Fezâ : Korkma, dayanamama, ümitsizlik.Bölüm şarkısı : Nilüfer: Ta Uzak Yollardan
Afiş : kisiktasarim 💖
*
Zaman kavramını yitirmek ve zamanla yerle yeksan olmak.
Savrulmak, gittikçe dibe çökmek ve yok olmak. Uçurumlardan düşmek, kahrolmak ancak nefes almayı bırakamamak.
Yaşayan bir ölü olmak.
Zamanın sancısı yüreğimi dağlar, yüreğim ateş olur, ateş savrulur ve her şeyi yakar. Geriye kalan küller olur. Küller gözlerimi yaşartır, gözlerim sonsuza dek kapanır. Küller dudaklarımın arasından kaçar, soluğumu keser, dilim lâl olur.
Kör ve lâl olmak.
İşte bu, yaşayan bir ölü olmak.
Kabus gibi bir gündü. Gözleri açıkken insan kabus görebilir miydi? Görüyordum. Gözlerimi sımsıkı kapatmak ve açtığımda her şeyin normale dönmesini istiyordum. Gözlerimi kapatıyordum ancak açtığımda hiçbir şey değişmiyordu.
Devrim'in gözleri açılmıyordu, Devrim'in ağzından tek kelam çıkmıyordu, Devrim ayaklanmıyordu.
Bu bir kabustu. Başka bir açıklamayı katiyen reddediyordum çünkü eğer gerçek olduğunu kabullenirsem, düştüğüm yerden asla kalkamayacağımı biliyordum.
Sesler duymaya başlıyordum ancak sesler öyle bir bulantı içinde geliyordu ki kulağıma, ayırt edemiyordum.
Ellerimi Devrim'in omzuna daha sıkı bastırmaya çalıştım ancak ellerim gücünü yitirmişti. Titreyen ellerim durulmuştu ve hissedemiyordum. Bu durum gözlerimdeki yaşların çoğalmasına neden oldu. Daha fazla dik tutamadığım başım yavaşça Devrim'in sırtına düştü, yaşlar akan gözlerim kapanmaya başladı, kulağımdaki uğultu silinmeye başladı, bilincimi yitirdim.
*
Karanlık seni çağırdığında yapacağın tek şey karanlığa boyun eğmek, itaat etmek olurdu. Çünkü karanlık, korkuturdu ve bilinçaltına saklanmış olan bütün sırları açığa savurur, hayatı sana zindan ederdi.
Ben karanlıktaydım. Karanlığın içine sinmiştim. Karanlığı sahiplenmiştim. Aydınlığa kavuşmak benim asla olmayacağını bildiğim düşlerimden ibaretti. Öyle kalacaktı.
Zihnimde durmak bilmeyen vesveseler, elimi kalbime götürmeme neden oldu. yattığım yerde tavanla bakışmam beş dakikadır sürüyordu. Uyandığımda, Devrim'in bana verdiği odadaydım. Nasıl buraya gelmiştim, kaç saate yakındır uyuyordum bilmiyordum, zihnimin son birkaç saati silinmiş gibiydi. Hatırladığım en son şey, Devrim'in yarasına ellerimi sıkı sıkıya bastırmamdı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GÜZ YARASI
ActionBütün cümlelerimi, kelimelerimi feda ettim. Şakaklarımdan, köprücük kemiklerime doğru süzülen terleri hissediyordum. Avuç içlerimdeki kanların yere doğru damladığını, gözlerimdeki yaşların durmadan aktığını ve dudaklarımın ıslaklığını da hissediyord...