41 - found you.

22.6K 2.1K 1K
                                    

⚠️ tec*vüz girişimi, tac*z
! üzücü diye bahsettiğim bölüm.. etkilenecek olanlar okumasın lütfen. dikkat edin kendinize <3


Dakikalardır aynı sokaklarda dolanıp duruyor, defalarca aynı yollardan geçiyordu. Evden çıkalı yarım saat olmuştu ama hala yürüyordu. Tenha yollardan uzak durmak için uğraşıyor, kalabalığın arasına karışmaya çalışıyordu ama bir türlü kalabalık caddeye ulaşamıyordu.

Kalabalığı sevmezdi, insanların fazla olduğu her yer onun nefesini keserdi ama şu an kalabalık onun tek sığınağıydı. Jeongguk'un yanına gidecekti, onunla vakit geçirecekti, hiçbir şey böyle olmamalıydı...

Bütün arkadaşlarını aramış ama hiçbir cevap alamamıştı. En son çareyi Jeongguk'u aramakta bulmuştu. Çoktan dolan gözlerini birkaç kere kırpıştırdı ve Jeongguk'un numarasını tuşlayarak titreyen eliyle kulağına götürdü. Kalbi ağzında atıyor, silip durduğu gözleri sürekli yaşarıyordu.

"Hadi Jeongguk, lütfen." diye fısıldadı kendi kendine, arkasından gelen alfaları hala hissedebiliyordu. Telefonu kimse açmayınca olduğu yere çöküp ağlamak istedi ama yapamazdı. Dikkatli düşünmeliydi, kendini kurtarmalıydı. Hızla Jeongguk'a nerede olduğunu söyleyen bir mesaj attıktan sonra adımlarını hızlandırdı.

Aklına dolan anılarıyla kafasını sağa sola salladı, tekrar aynı şeyleri yaşayamazdı, buna dayanamazdı.

Ensesinden sırtına inen ter damlalarını hissedebiliyordu, bütün bedeni titriyordu ve bu soğuktan kaynaklanmıyordu. Elindeki telefonu sıkı sıkı tuttu ve ağlamamak için alt dudağını dişlerinin arasına aldı. Aynı sokağı geçtiği üçüncü seferdi, kalabalık olduğunu düşündüğü cadde arkasında kaldığı için oraya nasıl ulaşacağını kafasında hesaplamaya çalıştı.

Bir anda önünde büyük bir beden belirdiğinde olduğu yerde kaskatı kesildi. "Çok yaramaz bir veletmişsin sen."

Taehyung hızla ona doğru gelen alfayı inceledi ve onu tanımlayacak tek kelimenin korkunç olduğunu düşündü. Korkunçtu, yüzündeki pis sırıtışla, ona doğru yürürken pantolonunun kemerini açmasıyla...

Tamamen dehşet vericiydi.

Taehyung geriye doğru adımladı, arkasını dönüp var gücüyle koşmaya hazırdı. Fakat sırtı bir şeye çarptığında nefesini tuttu. "Nereye gidiyorsun? Bizi bu kadar peşinden koşturduktan sonra elimizden kurtulacağını mı sandın?"

"Lütfen, bırakın beni."

Doğru dürüst tepki verecek, karşı çıkacak gücü kendinde bulamadı. Önce ben size ne yaptım da bana bu kötülüğü yapıyorsunuz diye ağlamak, sonrasında ellerinden kurtulup koşmak istedi fakat tepkileri, ağzından dökülen kelimelerden öteye gitmedi. Donmuş bir haldeydi. Elindeki telefon çaldığında kendine geldi ve kim olduğuna bakmadan cevap verdi.

"Lütfen gel, ben- yardım et-"

"Taehyung?"

Telefonu elinden zorla alınıp paramparça edilmeden önce duyabildiği tek şey Jeongguk'un adını seslenişiydi. Dizleri titredi, nefesi kesildi. Tek umudu da yok olmuş gibi hissediyordu.

"Jeongguk." diye fısıldadı titreyen sesiyle.

'Lütfen bul beni.'

Arkasındaki alfa burnunu boynuna sürttüğünde uzaklaştı, kaçmalıydı. Daha bir adım atamadan beline sarılan kollarla durmak zorunda kaldı, çığlık atmak üzereydi ki ağzının üstüne kapatılan elle susturuldu. Bütün dünyası başına yıkılıyormuş gibi hissediyordu. Hayatı ellerinin arasından kayıp gidiyordu.

what about usWhere stories live. Discover now