Masallar Diyarı

25 7 0
                                    

Gece uykumu bölen içimdeki sıkıntıydı. Yarın babam yeni biriyle evleniyordu ve benim elimden hiç bir şey gelmiyordu. Herkes mutluydu. Annem hiç hayatlarına girmemiş gibi davranıyorlardı. Penceremi açarak derin bir nefes aldım. Penceremin önüne bir sandalye çekerek oturdum. Elimde duran annemin fotoğrafına bakarak konuşmaya başladım. "Günlerdir rüyama girmiyorsun anne. Rüyada sarılıyor olsan bile bana sarılışını özledim. Belki de kırgınsın bana. Belki de bundan sonra hiç uğramayacaksın yanıma. Belki de varlığını haketmiyorumdur, o yüzden gelmiyorsundur. Babamın da rüyalarına hiç eşlik ettin mi acaba?" Derin bir nefes alarak gökyüzüne baktım. Yıldızlar yoktu bugün. Bulutluydu, gökyüzü. Annemin yasını tutan bir ben bir de yıldızlarım vardı. Her gün bana eşlik eden yıldızlar yaslarının sonuna gelmişcesine kaybolmuşlardı.

Yatağıma geri döndüğümde dizlerimi karnıma kadar çektim. Gözlerimi sıkıca kapatıp bunların hepsinin bir kabus olmasını diledim.

Sabah babaannemin narin ellerini saçımda hissettiğimde gözlerimi açtım. Dolu gözleriyle bana baktığında hızla yataktan doğruldum.

Elena: Ne oldu babaanne?

Babaanne: Hiç yavrum. Annenin oğlumla evlendiği gün geldi aklıma.

Gözlerimin dolmasıyla babaanneme baktım.

Elena: Nasıl olmuştu annem beyazların içinde? Güzel miydi?

Babaanne: Çok güzeldi. Tıpkı melekler gibiydi. O yıl belki de en güzel gelin, senin annendi.

Yatağımdan kalkıp gözyaşlarını silerek odamdan çıktığında gözyaşlarımı serbest bıraktım.

Bir kaç saatin sonunda üstümü değiştirerek aşağı indim. Evde tatlı telâşları görmezden gelerek kendimi koltuğa bırakıp gözlerimi kapattım.

Dylan (Elena'nın babası): Bir sorun mu var Elena?

Babamın sesiyle gözlerimi araladım.

Elena: Hayır yok, baba.

Dylan: Madem bir sorun yok. Sera'ya yardım et.

Cümlesini bitirip merdivenlere yöneldiği sırada konuştum.

Elena: Annemi hiç mi sevmedin baba?

Bu soruyu beklemiyorcasına yüzüme baktı.

Dylan: Sen de üstünü değiştir.

Soruma cevap vermeyerek yukarı çıktığında gözlerimin dolduğunu hissettim. İçimdeki buruklukla sessizce konuştum. "Annemi hiç sevmedin baba. Hem de hiç."

Koltuktan kalkarak Sera Hanım'ın odasına doğru yöneldim. Kapıya bir kaç kez vurduktan sonra içeri girdim. Sera Hanım'ı aynanın karşısında gelinlikle gördüğümde annemin yüzü belirdi.

Sera Hanım: Hoşgeldin, Elena. Nasıl olmuş?

Önce Sera Hanım'ın gelinliğine sonra da yüzüne baktım. Mutluydu hem de hiç olmadığı kadar.

Elena: Güzel...güzel olmuş.

Sera Hanım, aynanın karşısında gelinliğini incelerken kapının açılmasıyla içeri kuaför ve makyojer girdi. Sera Hanım, neşesiyle onları karşıladıktan sonra sandalyesine oturdu. Kuaför işine başladığında yavaşça odadan süzülüp merdivenlere oturdum. Kimse buraya oturduğumu fark etmezdi. Herkesin telaşı kendine yetiyordu. Onları izlerken yanıma birinin oturmasıyla kafamı çevirdim.

Steve: Neden burdasın ve mutsuzsun?

Elena: Baban ikinci kez evlense mutlu olur muydun?

Steve: Olurdum.

Ona anlamsız bir şekilde bakarken konuşmasına devam etti.

Steve: Bazen bazı insanlar anlaşamaz. Yapamadıklarını fark ederler. Bu kararlarını her ne kadar desteklemesekte saygı duymalıyız. Onların mutluluğu için.

Elena: Her şeye çok pozitif bakıyorsun, Steve.

Steve: Emin ol. Bende üzülmek için bir çok neden bulabilirim ama hayatımı bir kere yaşıyorum ve bunu dolu dolu yaşamak isterim.

Elena: Ben de isterdim. Hayata senin gibi bakmayı ama elimde değil.

Steve: Bahanelerini bir kenara bırak. Madem hayata benim gözümden bakmak istiyorsun. O zaman isteğini gerçekleştirelim.

Elena: Nasıl?

Steve: Orasını bana bırak. Kalan saatleri benimle geçirmeye var mısın onu söyle?

Gözlerimi Steve'e çevirdiğimde gözlerinin bir istekle parıldadığını görmüştüm.

Elena: Varım.

Cümlemle Steve ayağa kalkarak bana elini uzattı. Eline, elimi koyduğunda gülümseyerek beni kaldırdı.

Steve: Hazırlığını tamamla o zaman. Bugün seni ait olduğun yere, masallar diyarına götüreceğim.

Elena: Siz nasıl isterseniz, bayım.

Umut IşığımWhere stories live. Discover now