15

50.2K 2.1K 509
                                    


Bölüm, cuma gecesi gibi mübarek bir geceye uygun olmadığı için bu saatte gönderiyorum çeeeek😆

Kimler burada? Keyifli okumalar gece pulilerim 💫💫

Toz bezi camı parlatmak için sağdan sola savrulurken sabah uyandığımdan beri kendimi temizliğe vermiştim. Yoksa unutamıyordum anasını satayım! Boynumu izleriyle, dudaklarımı dudaklarıyla esaret altına almıştı sanki. Aynaya baktığımda da, gözlerimi kapattığımda da sadece onu görüyordum. Yemek yapmakta kesmezdi beni, odamı bitirmiştim, şimdi salonun camlarını siliyordum.

'Aha şuramdan öp beni.. aha buramdaaan... aha şuramdan sev beniii.. aha oramdaaaan.. aha aha aha... ayyy hala ödümü patlattın ya!!'

Halamın süpürgeyi sertçe itmesiyle olduğum yerde sıçrayıp ona doğru döndüm. Kadının yüzü son zamanlarda hep asıktı. O gülen yüzü gitmiş, Aliemir'le buluştuğumu gördükten sonra yerine aksi bir kadın gelmişti.

'Noliiiyiii sabah sabah op beni, yala beni! Seni bi opersam çendune(kendine) celemezsun ha!'

'Ne var yani temizlik yaparken şarkıda mı söyleyemeyeyim?'

'Çime diyisun bu türçileri(türküleri) oni soyle!'

'Kimseye.. Kendi kendime söylüyordum işte.. Off tamam hala ya söylemiyorum bişe..'

Arkamı dönüp işimi yapmaya devam ettim, her şeyden bir mana çıkarıyordu. Haksız sayılmazdı, boynumdan öpen, göğüs kafesimi öpen, hatta göğüslerimin taşan kısımlarını öpen adamı hayal ederek söylüyordum. Camı tekrar silmeye devam ederken hafta sonumu böyle geçiriyordum işte. Düşüncelerimde Alimahir, ellerimde toz bezi..

Biten temizliğin ardından çeşit çeşit yemeklerimi döktürdüm bu cumartesi akşamına, kuzenlerim toplanmıştı. Akşam yemeğini bu defa onlar için hazırlamıştım. Şimdi hep beraber büyük masanın etrafında toplanmış gülüşerek yemeğimizi yiyorduk. Hepsini özlemiştim ama bu bir yandan, hafta sonumu dışarıda geçireceğim anlamına geliyordu. Sevinçle yutuyordum lokmalarımı. Dağıtıp eğlenmeyeli uzun zaman olmuştu. İçim içime sığmıyor, biran önce gitmek için dakika sayıyordum.

Masayı ve mutfağı topladığımız da çay demleyip odama çekildim. Duşa girdim ve uzunca yıkanıp tüm bakımlarımı yaptım. Geç gidecektim, hazırlanmak için acele etmiyordum. Dişlerimi fırçaladım, saçlarımı kuruttum, iddialı bir makyaj yaptım. Bebek gibi olmuştum, herbir noktam da farklı bir çiçeğin kokusunu saklıyordum. Beyaz, mini, göğüs dekolteli elbisemi giydim ve saçlarımı örüp sarıp arkamda ufak bir topuz yaparak omuzlarımı açıkta bıraktım. Gösterişi seviyordum, biraz açık olsa da üstümdeki, aynaya baktığımda kendimi beğenmiştim. Parfümü bileklerime ve kulak altlarıma sıkıp bedenimi parlatan o ışıltılı kremlerden sürdüm. Bacaklarım, göğüs dekoltem, kollarım parlıyordu. Giyeceğim yüksek topukları ve yedek kıyafetlerimi çantama atıp, spor ayakkabılarımı ayağıma geçirdim. Dizlerime kadar uzanan trençkot giyerek önünü iyice kapattım ve çantamı sırtıma alarak aşağı indim.

Saçım makyajım fazlaydı ama dışarı çıkarken genelde makyaj yaptığım için kimse sorgulamamıştı. Halamın istemediğini bile bile kıyafetimi gözüne sokmak istemiyordum. Bu sıralar iyiydik, kızdırmadan böyle devam etmek istiyordum. Onlara selam verdim ve beni geçirmek için arkamdan gelen halamla çıkışa yürüdüm.

'Gitme da kizum. Rahatsuz olaysilar çendileri(kendileri) celmesun(gelmesin).'

'Deme öyle hala. Zaten bir akşam kalacaklar. Baş başa muhabbet edin, ben arada yabancı gibi kalmak istemiyorum.'

'Senda benum evladumsun Hare. Yabanci yoktu bu eve..'

'Bana da değişiklik oluyor hala, normalde kalmıyorum kimse de biliyorsun.'

Hare | Anzer Balı Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin