BÖLÜM 16

18.9K 769 325
                                    

Yeni bölüm bazı aksaklıklardan dolayı gelmesi uzun sürdü. Umarım beğenirsin. 

HERAN kitabının TikTok hesabına göz atmayı unutma! heran.wattpad kullanıcı adıyla bulabilirsiniz.

Bölüme oy verip, yorum yaparsan çok sevinirim. Desteklerin benim için önemli. 


☾ ☾ ☾ 


"Aradığın şey bu sanırım." dedi yine keyifle. İnanamıyorum, benim sinir krizimde bu kadar keyifli gözüküyorsa, kayışları kopardığımda gülerken görebilecektim demek ki. "Davetiye mi bu? Açılış için?"

"Kamran gece kulübünün açılışında seni yanımda görmek istiyorum."

Az önceki sinirli halim Baran'ın cümlesiyle tamamen ortadan kaybolmuştu. Diyecek bir şey bulamadığım için sessizce davetiyeyi açtım. Sinirli halimin böyle bir anda gitmesi hoşuma gitmemişti. 

Mekanın estetik duran bir fotoğrafının üzerine, adıma özel olarak, güzel bir el yazısıyla yazılmış davetiyeyi okurken altındaki notu gördüm.

Dress code: Black & Formal

"Elbise kodu mu? Bu nereden çıktı?" Keyiflendiğimi her halimden anlayabilirdi. Zaten bunu saklamak için enerjim yoktu. İplerimi çoktan bir yerlere bırakmıştım. "Davetiyeleri tanıtımcılar yaptı. Bilmiyorum. Gelirken davetiyeni unutma." dedi bakışlarını benden yola tekrar çevirdiğinde. "Okudum. Buraya da yazmışlar." Kağıdı zarfın içine sıkıştırırken başımın döndüğü ve ellerimin gücü kalmadığı için zorlansam da biraz uğraşla başarmıştım.

"Şimdi mutlu oldun mu?" dedi, davetiyeyi verdiğini kastederek. Elimdeki davetiyeyi incelerken bir süre sessiz kalmıştım. "Ben gelmiyorum." Bunu söylemeyi kendimden bekliyordum aslında. "Neden?" Ne şaşırmış, ne üzülmüş ne de sinirlenmişti. Sanki bunu söyleyeceğimi o da bekliyor gibiydi. "Ben söylediğim için yaptın. Üzgün olduğumu düşündün. Beni oyalarmış gibi bunu verdin." dedim, zarfı camın önüne atarken. Söylediklerimden pişman olmuştum. Çok fazla şey konuştuğumun farkına ancak varabiliyordum. Sık yaşadığım ve hiç hoşlanmadığım bir duyguydu. 

Bıkkın bir şekilde nefes aldıktan sonra, öne doğru uzatıp davetiyeyi tekrar bana uzattı. "Şu konuda anlaşalım. Ne biri söylediği için sana mekanı gezdirdim ne de sen söyledin diye davetiye veriyorum. Bu davetiyeler günler öncesinden hazırlandı. Sana vermeyi unutmuşum sadece." dedi, bıkmış gibi. Uzattığı zarfı hala almamaya devam ediyordum. "Aziz ağzından kaçırdığında da söyleyebilirdin. Niye şimdiyi bekledin?"

"Babana da sormam gerek diye düşündüm. Emir'e de babasına sorduktan sonra davetiye gitti." dedi, sesli bir şekilde nefes verdikten sonra. Gözlerimi kısarak ona döndüğümde aklıma gelen şeyi hemen söyleyiverdim. "Bunlar sabah birileri tarafından dağıtılmış. Benim davetiyem niye sende?" Sorumu duyduğunda sinirlenmiş gibi o da bana dönmüştü. "Çok soru soruyorsun."

"Merak ediyorum." dedim kollarımı göğsümde birleştirip. Dik durmaya çalışsam da vücudum kendini sürekli salıyordu. "Peki. Gelmek istemiyorsan, yapacak bir şey yok." dedi, önüne dönerek. Uzattığı zarfı da ikimizin ortasındaki bölmeye bıraktı. "Sorumu cevapla." Dilimi zorla döndürerek konuşabiliyordum. "Hayır." diyerek inatlaştığında ofladım. "Sorumu cevapla yoksa arabadan atlarım." Onu ikna edeyim derken saçmalamaya başlıyordum. Yine de sarhoş olduğum için arabadan atlama ihtimalimi düşündüğümde ürpermiştim.

HERANHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin