48.BÖLÜM

2.8K 115 17
                                    

Yaklaşık bir hafta olmuştu hastanaye geleli. Günler geçip giderken ben de iyileşmiştim. Borandan haber almayı da bırakmıştım. Oda beni görmeye hiç gelmemişti. Beni bulamadı diyerek kendimi avutmak istesem de doktor olduğu için bütün hastaneleri araştırabilirdi.

Taburcu olacaktım sadece kolumu daha az kullanmam şartıyla Cihan beni çıkarmaya ikna olmuştu. Ben hazırlanırken odama bir kaç evrakla gelip imza atmam gerektiğini söyledi. İmzamı da attıktan sonra odadan çıkıp hasta kabul noktasına gittim. Orada bulun bir personele özel eşyalarımın burada olup olmadığını sordum. Bir beyefendinin onları aldığını söyledi. Boran olmalıydı başka kim olabilir ki!

Sinirle arkamı döndüm. Arkamı döner dönmez Boranın göğsüne çarpmıştım. Kafamı kaldırıp yüzüne baktım.

"Telefonun ve çantanı getirdim."

Dedikten sonra çantamı bana uzattı. Hızlıca elinden çantamı aldım.

"Konuşalım lütfen."

Dedi ben giderken. Arkam dönüktü bilmiyordu ki içimin kan ağladığını.

"Henüz bu konuşmaya hazır değilim. Seni dinlemek istemiyorum!"

Dedim arkamı döndüm. Hızlıca yanıma gelip karşıma geçti.

"Bebeğimiz için konuşmalıyız."

Dedi omuzlarımdan tutarak. Kendimi bir adım geriye attım.

"Bebeğimiz mi!? Sakın bir daha bebeğimiz deme!"

Şaşkınlıka yüzüme baktı.

"Neler diyosun sevgilim? Lütfen biraz empati yap"

Delirmek üzereydim.

"Ne empatisi ya! Ne empatisinden bahsediyosun!?"

"Tamam sakin ol."

Derin bir nefes aldım.

"Bebeği aldırmayı düşünüyorum."

Donup kalmıştı. Kaşları çatıldı önce gözleri alev almış bir şekilde bakıyordu.

"Bu tek başına verebileceğin bir karar değil!"

Omuzlarımdan tutup sarsmıştı beni bu sefer. Sol koluma ağrı girmişti kendimi kurtarmaya çalışıyordum ama ne mümkün.

"BORAN!"

diye bağırıp bir hışımla kendimi kurtarmıştım. Boranın burnundan kan sızmaya başlamıştı. Dehşetle izliyordum onu. Biraz tökezleyip yere düştü. Benimde yüreğim kanıyordu. Hastanenin ortasında herkes bizi izlerken daha fazla dayanamayıp Boranın yanına çöktüm.

"Yardım edin!"

Boranın başını dizlerimin üzerine almış bağırıyordum.

"YARDIM EDİN DİYORUM! DOKTOR YOK MU BURDA? DOKTOR ÇAĞIRIN!"

Akan kan üzerime bulaşmaya başlamıştı. Çantamın içinden hızlıca peçete çıkarıp Boranın burnuna tutmuştum. Hemşireler sedyeyle gelirken Boran elimi tutup öptü. Güçsüz bedeni daha fazla dayanamayıp kendini bırakmıştı...

Sedyeyle giden Boranın arkasından bakakalmıştım. Elimdeki kanlı peçeteyi Cihan alınca kendime gelip ona döndüm.

"İyi misin?"

"İyi mi!? İyi miyim? Şu halime bir bak iyi miyim sence."

Serzenişlerim haykırışlara dönüşünce ağlayarak ellerimi üzerime sildim. Sancı saplanmıştı karnıma. İnleyerek dizlerimin üzerine çöktüm. Dayanılmaz bir acıydı.

AŞK-I BERDELDonde viven las historias. Descúbrelo ahora