37. Bölüm

1.6K 142 22
                                    

Ruhumuz ne kadar çamurla bulanmış olursa olsun, benimki ve onunki aynıydı.

Dün geceden sonra hayatımın ve hislerimin eskisi gibi olamayacağını bilmek beni korkutuyordu. Yanımda uyuyan adam… Tatlı, ılık nefesini yanağımda hissettiğim bu adama olan hislerim gözlerimi araladığım anda bu yataktan hızla çıkıp koşarak ondan uzaklaşmam gerektiğini bana düşündürecek kadar korkunçtu ama bunu yapamazdım. O kadar güçlü değildim. İçimde bir mıknatıs vardı. Tam olarak iki göğsümün arasında, belki de sol göğsüme biraz daha yakın bir noktada beni ona, onu da bana doğru çeken yoğun… Güçlü bir mıknatıs! Zıtlı kutupların uzak mesafede birbirine çekilmesi imkansızdı ama en ufak yakın mesafede kaçış imkansızdı. Hemen birbirine yapışırlardı.

Çaresizce bekledim. Yatağın içerisinde, onun kollarında… Uyanmasını mı bekliyordum? Gitmek mi istemiyordum? Çaresizce ağlamak istiyordum. Kendimi güçsüz ve çaresiz hissettiğim birçok an olmuştu ama hiçbirinde bu kadar yılgın değildim. Bu yepyeni duygular bedenimi ele geçirmiş, ruhumu emiyordu. Beni bataklığa sürüklüyordu.

Her bir solukta ciğerlerimi kokusunu çekiyor, oksijen yerine daha çok o kokuyu ciğerlerime çekmek beni yaşatıyor gibi hissediyordum. Ciğerlerime çiçekler açtırıyordu. Güçlü kollarıyla beni sararken, sıcaklığında boğuluyordum ama bu beni rahatsız etmek yerine güvende hissettiriyordu.
Asıl istediğim neydi? Zincire vurulmaktan korkan yüreğim, zincirlerini kırdıktan sonra o demir halkaları tekrar kendine mi layık görüyordu? Yapma Berşan! O kadar da çaresiz olamazsın! Sen bu değilsin! Gözlerimi titrek bir soluklar, ürkerek araladığımda bir çift yeşil gözle gözlerim buluştu. Gözlerindeki o duygu da neydi? 
Dudaklarımı araladığımda bir şey söylemeyi umdum. Sesimi bulmam gerekiyordu ama o çok uzak bir yerdeydi. Konuşursam anın büyüsünü bozacaktım. Ben eski ben olmak istiyordum. Biraz sonra dudaklarımdan dökülecek kelimeler onu sinirlendirmeli, eskisi gibi bana soğuk ve benden nefret ediyormuşçasına küstah bakışlarını üzerime dikmiş olacaktı. Elini kaldırdığında göz ucuyla ne yapacağını kuşkuyla izledim. Yavaşça başımın yanına koydu, saçlarımı okşadığında… Korktum. Bakışları öyle güzeldi, gözleri uykuluydu. Saçlarımı okşadı, eli yavaşça yanağıma doğru kayarken gözlerim doldu. Kalbimde hissettiğim sıcaklık orada yıllardır duran buzdan kaleyi usul usul eritiyordu. Kalbim bir buz kütlesiydi ve o avuçlarının arasına alıp ısıtıyordu. Öyle bir histi işte. Yutkunamadım, nefes almaya korkuyordum, en ufak hareketimin onun geri çekilmesine sebep olmasından delicesine korkuyordum.

Yanağımı okşayan parmakları dudaklarıma kaydı. İşaret parmağıyla dudaklarımın üstünü okşarken parmakları kırmaktan korktuğu değerli, tarihi bir parçayı tutar gibi narin ve dikkatliydi. Dudakları okşadığında aralık dudaklarımın arasından titrek bir soluk parmakları doğru aktı. Bakışları dudaklarıma kaydığında soluklarım hızlandı, kontrol etmeye çalışırken kalbimin atışını çoktan artmıştı. Bedenimin kontrolü onun parmakları arasındaydı.

“Bir şey söyle, beni sinirlendir ki şu yataktan çıkabileyim!” dediğinde sesi gür ve emrivakiydi.

“Çıkma!” dedim, ukala bir tavırla.
Gözlerimiz buluştuğunda tek kaşını ukala bir tavırla hava kaldırdı. “Dün geceyi sormayacak mısın?”

Dün gecenin her bir detayını hatırlıyordum. Boğazımı kurutacak, bacaklarımı birbirine bastıracağım kadar her bir detay hafızamdaydı. Dudaklarımı yaladığımda dilimin ucu başparmağına değdi. Bu hareketimle ikimizde yutkunduk. Ona daha çok sokuldum, bedenimi tamamen çıplak bedenine yasladığımda sıklaşan soluklarını duyabiliyordum. Ezra heyecanlanıyordu? Göğsümün hemen üzerinde atan kalbini hissediyordum. Sanki olduğu yerden çıkmak istercesine çıplak tenime çarparak atıyordu.
Kısık bir sesle “Dün geceyi hatırlıyorum.” dedim, her bir kelimenin üzerine basa basa. Başımı biraz geriye atıp ona biraz uzaktan bakmaya çalıştım. Aramızdaki mesafe o kadar azdı yüzündeki ifadeyi net göremiyordum. Bakışları bana bir şeyler anlatıyordu ama sessiz kaldı. Şu an aklını okuyor olmayı dilerdim. Perdeli yeşil gözlerinin ardında, sakladığı duyguların ve düşüncelerin ne olduğunu duymak için neler vermezdim.

Bestenigar #Watty2022Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin