42

43K 2.1K 243
                                    


Beni beklediğiniz için çok teşekkür ederim ❤️❤️

Doğum günün kutlu olsun aşkım nice seneler diliyorum🎊🎊 @minezarar

Bölüm önce Hare'den sonra Mahir'den..

Hemen bölüme geçelim, keyifli okumalar gece pulilerim 💫💫

Ayaklarım yere basmıyordu. Ben böylesi mutluluklara, böylesi sorunsuz bir hayata, böyle huzurlu anlara alışık değildim. Bünyem kabul etmezdi bir kere, öyle sanıyordum yada. Öyle iyi hissediyordum ki günlerdir. Mahirle tamamdım, Mahirle vardım ve Mahirle her şeye razıydım. Artık onun için uyanmaya, günü onu hayal ederek geçirmeye, akşamları dizinin dibinde oturmaya razıydım. Şimdi onun için kahvaltı hazırlarken sonunda tekrar benim elimden yemek yiyor olmasına da ayrı seviniyordum. Ne alaka kardeşim.. Herkesin kocası karısının ellerinden yemek yesin. Benim kocam niye elalemin Sevilayının yemeklerini yiyecekmiş? Deli oluyordum düşündükçe deli. Mahir'in başka birinin yemeklerini beğendiğini düşündükçe kuduruyordum.

Kendimi durup dururken sinirlendirmiştim işte. Adam aşağıda haşatı çıkmış şekilde yatıyordu, ben hala kıskançlık peşindeydim. Sabaha kadar tepesinden inmeyen bendim ama başkasının yemeğini beğenecek diye kendi kendimi kuran yine bendim. Yok bu böyle olmazdı, kendimi huzursuz etmekten başka bir işe yaramazdı. Adamım benimdi, bundan sonra sadece benim elimden yiyecekti, bunu dert etmeye gerek yoktu. Öyle delirmiştim ki, geldiğini duyduğum halde dönüp bakamayacak kadar dalıp gitmiştim. Birden karnıma sarılınca korkup yerimden sıçradım.

'Ayhhh.'

'Günaydın yavrum..'

'Sana da günaydın.. Geldiğini anladım ama yine de aniden sarılınca korktum işte..'

Doğradığım salatalıktan alıp ağzına atarken tezgahla arasında kalmıştım.. Neden her seferinde heyecanlanıyordum? İlk defa dokunuyormuş gibi bir hoş oluyordum ve kızarıyordum. Zamanla alışacaktım sanırım. Elimde ne varsa bırakıp ona doğru dönünce, kollarımı boynuna doladım. İşte şimdi diyordum, doğdu güneşim.. Tebessümüm yüzüme yayıldı gözlerine baktığım anlarda. Uyanınca çok yakışıklı görünüyordu. Uyanıkken de. Hele üstümdeyken. Altımda ki halini anlatamıyordum bile. Alimahir Demiroğlu, adıyla soyadıyla bakışıyla gülüşüyle beni baştan çıkarıyordu. Gülüşüme baktı, sonra gözlerime. Onunda derdi başkaydı. Ev hanımı modumu açmıştım işte, neyini beğenmiyordu?

'Niye erkenden kalkıyorsun?'

'Alışkanlık..' Omuz kırıp aşağı bakan bakışlarına bakmaya devam ettim. Gözleri yüzümü turladı ve parmakları saçlarımı kulağımın arkasına sıkıştırırken ağzında ki son parçayı yuttu.

'Sabah yatağımda ol, kalkacaksan beni de uyandır. Gözümü açar açmaz seni görmek istiyorum..'

'O zaman sana kim kahvaltı hazırlayacak?'

'Yalnız uyanmak istemiyorum.. Kahvaltı geç kalsa da olur..'

'Ya sen baya baya hanımcı oldun bak söyleyeyim..'

'Aramızda kalsın..'

'Bakarız..' derken gülmeye başladık. Yerim bak yerimmm. Yemediğim neresi kaldı? Beni kucaklayıp ayaklarımı yerden kestiğinde kollarımı iyice boynuna sarıp dudaklarımı yanağına bastırdım. Sonra da aklıma ocakta pişen kuymak geldi.

'Ayyy dibi tuttu! İndir indir indir!'

Beni indirdikten hemen sonra gidip çapayı çekti. Sonra birlikte teknede son kahvaltımızı yaptık, şu iki gün rüya gibiydi. Eve döndüğümüzde bizi bekleyen hayata kavuşmak için heyecanla ortalığı toparladım. Az kalmıştı, beklediğim her şeye tek tek kavuşmuştum, şimdi evime kavuşmama da çok az kalmıştı.

Hare | Anzer Balı Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin