34. Bölüm

2.1K 169 70
                                    

Keyifli Okumalar! Bölüm sonu sürpriz var ama yaşınız küçükse okumanızı tavsiye etmem. Gecikme için kusura bakmayın. Yeni ülke, yeni şehir, yeni yaşam anca alışabiliyorum. Ancak yazabildim.

*** Yeni Bölüm : 100 oy 120 yorum ***

Güneş ışığı tenimi kavuruyor, tuzlu serin su bile serinletmeye yetmiyordu. Sıcaktan ensem yapış yapış olmuştu. Yüzme bilmiyordum ve daha kötüsü suyun öteki ucunu görememek beni biraz endişelendiriyordu. Suyun biraz kıyısında dolaştıktan sonra kendim için en güvenli yerin havuz olduğuna karar verdim. Daha küçüktü. Suyun öteki ucu gözüküyordu. Boğulma ihtimalim çok daha azdı. Eve dönüp üzerinde rengarenk süngerlerin olduğu ahşap şezlonglardan birine elimdeki kremi ve havluyu attım. Etrafa baktım, burası fazla sessizdi. İnsanı ürkütecek kadar sessiz. Suya ayağımı değdirip parmak uçlarımı serinlettim. Soğuk su gel bana diyordu.

Havuzun etrafında dolaşıp merdivenlere yöneldim. Her bir basamakta sıcağı yakan soğuk cos etkisi yaratıyordu. Benim bulduğum bir isimdi bu sıcak bir nesneyi soğuk bir suyun içine attığınızda cos sesi çıkardı, benim de tenimden tıpkı ona benzer bir ses çıkıyordu adeta. Tamamen bedenimi suya bıraktığımda tuzun ekşi, yapış yapışlığından da kurtulmuştum. Kenarlara tutunarak biraz suyun keyfini çıkartmaya çalıştım. O sırada çalışan genç adamlardan biri havuza doğru geliyordu. Ona doğru el salladım. Birini görmek bir nimetti ayrıca ayaklarımın değmediği noktalara geldiğimde açılmaktan korkuyordum.

“Bir isteğiniz mi var, efendim?” diye yaklaştı bana.

“Su olabilir, belki kokteyl. Bir de yüzmeye bilmiyorum biri burada durabilir mi?” diye sordum, endişeyle. Yüzünde bir saniye şaşkınlık ifadesi geçse de hemen o ifadeyi sildi. “Ben size yardım edebilirim.” Arka cebinden çıkarttığı telsizle Latin dillerine benzer bir dille bir şeyler söyledi. “İstediğiniz bir aroma var mı? Neyli kokteyl istiyorsunuz?” diye sordu.

Çok güzel ve yerinde bir soruydu ama benim bir fikrim yoktu. “Herhangi bir şey olabilir. Sizin önerinize uyacağım.” dedim.

“Margarita, martini, bellini, mojito, julep, pousse cafe…” daha bir sürü şey saymaya başladı. Zoya’nın yanındayken birçoğunu kontrollü bir şekilde denemiştim ama şimdi hiçbirini hatırlamıyordum. 

“Tatlı ve soğuk olsun benim için yeterli!” dedim.
Daha fazla soruya cevap veremeyecektim. Bir soru daha sorduğunda ona ne istiyorsa onu getirmesini söyledim. Cebindeki telsizi yerine koyduktan sonra bana döndü.
“Bana yüzme öğretir misiniz? Siz biliyor musunuz?” diye sordum, merakla.
“Tabii.” Bu isteği normal karşılayarak onun için tekrar telsizini çıkarttı. “Bir arkadaşımı yönlendiriyorum.” dediğinde ona kocaman bir gülümsemeyle teşekkür ettim. Biraz sonra bahçenin yeşillikleri arasından bir Bay Darcy çıktı. Burnu büyük ama Elizabeth için her şeyi göze alan yakışıklı ve zengin aşk ve gurur kahramanıydı. Bu oydu. Yemin ederim Jane Austen bile bu adamı görseydi, onu Bay Darcy zannederdi. Tam olarak kitabı okurken hayal ettiğim görüntüye sahipti. Burnu büyük, uzun boylu, kibirli bir görüntüye sahipti.

“Arkadaşım size yardıma geldi.” dedi genç adam arkasını dönüp gitmek önce.
“Merhaba, adım Carlos!” dedi, Bay Darcy. Üzgünüm Carlos bundan sonra senin adın benim için Bay Darcy olacaktı.
“Merhaba, Carlos. Ben Berşan!” diyerek bir elimi onu uzattım. Diğeriyle havuzun kenarını tutmayı sürdürüyordum. 

“Berşan Hanım, hiç mi yüzme bilmiyorsunuz yoksa daha önce kötü bir tecrübeniz mi oldu? Su sizi korkutuyor mu?” diye sordu.

“Daha önce hiç yüzmedim.” dediğimde beni anlıyormuş gibi başını salladı. Üzerindeki tişörtü ve şortu çıkartmak için geri çekildi. Bronz teni gün ışığına çıktığında daha şimdiden yüzmeyi öğrenmeye hevesliydim. Suya hiç zorlanmadan artistik sayılacak bir hareketle atlayarak daldı. Yanıma geldiğinde başımı çevirip ona baktım.
Bana kendimi serbest bırakmamı söyledi. Ellerimi yavaşça havuzun kenarından kaldırdı ve sadece rahat olmamı, suyun kaldırma gücünü hissetmemi söylediğinde benimle dalga geçiyor diye düşündüm. Suyun bir kaldırma gücü vardı ama o insanlar için değildi. Dediğini yaptım. Bana dokunmadan önce izin istediğinde itiraz etmedim. Yavaşça suyun kenarından uzaklaşıp ayaklarımı sallayarak ona gelmemi söylediğinde “Daha önce bunu hiç yapmadım.” dedim.
“Ayağınızın yere bastığı noktalarda deneyelim.” dedi. Kenarlara tutuna tutuna ayağımın dediği yerlere gelmiştik. Arkamı döndüm ve ona gelmem için benden uzaklaştı.

Bestenigar #Watty2022Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin