52 - you changed his life.

20.4K 1.6K 545
                                    

(düzenleme not:
arkadaşlar spam yiyor olabilirim de rica etsem
onların silinmesi için panoma yazar mısınız?
teşekkür ederim şimdiden 🥺)

Taehyung sıkıntıyla yanaklarını şişirdi ve birkaç adım gerileyip aynadaki yansımasına baktı. Ne giyerse giysin kendine yakıştıramıyordu, üstündeki denediği yedinci kombindi ve hiçbirini beğenmediği için ağlamak üzereydi. Yanakları sinirden kıpkırmızı olmuş, çatık kaşlarına tezat bir şekilde gözleri dolmuştu. Üstünü tekrar çıkarmaya yeltenmişti ki kapı çalınca daha çok ağlamak istedi.

Derin bir nefes alıp son kez aynadaki yansımasına bakarak odadan çıktı ve dış kapıya yöneldi. Kapıyı çalma şeklinden Jeongguk'un geldiğini anlayabiliyordu çünkü Jeongguk kapıyı açana kadar delicesine yumruklamaktan hiçbir zaman vazgeçmiyordu. İstemsizce gülüp gözlerini devirdi ve kapıyı açtı. "Geldim işte, niye dayanmıyorsun?"

Jeongguk gülümseyerek içeri adımladı ve omegayı kollarının arasına alarak boynuna sayısız öpücük bırakmaya başladı. "Huylanıyorum." omeganın kıkırdamaları kulaklarını doldurunca gülerek geri çekildi. Biraz gerileyip onu baştan aşağı süzdü. "Siktir." engelleyemediği küfür Taehyung'un kaşlarının havalanmasına sebep olurken Jeongguk bakışlarını vücudundan çekip hafif makyaj yapmış omeganın yüzünü inceledi. "Siktir." Taehyung omzuna hafifçe vurdu. "Küfür edip durma." geri çekildi ve alfanın arkasından geleceğini bilerek tekrar odasına girdi.

Jeongguk birkaç saniye gördüğü şeyleri kavrayamadığı için olduğu yerde kalmıştı, farkedince hızla ayakkabılarını çıkardı ve montunu da çıkarıp rastgele zemine attıktan sonra koşarak omeganın odasına girdi. Aynada kıyafetlerini düzelten Taehyung ile karşılaştığında tekrar olduğu yerde durdu. Tekrar aşık olamayacağını düşündüğü an tekrar aşık olmaya başlamıştı. Ona daha önceden aşık olmasaydı o anda kesinlikle aşık olurdu.

Güzel olmuştu, hayır, mükemmel olmuştu. Tekrar tekrar onu incelemekten alıkoyamıyordu ve her geçen saniye biraz daha büyüleniyordu. Odanın içinde yürüyen omega nereye gitse Jeongguk'un odağı orası oluyordu, ağzının açık kaldığını da fark etmemişti.

"Nasıl olmuşum?" Taehyung sağ kulağına küpe takarken hala kapının önünde dikilen alfaya hafifçe döndü. Jeongguk'un gözlerinin kocaman ve ağzının açık olduğunu gördüğünde istemsizce güldü. "Ne oldu?"

Jeongguk hiçbir şey demeden sadece gözlerini kırpıştırdı, ağzını açıp kapattı. Taehyung her seferinde aynı etkiyi bırakmayı başarabiliyordu ve Jeongguk deli divane olma yolunda emin adımlarla ilerliyordu.

Taehyung kaşlarını çatıp dudaklarını büzdü ve aceleyle tekrar aynadaki yansımasına baktı. Güzel olmamıştı işte, kendini beğenmemişti.

"Olmamış değil mi?" omuzlarını düşürdü, zaten görüntüsü hoşuna gitmemişti fakat Jeongguk'un tepkisizliği onu daha çok üzmüştü. "Jeongguk, gitmesek mi? Ertelesek mi? Bugün çok çirkinim." diye hızla söylendiğinde Jeongguk'un kaşlarını çatıp yüzünü buruşturması bir olmuştu.

"Ne diyorsun?" diye şaşkınlığını saklamadan sorduğunda Taehyung omuzlarını silkti. "Sana iltifat etmem için diyorsan gerek yok, ben her türlü iltifat ederim." ona doğru adımlarken sorduğunda Taehyung kaşlarını çattı. "Hiç de bile, gerçekten beğenmedim kendimi." hayal kırıklığıyla dolu olan cümleyle gözüne daha çirkin gelmeye başlamıştı.

Bazen çok sıska olduğunu düşünüp daha fazla yemek yemesi gerektiğine emin oluyordu fakat kilo almaktan korkup bu fikrinden aceleyle vazgeçiyordu. Yanaklarının bazen çok çökük bazen de çok şiş olduğunu düşünüyordu. Göz altlarının çok mor olduğu fikri yıllardır aklındaydı zira yaptığı makyajdan bile koyu halkaları seçebiliyordu. Ona göre burnu yüzüne göre büyüktü ve iki farklı göz kapağı da sinirlerini bozuyordu.

what about usTempat cerita menjadi hidup. Temukan sekarang