Evlilik

25 5 0
                                    

Sabah neşeyle saçlarımı taradım. Mutluydum. Steve, hayatımda olduğu sürece mutluluğum devam edecekti. Sabah masaya indiğimde Steve'in masada olmadığını gördüm. Sandalyeme oturduğumda Steve'in merdivenlerden bavullarıyla indiğini gördüm. Masaya yaklaşarak önce bana sonra babama baktı.

Steve: İstediğiniz gibi Dylan Bey, eşyalarımı topladım.

Dylan: Güzel, çıkışta seni evine bırakacaklar Steve. Ödemeni de alacaksın. Yardımların için çok sağol. Unutamayacağımız bir düğündü.

Steve: İyi günler efendim.

Steve'in kapıdan çıkmasıyla moralim bozuldu. Evet bir gün gidecekti ama bu kadar çabuk olmasını beklemiyordum. Babamın sesiyle kendime geldim.

Dylan: Elena, biliyorsun ki adetlerimiz gereği seni 16 yaşında evlendirmemiz gerekiyodu ama annenin ısrarları nedeniyle evlenemedin. Bir hafta sonra Ayşe teyzen ve büyük oğlu seni istemeye gelecekler.

Elena: Büyük oğlu 37 yaşında. Onunla evlenmem.

Dylan: Sana fikrini soran olmadı, Elena. Çık yukarı, gözüm görmesin seni.

Sandalyeden hızla kalkarak babama döndüm.

Elena: Bana fikrimi sorsan da sormasan da onunla evlenmeyeceğim.

Dylan: Çık odana seni küstah. Ben izin verene kadar da aşağı inme.

Sera Hanım: Dylan, Elena'nın 37 yaşında biriyle evlendirilmesi ne kadar doğru?

Dylan: Adetlerimiz böyle. Sorgulamak kimsenin haddine değil.

Odama çıktığımda sinirle etrafı dağıttım. Onunla evlenmiyecektim. 3 çocuğu vardı. 2 tane de karısı. Bu düşünceler aklıma geldiğinde gözyaşlarımı tutamadım. Bu evlilik olmayacaktı.

Akşama kadar bir şey yememiştim. Saatlerdir yatağımda uzanıp boş duvarı inceliyordum. Sera Hanım, odama girmesiyle gözlerimi kapattım. Kimseyle konuşmak, kimseyi görmek dahi istemiyordum.

Sera Hanım: Elena, uyumadığını biliyorum.

Gözlerimi açıp ona doğru döndüm.

Sera Hanım: Steve'e karşı olan hislerini biliyorum ama bunun için yapacak bir şeyimiz yok, tatlım.

Elena: 37 yaşındaki biriyle evlenmemi mi istiyorsun?

Sera Hanım: Elimde imkanım olsa engel olurdum.

Elena: Beni yalnız bırakır mısınız?

Sera Hanım: Pekala.

Sera Hanım odamdan çıktığında yastığımı yüzüme bastırdım. Kalbim başka birine aitken nasıl evlenirdim? Benliğim, Steve'e aitken nasıl başka birinin olabilirdim?

Havanın kararmasıyla penceremi açtım. Gözyaşlarıma eşlik ediyordu yağmur. Sanki kalbimin acısına ortak oluyordu, doğa. Yağmurda ıslanan toprak kokusunu içime çektiğimde kendimi az da olsa rahatlamış hissettim. Penceremden aşağı baktığımda yağmurun altında bekleyen Steve'i gördüm.

Elena: Ne yapıyorsun Steve? Hasta olacaksın.

Steve: Seni özledim. Görmeye geldim.

Elena: Deli misin sen?

Steve: Bekletecek misin beni?

Aşağı inmeyi istiyordum ama ya babama yakalanırsam? Steve'in sesiyle düşüncelerimden sıyrıldım.

Steve: Sen gelmezsen ben gelirim.

Steve'in kapıya doğru yöneldiğini gördüğümde onu durdurdum.

Elena: Bekle geliyorum.

Sessizce aşağı indim. Derin bir nefes alarak kapıyı açtığımda bana kocaman gülümseyen Steve'i gördüm. Onu sessizce içeri aldığımda sinirle konuştum.

Elena: Dışarıda yağmur yağıyor ve bu halle dışarı mı çıktın, Steve?

Steve: Sevgilim.

Duyduğum kelime karşısında şaşırmıştım.

Elena: Ne?

Steve: Steve değil, sevgilim.

Gözlerimi devirerek sandalyeden kalkıp tezgaha yöneldim. Steve'e hazırladığım çayı karıştırırken Steve'in kokusunu hissettiğimde hafifçe gülümsedim. Ellerini belime koyarak ıslak saçlarıyla kafasını bana çevirdi. Ona doğru döndüğümde gözlerini gözlerimle birleştirdi.

Steve: Hayatımda ki en güzel şey olabilirsin.

Kurduğu cümle ile yanaklarımın kızardığını hissetmiştim. Saçlarından yüzüne damlayan damlalar onun yakışıklılığını daha da belirginleştirirken merdivenden gelen ayak sesleriyle Steve'den hızla ayrıldım. Steve de sesleri duymuş olacak ki hızla kendini bahçeye atmıştı. Kalbimin sesi kulaklarımda çınlarken derin bir nefes aldım. Babamın sesiyle onun olduğu tarafa döndüm.

Dylan: Ne yapıyorsun Elena?

Elena: Hiç...hiçbir şey. Sadece çay yapmak istedim. Biraz boğazım ağrıyor.

Dylan: Anladım. Kendine daha dikkat et. 1 hafta sonra düğünün olacak.

Gözlerimin dolmasıyla hızla merdivenlere doğru yöneldim. Odama girdiğimde gözyaşlarım yanaklarımdan süzüldü. Böyle mutlu olmak istemiyordum ben. Annemin yaşadıklarını yaşamak istemiyordum. Yarınım olmadan yaşamak istiyordum. Her gün bir korkuyla uyanmak istemiyordum.

Umut IşığımHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin