7. Bölüm : Hatırlamıyor musun?

621 73 68
                                    

Uyandığında güneş gökyüzünden kaybolmak üzereydi. Haliyle de evin içerisi epey kararmıştı. Yavaşça kalkmayı deneyeceği sırada yan tarafında hâlâ uyuyan bedeni fark etti. Gözleri kapalı, ince dudakları hafifçe açık bir şekilde neredeyse horlayarak uyuyordu.

Bir kere daha kalkmaya yeltendiği sırada bu sefer de başka bir şey engel oldu kendisine.

Sertleşmiş penisi.

“Hassiktir...” yavaşça hâlâ uyuyan Louis’ye baktı. Uyumadan hemen önce yaptıkları şey bilinç altına işlemiş olmalıydı. Buradan Louis uyanmadan kalkıp tuvalette işin-

“Uyandın mı?” pürüzlü ses kulağına iliştiğinde olduğu yerde bir beton yığını kadar ağırlaşmış hissetti. “Off, ne içmişiz be.” Louis’nin hatırlamadığını düşündü. Hatırlasa bu kadar rahat davranmazdı. En azından Harry öyle düşünüyordu.

“Hava da kararmış, şu ışıkları bir açayım. Sonra da gideriz.” Louis tam kalkmış, ışığa doğru ilerliyordu ki Harry, onu bileğinden yakaladı. “Açma!”

Louis şiş gözleriyle her ne kadar Harry görmese de ona aval aval baktı. “Karanlıkta mı duralım? Bırak da açayım, şuraları toparlayalım.” Bileğini tutan elden kurtularak ışığın olduğu yere gitti ve sarı ışığın odayı aydınlatmasını sağladı.

“Okul da gitti.” Dedi tuvaletin olduğu yere doğru ilerlerken. “Benim için sorun değil de senin çok fazla devamsızlığın var.” Sesi giderek azalmıştı, ancak hâlâ duyuluyordu.

“Babaanneni düşün Harry.” Gözlerini kapatıp bunu sesli bir şekilde kendi kendine tekrar etti. O sırada Louis eli ve yüzü ıslak bir şekilde tekrar salona girdi. “Napıyorsun? Kalksana.”

Hızla mutfağa gidip siyah bir çöp poşeti aldı ve yerdeki boş, bira şişelerini içine doldurmaya başladı. “Ben...” Louis, Harry’nin sesini duyunca kafasını kaldırıp ona baktı. Bir şeylerin ters gittiğini anlayınca da yanına sokuldu. “Ateşin mi var?” elinin tersiyle kıvırcık oğlanın alnını kontrol etti. “Gayet iyi gibi duruyor-“ gözleri yavaşça aşağıya kaydığında şok geçirmiş gibi gözleri büyüdü. “Oha oğlum, ne gördün rüyanda amına koyayım!” sesi öyle yüksek çıkmıştı ki Harry kıpkırmızı kesildi.

“Senin yanında bir daha içmemek lazım. Üstümüze falan atlarsın mazallah.” Harry onun bu dediğine  göz devirdi. ‘Asıl üstüme atlayan sensin.’ Dememek için kendini tuttu.

“Işığı açmamamı  bu yüzden istedin...” Louis kinayeli bir şekilde bunu söylerken bir yandan da sırıtıyordu. “Kim? Kimi gördün?” Harry’e göz kırpıp çöpleri doldurmaya devam etti.

“Bu seni hiç alakadar etmez.” Deyip sertliğine rağmen yerinden hızla  kalkıp lavaboya doğru ilerledi. Louis’nin arkasından pişkin pişkin sırıttığını biliyordu.

Lavaboya girdiğinde hızla  kemerini ve fermuarını çözdü. İç çamaşırını da pantolonuyla birlikte indirip eliyle sertliğini kavradı. Sırtını duvara yaslayıp  derin bir ‘of.’ Çektikten sonra bunun gerçekten Louis yüzünden olup  olmadığını çözmeye çalışıyordu.

Yavaşça hareket ettirmeye başladı. Bir yandan da gördüğü rüyayı hatırlamaya çalışıyordu. Ya gerçekte  Louis ise onu bu kadar fenalaştıran? Ondan kaçıp durması gerekecekti bu durumda.

Gelmeden birkaç saniye önce hızla peçeteye uzandı. Bir yandan inlememek için dişlerini sıktı. “Şerefsiz Louis.” Dedi kendi kendisine fermuarını kaparken.

Ellerini yıkayıp salona geçtiğinde Louis çoktan her yeri toplamıştı. “Halledebildin mi ufak işini?” kendisini süzdüğünde ağzına bir yumruk çakmak istedi.

Aptal Louis yaptığı hiçbir şeyi hatırlamıyordu. Ne üzerine atılmasını, ne dudaklarını sömürmesini ne de söylediklerini...

Çantalarını sırtlarına takıp evden çıktılar. Louis anahtarı çantasına koyduktan sonra da yan yana evlerine doğru ilerlemeye başladılar.

“Burası bir dostumun evi.  Şu  an şehir dışında olduğundan evi  bana emanet etti.” Louis açıklandığında Harry, sadece kafasını sallamakla yetindi.

Birkaç dakikalık sessizlikten sonra Louis'nin sesi tekrar duyuldu. “Hoşlandığın biri mi var?”

“Hayır.” Suratına dahi bakmadan cevap verdi yeşil  gözlü çocuk.

“Libidon tavan yapmış senin.” Deyip kahkaha attığında Harry, yumruklarını sıkıp bir an da olduğu yerde durdu. Onun durması üzerine Louis  de adım atmayı bıraktı. “Ne oldu? Sinirlendin mi?”

“Hatırlamıyor musun gerizekalı?” burun delikleri açılıp kapanırken mavilere baktı.

“Neyi?”

“Aptalsın, yemin ederim gerizekalısın sen.” Deyip sinirli adımlarla ilerlemeye başladığında arkasında kafası karışmış bir Louis bırakmıştı.

Yeni kapağı nasıl buldunuz?

Sarmaşık | Larry Stylinson | TR versionDonde viven las historias. Descúbrelo ahora