2. BÖLÜM

16.1K 454 205
                                        

Annem beni uyandırmaya gelmişti. Ama ben çoktan uyanmış celladımı bekliyordum. Kahvaltıya indim avluda çok güzel bir sofra vardı tıpkı 3 gün öncesi gibi . Abim hala yoktu belki bir ümit bulunmasını bekliyordum. Ama bu gün sondu galiba. Maraz aşiretinin de sabrı tükenmişti. Kahvaltıdan sonra amcamın eşi Banu yengem gelmişti. Alışveriş için bana yardım edecekti. Oda amcamla küçük yaşta evlendiği için aramızda 4 yaş vardı. Her zaman yol göstericim olmuştu benim. bir Abla gibiydi.

Dışarı çıkınca Kaanı gördüm. Vazgeçmiyordu. Ama yanına gidemezdim Boran her an her yerden çıkabilirdi. Yanımıza doğru gelmeye başlamıştı. Ben kaçacak delik arıyordum.

"Şilan"

"Lütfen Kaan Boran görecek bak canını yakacak''

"Seni bırakmam Şilan!"

"Ne diyorsun Kaan?"

Gitmesi için anlamamış gibi davranıyordum. Gitmesi gerekiyordu eğer gitmezse biliyordum Boran gelecekti.

"Seni o Boran şerefsizine yar etmem!"

"Neler söylüyorsun sen Kaan? Boran duyacak! Burada biliyorum hadi git n'olur "

"Boranın sana sahip olmasına izin vermeyeceğim!"

"YETER SUS"

"Benimsin kızım işte!"

"Sonra konuşalım lütfen"

"Hayır şimdi dedim"

"HAYIR YA HAYIR CANINA MI SUSADIN SEN!"

Kolumdan tutmuştu ki Boran Kaanı yere yatırdı. Çok sert vuruyordu. Yüz felci olması an meselesiydi.

"Benim sözlüme uzanan dilini kopartırım"

"Boran dur" diye çığlık atıyorduk yengemle. Ben Boranın elini kolunu tutmaya çalışıyordum. Ölmek için Borandan dayak yemek hiç de iyi bir fikir değildi. Kaanın ağzı burnu kan dolmuştu. Boran üzerinden kalktığında adamlarına Kaanı alması için işaret etti. Onlar Kaanı götürürken Boran bana bakıyordu.

"Yenge Hanım sen bizi biraz yanlız bırakırmısın"

"Tamam" diyip önden yürümeye başladı Banu yengem. Boran ise bana bakıyordu.

"Ne oldu ne bakıyorsun tren görmüş öküz gibi"

"Sen düzgün konuşmayı bilmiyormusun kızım"

"Bilmiyorum Boran ağa çekil şimdi"

"O lavuk hakkında uyardım demi seni"

"Ne o haklıyım muhabbeti mi yapacaksın"

"Kızım yürü git işine ya"

"İzin verirsen gidicem"

"Tabii tabiii buyrun Şilan hanım"

Koşar adımlarla Boranı geride bıraktım.Yengeme yakınlaşmıştım oda beni görünce durup yanına gitmemi bekledi.

"Ne diyo Boran?"

"Aşkımdan yanmış tutuşmuş"

"Ne güzel kızım"

"Tabi yengem dünyanın en güzel şeyi bu"

İlk girdiğimiz abiyeciden hemen bir elbise alıp çıkmak istiyordum. Daha fazla mutlu mesut isteme elbisesi bakan kız gibi görünmeme gerek yoktu . Mankenin üzerinde gördüğüm siyah elbiseyi istedim.

Yengem "Şilan bu çok sade kızım bırak bunu" dedi.

"Bunu istiyorum yenge" şatafatlı şeylere gerek yoktu.

AŞK-I BERDELWhere stories live. Discover now