmam için baban ile evlenmem gerekli. Yoksa bu etrafdaki insanlar tarafından hoş karşılanmaz.

Elena: Haklısın ama bunları neden anlatıyorsun bana?

Sera: Baban bir düğün düzenlemeyi düşünüyor.

Sera Hanım'ın cümlesiyle kendi bedenimden uzaklaşmışım gibi hissettim. Babam, anneme bile düğün yapmamıştı. Annem, her zaman en büyük hayalinin gelinlik giymek olduğunu söylerdi. Neden anneme yapmadığı şeyleri Sera Hanım'a yapıyordu? Farkları neydi? Sera Hanım'ın bana seslenişiyle kendime geldim.

Sera: Iyi misin Elena?

Elena: Evet...İyiyim. Babam nasıl istiyorsa öyle olsun. Ben odamdayım.

Sera Hanım'ın arkamdan bir şey deyip demediğini hatırlamıyordum. Tek düşündüğüm annemdi. Çatı katındaki odama vardığımda yatağımın kenarına oturdum. Ağlamıyorum, ağlayamıyordum. Neden içimde hiç bir hissin hareketini hissetmiyordum?

Umut IşığımWhere stories live. Discover now