Gerçekten bu hikayeyi yazmak için çıldırıyorum. O yüzden daha fazla sınırı geçmesini beklemeden bölümü yazdım. Muhtemelen ben buraya yine sınır koyacağım ve sınır yine geçilmeyecek o yüzden yorum atarak düşüncelerini belirtirseniz ve beni motive ederseniz sevinirim.
Keyifli Okumalar!
1. BÖLÜM
#Uçmak için kanatlara değil, düşlere ihtiyaç vardır.#
Yapılacaklar Takvimi:
07.00: Kalkış
07.30 - 08.45: Haftalık programında yazılı olan kardiyo çalışmaları.
09.00: Kahvaltı
09.30: 1. Ders
10.30: Ara
10.45: 2. Ders
11.45: Ara
13.00: Öğlen yemeği
13.45: 3. Ders
14.45: Ara
15.00: 4. Ders
16.00: Ara
16.15: Son ders
17.00 - 18.00: Günün tekrarı / Ödevler
18.15: Akşam yemeği
19.00: Ev temizliğine yardım
19.30 - 20.30: Haftalık programında yazılı olan kardiyo çalışmaları.
21.00 - 23.00: Kitap Okuma Saati
23.00: Yatış
Işıklar en geç 23.10'da söner.
Karşımdaki programa midem bulanarak baktım. Her ay düzenli olarak Gestapo lakabını verdiğim bakıcım Piraye Hanım tarafından özenle hazırlanırdı. Üşenmeden her ayın otuzunda gelecek ayın programını yatmadan önce odamdaki büyük, mantar panoya asardı. Bir istisna olarak Şubatları yirmi sekizinde asılırdı. Bayan Führer yani öğretmenim Ayla Hanım'ın da bu programda emeklerini göz ardı etmemek gerekir. İkisi kafa kafaya verir ve sanki çok yaratıcı bir ürün ortaya koyuyorlarmış gibi bu yeme, içme ve sıçma düzenimi hazırlarlardı.
Yatağıma oturduğumda uzunluğu neredeyse belime kadar gelmekte olan, düz, kızıl - kahverengi saçlarımı fırçalarken ışıkların sönmesini bekledim.
Kolumdaki saatte baktım. Yelkovan birazdan ikinin üzerine gelecekti. Zamanla akıyordu. "Üç, iki, bir."
Karanlık.
Elimdeki fırçayı başucumdaki komodinin üzerine sessizce bıraktım. Yatağıma uzandım. Başımı yastığa koydum ve bedenimi camdan dışarıya çevirdim. Bir elimi yastığın altına bir elimi yanağıma yaslayarak geceyi izledim. Bu gece dolunay vardı. Ay ışığı odamı aydınlatıyordu. Manzarayı izlerken bugün duyduklarımı düşündüm. Gestopa ve Bayan Führer ben akşam yemeğine inerken kendi aralarında konuşuyorlardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bestenigar #Watty2022
General Fiction"Yaralı tavşan ne bırakır ki ardında kan izinden başka?" - Ahmet Oktay Namı adından önce gelir Celal'in, Cellat derler ona. Yıllardır babadan gördüğü, bildiği işi yapardı. Yaparken de raconuna göre yapardı. Bir zamanlar hayatında önem verdiği bir k...