12'

522 81 12
                                    

Rutin çok tehlikeli bir olguydu.

Her ne kadar aynı şeyleri sürekli olarak yaşamayı sevmediğimizi söylesek de beynimizin içinde bir yerlerde bundan hoşnut olan yanımız, günden güne büyürdü. Çünkü rutin; tüm satırları ezbere bilinen, kaostan ve sürprizlerden uzak, güvenli bir kitap gibiydi.

İşte bu sebeple günlük yaşantımızla iç içe girmiş en tehlikeli yaratıktı. Ne zaman bu rutin dışına çıkılırsa yanlış yapma korkumuz baş gösterirdi. Anksiyeteye kadar gidebilen bu durum bize her geçen gün güvenli alanımızdan çıkmamayı kabul ettirirdi.

Seungmin üç gündür dalgındı. Kafasını yiyip bitiren düşünceler yüzünden yaptığı işe odaklanmakta güçlük çekiyordu. Mesela şu an beşinci kez, basması gereken G akorunu kaçırmıştı.

Şarkıyı orta yerinde keserek kendisine dönen bakışlara aldırmadan sırtını soğuk metro duvarına verdi. Üzerindeki kalın boğazlı kazaktan bile hissettiği bu soğukluk hücrelerini tek tek uyarsa da çekilmemeyi tercih etti. Belki biraz kendine gelmesini sağlardı. Karşısındaki duvar saati 21.38'i gösteriyordu. Bakışları kendinden habersizce metrodan inenler arasında dolaşıyordu.

Aylardır görmeye alıştığı insanlarda gezdirdi koyu kahvelerini. Eksikti. Biri eksikti ve bu eksiklik düşündüğünden çok daha sıkıyordu içini.

Aklına gelenler tazyikli su gibi zihninde çarptığı yeri acıtıp iyice parlattı. Bu siyaha bulanmış adam bir anda çekip gitmiş olamazdı değil mi? Bir anda ortadan kaybolmuş olamazdı?

Bu düşüncelerin kafasından uçup gitmesini istercesine sağa sola savurdu başını. Gözlerini karşı duvara değdirdiğinde 21.45'ti. Kendinden bir haber şekilde gülümseyerek insanların geldiği yöne baktı.

Baktı.

Baktı.

Yoktu.

Bugün de yoktu.

Gelmeyecekti anlaşılan.

Derin bir iç çekerek gitarına geri döndü. En azından tellere vurmalı, biraz olsun beklediğinden çok daha acıtan düşüncelerden uzaklaşmalıydı.

----

"Lix-" Sinirle ciğerlerine hava doldurdu. Dakikalardır kendisini neşelendirmeye çalışan arkadaşını kırmamak adına birkaç saniye beklemeliydi. Kendisini önemsediği için böyle davranıyordu ama bir raddeden sonra sinir bozucu gelmişti.

"Bak Lix, benim gerçekten bir şeye ihtiyacım yok. Sadece yorgunum bu kadar. Haliyle enerjimi tasarruflu kullanmaya çalışıyorum."

Çilli çocuk gözlerini kısarak ellerini beline yerleştirdi "It's kinda sus bro."

Seungmin'in gülerek karşılık verdiğini görünce bir nebze olsun içi rahatlamıştı "Tamaaam~ seni rahat bırakıyorum huysuz adam ama üç gün daha bu odadan çıkmazsan yıl başına böyle gireceksin ve bildiğin üzere yeni yıla nasıl girersen öyle geçermiş." İşaret parmağını tehdit eder gibi sallayarak odadan çıktı.

Kaşındaki piercingle oynayarak yorganın altına girip oturduğu yatakta gezdirdi gözlerini. Changbin'den bir haber olduğu kaçıncı gündü? On mu? Daha fazla da olabilirdi.

Komodin çekmecesine uzanarak içinden defterini ve kalemini aldı. Siyah deri defterin yer yer yırtık yerleri fazlaca kullanılmış ve eski olduğunun etiketlerini taşıyordu.

Kaldığı sayfanın arasına iliştirdiği penasını komodinin üstüne koydu.

24 Aralık
Under the stars yeah yeah
24 to 25 bae
Just stay with me

21.45 | Seungbin✅Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin