5

43.7K 2.1K 365
                                    


Tekrardan merhaba değerli okuyucularım, Hare | Anzer Balı yeni bölümleriyle sizlerle..

Kurgu genel itibariyle yetişkin içerikli.. nerede olur nerede biter söylemektense bunu göz önünde bulundurarak okumanızı rica ederim..

Yine yeniden keyifli okumalar gece pulilerim💫💫

Alarmın sesiyle bölünürken rüyalarım, dünkü tatsız olay yüzünden yorgun uyanmıştım. Gözlerimi aralayıp etrafa bakındım, yok, rüya değildi yaşananlar.. Tüm gerçekliğiyle geçiyordu film şeridi gibi gözümün önünden.. Yorganı itip yatağın içinde oturdum bir süre. Baş ucumda ki camdan dışarı baktım, hava tam anlamıyla aydınlanmamıştı. Hava aydınlanmasa ne olur? İçim zifiri karanlıktı. Yetmezmiş gibi sabaha kadar rüyamda ev ahalisini görmüştüm. Tahminimden fazla etkilenmiş olmalıydım. Gündüz onlarla çalış gece rüyalarımda uğraş, bu hafta sonu kesinlikle bir şeyler yapıp Demiroğlu zehirlenmesinden kurtulmam lazımdı. Cumartesi gecesi dışarı çıkacaktım. Eskiden olduğu gibi arkadaşlarımla oturup kafayı bulacaktım. Ne kadar da uzun zaman olmuştu kendime vakit ayırmayalı.. Şimdi o eve gitmek istemesem de, uyanır uyanmaz yaptığım plan beni bugün idare ederdi. Lavabo ihtiyaçlarımı tamamlayıp hazırlandım. Hafif bir kahvaltıyla güne evde başlıyor, yarım saat sonra yürüyüşe çıkıp işe gidiyordum. Hava bugün de muhteşemdi. Ilık esen rüzgar sonbaharın değil de ilkbaharın habercisi gibiydi.. bir de, hayatımın en yanlış adamıyla karşılaşacağımın habercisi..

Tüm yollarım tek adama çıkıyordu ben henüz farkında olmasam da.. Bir insanın kaderi bu kadar net yazılır mıydı? Benim belirlediğim kader bu değildi kesinlikle, ben ilahi güç tarafından yazılanı yaşıyordum. Ne kader ama? Gece yaşadığım başka gündüz başka, aynı kişi ama tavırlar başka. İşte yine bana doğru geliyordu, koşuyordu, yanımdan umarsızca geçip gidiyordu. Ilgıt ılgıt Yasemin kokuyordum, onuda mı duymuyordu? İyi, öyle olsundu.. İstediği kadar görmesin, bana yazılan sanki ona yazılmamıştı? Yoluma söylene söylene devam ettim. Bu kaderin oyununa birlikte gelecektik nasıl olsa.. Sen görürsün Demiroğlu!

Alimahir beyle yolumuz yine aynı noktada kesişirken, beni görmezden gelerek yoluna devam etti. Durup iki lafın belini kıracak değildik elbette fakat en azından baş selamı, ufacık bir tebessümle birbirimize iyi günler dileyebilirdik. Umrumda değildi. Kabaydı sadece. Aliemir'in tırnağı olamazdı. Son bir haftada onu iyice tanımıştım ve istemsiz hoşlanmaya bile başlamıştım. Attığı fotoğraflar, yazdığı mesajlar kanımı kaynatıyordu. Bir şey vardı beni ona çeken. Çekilmekten de korkmuyordum. Yani tutup çekse beni kendine, hayır demezdim. Daha şimdiden.. Sen yanmışsın Hare..

Sessiz evin ışıklarını ilk yakan yine ben olmuştum. Duş alıp giyindikten hemen sonra kahvaltı hazırlıklarına giriştim. Kim ne seviyor artık biliyordum, kuymak Alimahir bey için vazgeçilmezdi. Kuvvetli yemesine rağmen fiziğini koruması hayran olunmayacak gibi değildi. Çünkü Aliemir pek bir şey yemezdi ama Alimahir iştahlıydı. Onları yemek yerken görme fırsatım hiç olmamıştı. Sadece Türkan ve Aysun'un taşıdığı laflardan biliyordum. Genelde Aliemir'in yemesini kuş gibi tabir ederlerdi. Alimahir'den aslan gibi bahsederken, gücünü kuvvetini yemesinden içmesinden aldığını söylerlerdi. Görünüşlerinden de belliydi zaten. Aliemir normal bir yapıya sahipken, Alimahir gerçekten de heybetliydi. Şanslı sürtük.. Zorla evlenmişti ama fırsattan istifade ediyordu..

Sürtük demişken bugün söz verdiğim gibi Serçe hanımdan özür dileyecektim. Listede ki laz böreğinin malzemelerini hazırlarken, ufak bir kalıba onun için, cheesecake malzemelerini de çıkardım.

Hare | Anzer Balı Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin