31. Bölüm

2.4K 180 95
                                    

Diş ağrım devam ediyor, kontrol ederek yüklüyorum bölümü inşallah bir sorun yoktur ve umarım beğenirsiniz.

Keyifli Okumalar!

Akşam salonda sancılı bir uyku geçirmişti. Eğer bu uyumak ise ben bir balıktım çünkü balıkların da gözleri açık uyuduğunu bir yerde okumuştum. Tüm akşam beynimde yankılanan sesler, gitmem gerektiğini söyleyen seslerine karşı direnen gidersem dışarıdaki hayatta ne bok yiyeceğime dair derin bir tartışma içerisindeydiler. Beynim enkaz yeriydi; yıkık dökük, karman çorman... En az kalbim kadar...

Sabahın ilk ışıkları gözlerime bir selam çakarken sıkıntıyla nefesimi verip telefonumu elime aldım. Çantamı yatmadan önce yanıma almıştım. Ezra onun içinden silahı almış ama geri kalan hiçbir eşyama da dokunmamıştı gördüğüm kadarıyla. Dün gece cehennemdeki köşesine çekildiğinden beri ev fazla sessizdi. Onun sessizliği altından ne çıkacağını çözmemi güçleştiriyordu. Telefonumdaki bildirimlere göz ucuyla baktım. Dağhan ve bir arkadaşının yazlık evde ölü bulunması dünden beri bildirim gündemimden düşmüyordu. Herkesin bir fikri vardı, herkes üç beş kelime yazmayı marifet sanıyordu ve benim sosyal medya üzerindeki sessizliğimi kendilerine göre yorumlamaya başlamışlardı.

Mutfaktan gelen seslerle başımı kaldırıp kanepenin arkasından girişe doğru baktım. Buradan bakınca mutfağı görmem mümkün değildi. Elimdeki telefonu bir sehpanın üzerine atıp ayaklandım. Düne doğru parmaklarımdaki ağrı azaldığından ağır ağır dikkatli bir şekilde etrafımdaki nesnelere tutunarak salonun girişine geldiğimde Zeus heykelini gördüm. Mutfaktan çıkıp hol boyunca yürüyen esmer, terli bir Zeus heykeli? Geniş omuzları, mermer kadar pürüzsüz, sert ve kaslı sırtı bir heykeltıraşın elinden çıkmış gibi kusursuz görüntüye sahipti. Onu izlerken parmak uçlarım uyuşmuştu. Sessizce yutkundum. Bakışlarım üzerinde yavaşça süzüldü. Kalçalarını gevşekçe saran gri şortu dün yumruklarımla test ettiğim kaya kadar poposunu örtüyordu. Heykel banyoya girip gözden kayboldu. Duvara tutunarak bir cesaret peşinden ilerlediğimde beynimle hareket etmiyordum. Merak duygum bir anda tüm duygularımın yönetimini ele almıştı. Sessizce aralık banyo kapısının biraz gerisinde durdum. Su sesi geldiğinde kapıya yaklaştım. Sadece birazcık bakacaktım, biraz...cık... Başımı öne doğru uzattım.

Heykelin ensesinden süzülen su damlaları, pürüzsüz sırtını yalayıp geçiyordu. Sırtında kısa bir yolculuğun ardından istikamet, kaya kadar sağlam olduğundan daha da emin olduğum kalkık ve yuvarlak sert iki tepeciğe bakarken bir kez daha yutkundum ama sefer sessiz kalamamıştım. Kuruyan boğazım üzerinden süzülen birkaç damlaya muhtaçtı, onu iliklerime kadar susuz gözlerle izledim. Eline aldığı sabunu vücudunun her noktasında ağır ağır gezdirdi. Elini arkasına doğru götürdü sırtındaki kasları gerildi. Kol altında, sırtında, sırtından, kalçalarına her bir noktasını keşfe çıkan sabunun kaymasını izledim. Dilimle sabunla beraber ağır ağır dudaklarımın üzerinde kayıp dudaklarımı nemlendirdi. Hipnoz olmuş gibi onu izliyordum, bakışlarımı kaçıramıyordum. Sabunu kenara bırakıp suyun altına girdi, ellerini saçlarının arasında daldırıp bir kez daha bu sefer ıslak bir şekilde sırt kaslarını gerildi. Yüzünü yıkarken bir anda arkasını döndüğünde hızla geriye doğru sendeledim. Duvara tutundum ve hiç tereddütsüz arkama dahi bakmadan kaçtım.

Salona geri dönmek yerine kendimi en yakına, mutfağa attım. Dolaplarını karıştırdım ve bulduğum ilk su şişesini ağzıma dayadım. Soğuk suyu kana kana içerken gözümün önünde canlanan kare çıplak, esmer tenini yalayıp geçen şanslı su damlacıklarıydı. Şanslı? Boğazıma takılan suyla bir anda şişenin ağzını dudaklarımdan çekip öksürmeye başladım. Elimle göğsüme vurup nefes boruma kaçmakta olan suyu çıkartmaya çalıştım. Elimi tezgaha dayayıp sakinleşmek için üst üste öksürük nefesimi kontrol altına almaya çalıştım.

Bestenigar #Watty2022Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin