BÖLÜM 20

22.1K 676 330
                                    

Herkese keyifli okumalar o zaman, yeni bölüm burada. 

Bol bol yorum ve oy istiyorum, desteklerini bekliyorum. Öptüm!


☾ ☾ ☾ 


"Rezil olmuştun," Dalga geçtiğimi anladığında derin bir nefes verdi. Ona gülerek bakmaya devam ederken ikilemde kalmış olsam da en sonunda kollarımı iki yana açtım. Bir şey demeden öylece beklediğimde rezil olduğumu düşünmeme saniyeler kalmıştı.

Alt dudağının kenarlarını dişleyerek bana baktıktan sonra o da kollarını bana doğru uzattığında ona sarıldım. Yanağımı göğsüne dayadığımda tekrar ağlamamak için derin bir nefes aldım. Parfümünün kokusunu içime çektikçe düşüncelerimden uzaklaştığımı hissediyordum. Parfümü müydü yoksa kendi kokusu muydu hala karar veremiyordum. Çenesini kafamın üzerine koyduğunu hissettiğimde öylece beklemeye devam ettim.

"Sana iyi geleceğini düşündüğüm bir şey var aklımda."

"Ne?" dedim, boğuk çıkan sesimle. Yavaşça benden ayrıldıktan sonra eski yerine geri döndü.

"Hadi, gel benimle."

Mutfaktan çıktığında onu takip ederek bende salona doğru ilerledim. "Biz çıkalım." dedi Baran, salonun kapısında dikildiğinde. "Beren'i sen mi bırakacaksın Baran abi?" Emir, kafasını kaldırıp bize döndüğünde gözleriyle Baran'a bir şeyler söylemeye çalışıyor gibi gözüküyordu. Yüzümü ekşitip gözlerimi Emir'den çekerek Baran'a döndüm. "Baran ya, sevgilin kızmasın şimdi. Bak kıskanıyor yine." Emir bana bile bakmıyordu. Baran'a sinirlenmiş gibiydi. Aslında Baran'a değil, bana sinirliydi. Büyük ihtimalle ona gitmemizi benim söylediğimi düşünüyorlardı.

Cihan kendini tutmayı bırakıp söylediğime güldüğünde Emir kafasını eğip gözlerini benden kaçırdı. "Biz bırakırız Beren'i, Baran abi." dedi Kerim de, beni umursamadan. Birkan abim sinirle Emir ve Kerim'e döndüğünde kaşlarım istemsiz bir şekilde çatılmış, Hande'ye dönüp tepkisini görmeye çalışıyordum. Onun da anlamadığına emindim. "Tamam, Baran bırakırım diyor, ne karışıyorsunuz?" Birkan abim sert bir tonla konuştuğunda Emir ve Kerim gözlerini Baran'dan çekebilmişti.

Cihan ve Serena da kafalarını öne eğip dinlemiyor havasına bürünmüşlerdi. "Meraklanmayın, evde olduğundan sizin için emin olurum." Baran'ın sözlerine yanaklarımı şişirip ofladığımda arkamı dönüp kapıya ilerledim. "Ceketim nerede Meloş?" diye sordum, Meloş'u kapıda gördüğümde. "Al, kuzum. Özlettirme kendini." Açtığı dolaptan bana uzattığı montumu aldığımda gelişigüzel bir şekilde omzumun üstüne attım.

"Bağcıklarını bağladım, ayağını sok hemen içine." Ayakkabılarımı giyinirken arkama döndüğümde Baran salona girmiş,diğerlerinin de fısıltıları duyuluyordu. "Meloş, bunların başka bir derdi var, öğren mutlaka. Ararsın beni." dedim, ayağa kalkıp kulağına yaklaştıktan sonra. Benden uzaklaşıp göz kırptığında ilerleyerek dış kapıyı açtım. Onları dinlemekle uğraşmak istemiyordum. Sinirimi fazlasıyla bozmuşlardı. Bahçede ilerleyerek büyük demir kapıya doğru yürümeye başladığımda korumaların ikisi de bana dönmüştü.

"Bizi gördüğünde abimi aradığını biliyorum, bir daha yalan söyleme." dedim, bahsettiğim korumaya dönerek. "Yok, Beren Hanım. Olur mu öyle şey,"

"Beni bilenlere sorarsın, sen yeni gelmişsin, o yüzden öyle şey oldu." Abim, hasta gibi iki haftada bir kapıdaki korumalarını değiştirse de herkesi tanımaya çalışırdım. Ama bu ikilinin tamamen yeni başladığı belliydi. Hande böyle şeylere dikkat etmediğinden üzerinde takılmamıştı.

HERANHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin