27. Bölüm : Son

426 41 7
                                    

Yaklaşık 6 yıl sonra...

"Merhaba Annem." Kadın bana doğru birkaç adım atarak sımsıkı sarıldı. "Hoş geldin Louis oğlum. İçeri gel." Aynı sevgilime benzeyen yüze baktım. "Yok annem, Harry'i bekliyorum."

"Haa, öyle mi? Harry!" İçeri doğru bağırınca gülümsedim. "Geldim geldim!" Diye seslendi kalın ses.

Bugün tatil günüydü ama biz Harry ile birlikte şirkete gidip bazı işleri halletmeye karar vermiştik. Çünkü sevgili patronumuz bizi gereğinden fazla yormaya bayılıyordu.

"Görüşürüz." Harry kabanını giyerken bir yandan annesinin yanağına bir buse kondurdu. "Görüşürüz yavrularım. Kendinize dikkat edin."

Evden çıktıktan sonra hızla koluma girerek arabaya doğru ilerledik. "Bu patronun yaptığı işi seveceğim ben." Dedi kolumdan çıkıp şoför koltuğuna geçerken.

Elimde olmadan kıkırdadım. "Ben sana demiştim mezuna kalalım diye." Yks puanlarımız pek iç açıcı olmasa da Harry ısrarla herhangi bir üniversiteye girmemiz gerektiğini, senemizi boşa geçirmememiz gerektiğini söylemişti. Açıkcası ben de pek okumaya meraklı biri olmadığımdan dolayı bu fikri mantıklı bulmuştum. Aynı üniversiteyi kazanıp 4 yıl boyunca orada okumuştuk.

Kırmızı ışıkta durduğumuzda bana döndü hafifçe. "Annenin doğum günü bu haftaydı değil mi?" Kafamı olumlu anlamda salladım. "Çarşamba günü."

"Çok iyi. Harika bir restorant biliyorum.  Kızları da alır hepimiz orada doğum gününü kutlarız." Dedi heyecanlı heyecanlı.

"Annem çok mutlu olur." Dedim gülümserken. En son doğum gününü ne zaman kutladığımızı bile hatırlamıyordum.

Şirkete geldiğimizde arabayı otoparka park edip asansöre bindik. Harry saatine bakıp "Bugün ilgilenmemiz gereken tonla dosya var." Dedi.

Onun içini ferahlatmak adına koluna girdim. "Ama eğer bugün ilgilenmezsek hafta içi fazladan mesai yapmamız gerekecek." Oflayarak bana baktı. Ona kocaman gülümsediğimde o da gülümseyip alnıma bir öpücük bıraktı. Boyu benden yaklaşık 10 cm kadar uzun olduğundan bunu kolaylıkla yapabiliyordu.

Asansör durduğunda inip odaya doğru ilerledik. Dört kişinin aynı odada ama farklı masalarda çalıştığı bir odada çalışıyorduk. İkimizin masası karşılıklıydı bu yüzden kendimi şanslı hissediyordum. Sadece arada bir kolidor mesafe vardı.

Kabanımı çıkartıp sandalyenin arkasına astım. Çok sevgili patronumuza defalarca rica etmemize rağmen bir türlü odaya askılık taktırmamıştı.

"Gel, dosyaları alalım." Dedi Harry kapıya doğru giderken. "Dosyaları getirmeye bile üşenmişler." Diye söylenerek onun yanına vardım.

Odadan çıkıp hemen karşıdaki odaya girecektik ki kolidorda bulunan sandalyelerde oturan tanıdık bir yüz gördük. İkimizde hızla adama dönüp "James?" Diye cırladığımızda adam yerinde sıçrayarak bize döndü.

Saçları üçe vurulmuştu. Sanırım askerden dönmüştü ya da gidecekti bilmiyorum. Boyu epey uzamıştı ve belli ki uzun süredir spor yapıyordu.

"Oha a-" dudaklarını birbirine bastırarak ayağa kalktı.

"Ne işin var senin burada?" Diye hırçınca ona doğru adımladım. Harry beni kolumdan tutarak geriye doğru çekti.

"Demek hâlâ birliktesiniz he... helal olsun vallahi." Yıllar geçmiş olsa da pişkinliğinden bir şey kaybetmemişti bu herif.

"Neden buradasın?" Diye sordu Harry tekrar. Kaşları çatılmış, sesi boğuklaşmıştı. "İş görüşmesi için buradayım." James'in söylediği şeyle daha da sinirlendim. Bu adamla aynı yerde çalışırsam katil olurdum kesin.

"Hangi pozisyonda?" Diye sordu Harry. Aynı yerde çalışmayı o da istemiyordu.

"Sanırım çaycı olarak." Dediğinde ikimiz de şaşkınlıkla kaşlarımızı kaldırdık. "Ben sizin gibi okumadım. Büyük bir ahmaklık ettim ya, o da ayrı mesele." Dedi.

"Yaa..." dedim yatışmış olarak. Aynı yerde çalışmayacağımız için içten içe seviniyordum yalan yok.

Arka taraftan bir ses onu çağırdığında bize kısaca veda edip oraya doğru yürüdü. Biz de Harry ile birlikte dosyaları alacağımız odaya doğru ilerledik. "Dünya ne kadar küçük ya." Dedim boyumdan büyük dosyaları kucağıma alırken. Harry de bir sürü dosyayı kucağına almış kapının dışına ilerliyordu. "Vallahi öyle."

Odamıza zar zor ulaştığımızda dosyaları hızla masaya bıraktım. "Şimdi James işe alınırsa bize çay mı dağıtacak." Diye sordum dosyaları tek tek incelerken.

"Öyle görünüyor beb-" kapının pat diye açılmasıyla son cümlesini resmen yuttu. Ona kısaca güldükten sonra sandalyeme oturarak dosyalarla ilgilenmeye başladım. Ara sıra ağzından sevgi sözcükleri kaçırıyordu şirkette. Her ne kadar onu uyarsam da yapmaya devam ediyordu. Neyseki hiç yakalanmamıştık.

Öğle arası geldiğinde nihayet masadan kalkarak Harry'nin yanına gittim ve birlikte kafeteryaya doğru ilerledik.

"Liam ve Zayn akşam yemeğine çağırıyor." Dedi Harry telefonuna bakarken. Ben ise almış olduğumuz yemeğe dalmıştım çoktan. "Sana da uyuyorsa gidelim." Dedim ağzıma kaşığı sokmadan önce.

Liam ve Zayn mezun olduktan sonra bize birlikte olduklarını itiraf etmişlerdi. O günden beri de hep beraberlerdi. Çok sevimli bir çift olmuşlardı açıkcası.

"Aslında seninle farklı planlarım vardı ama dostlarımızı kırmayalım şimdi." Kaşlarımı çatıp ona baktım. "Ne planı?"

"Yani şimdi şöyle ki..." boğazını temizledikten sonra bana doğru eğilip fısıldadı. "Bu yorgunluğu en iyi yatakta atarız diyordum." Dediğinde ayağımla bacağına bir tekme attım. Kafeteryada olduğumuzdan bağıramıyordu, bu yüzden suratı kıpkırmızı olmuştu. Eğilip bacağını tuttuğunda kıkırdamadan edemedim.

"Ne kadar acımasız bir eşsin sen." Dedi ağlamaklı bir sesle. "Sana kaç kez dedim ama şirkette böyle şeyler konuşmayalım diye. Yakalanırsak bir daha hiçbir yer almaz bizi."

"Offf, biliyorum ama ne yapayım dayanamıyorum." Onun aşağı büzülmüş dudaklarına bakıp gülümsedim. Elini pat patlayıp yemeğime döndüm. "Sözüm olsun."

Suratına yayılan gülümsemeyle o da yemeğine döndü.

Çıkış vakti geldiğinde otoparka inip arabaya bindik. O kadar yorulmuştum ki kafamı koltuğa yaslayıp direkt gözlerimi kapadım.

Harry de klimayı açıp içerinin ısınmasını sağladı. Arabayı yürütmeden önce de suratıma eğilip elmacık kemiklerime birer öpücük bıraktı.

Yavaşça uyku beni ele geçirirken duyduğum tek şey arabanın motor sesi ve sevdiğim adamın nefes alıp verişiydi.

Umarım beğenmiş ve eğlenceli vakit geçirmişsinizdir. <3

Bir sonraki bölüm fotoğraflı özel bölüm olacak. Ona da bakmayı unutmayınn!

Sarmaşık | Larry Stylinson | TR versionWhere stories live. Discover now