01

22K 237 44
                                    

Parmaklarımın ucunda serbestçe duran bardağın içindeki sıvı, bileğimi hareket ettirmemle bir tur döndü ve çalkalandı. Tıpkı tepemde yanan ve yükses sesle çalan müziğin kafamda yarattığı etki gibiydi bu. Açık renk sıvının yer aldığı bardaktaki içkiden bir büyük yudum daha alırken dirseklerimi yasladığım tezgahın üzerinde başımı omzumun üzerinden yana doğru çevirdim.

Buradaydı.

Gözlerimi devirmeden edemedim.

Gözlerimiz bir araya geldiğinde rahatça oturduğu koltukta hiç hareket etmeden, bakışlarını gözlerimde sürdürdü. Açık duran bacaklarının arasında elinde tuttuğu bir içki vardı. Onu içiyor olmalıydı. Onun burada olduğunu biliyordum, bunu bildiğimi de biliyordu. Yine her zamanki gibi arkamı kollamak için burada olmalıydı. Fakat onunla didişecek bir halde değildim. Selam dahi vermedim, buna da ihtiyaç yoktu doğrusu.

Ağzımdan sert bir soluk verirken omzumun üzerinden yeniden önüme doğru döndüm ve bu şekilde bakışmamızı kesmiş oldum.

Yanıma gelmezdi; arkamı kollamak, saçma sapan bir harekette bulunursam işin içinden çıkarmak için buradaydı.

Eh, saçma sapan bir şey yapacak değildim.

Ya da öyle miydim?

Yarkın'la bugün ayrılmıştım. Daha doğrusu onun beni aldattığını öğrenmiştim. İftira değildi, itiraz etmeye bile kalkmamıştı. Yüzüne karşı soru sormuş, onu sorgulamıştım. Kabul etmişti.

Yarkın'la hazırlıkta tanışmıştık. Başka bir şehirden İstanbul'a geldiği için buraya yabancıydı. Birkaç aydır çıkıyorduk, nasıl olmuştu ben de pek doğru düzgün hatırlayamıyordum doğrusu. Bana olan ilgisinin farkındaydım, fakat ben ona karşı bir şey hissetmediğimden dolayı bunu göz ardı etmiştim bir yıl boyunca. Fakat bu sene bana açılmasıyla birkaç aydır çıkıyorduk. Arkadaşlarımız ortak olduğundan arkadaş ortamında da bilinen bir durumdu.

Ancak bugüne kadar.

Aynı fakültede olduğumuz, not hırsı için kendini yırtan bir kızla birlikte olduğunu öğrenmiştim. Tek gecelik, demişti. Fakat aldatılmıştım. Yüzüme bakarken reddetmemişti, gözlerindeki kırgınlığı ve pişmanlığı hatırlıyordum.

En yakın arkadaşım olan Mislina söylemişti bu sabah. Birlikte olduğu kız, bana nispet yaparcasına Whatsapp gruplarında duyulmasını sağlamıştı. Notlarım iyiydi, kalabalık bir arkadaş grubum vardı, dışarıdan güzel bir portre çiziyordum, farkındaydım. Kızın bana olan garezini de biliyordum fakat bu kadar ileri gidebileceğini düşünmemiştim.

Yarkın'ı çok mu seviyordum? O anlamda değildi sevgim. Ama değer veriyordum, en başında arkadaşımdı ve bu şekilde bir olay yaşamak ister istemez dokunuyordu. Üzgün değildim, sadece içimde bir öfke vardı. Yarkın'a aşık değildim, ama her şeyden önce sevdiğim biriydi. Fakat bu yaptığı affedilir bir şey değildi. Aldatmanın affedilebilir tek bir yanı yoktu, mantıklı bir açıklaması da olamazdı.

O da yapmamıştı zaten.

Çünkü beni tanıyordu.

Çok değil, birkaç saat önce Yarkın'la aramda geçmişti bu mesele, işte şimdi, bir bar taburesi üstünde, kulaklarımda çınlayan sesle birlikte elimde yuvarladığım bardaktaki içkiyle bakışıyordum.

"Bir tane daha?" Tıpkı benim gibi dirseklerini tezgaha yaslamış olan barmen, gözleriyle elimdeki dibinde kalmış olan içkili bardağı işaret etti. Alttan ona bakıp son kalan yudumu da başıma dikerken boşalan bardağı kaygan tezgahın üzerinde ona doğru ittim. Barmen, yamuk bir gülümsemeyle bir tane daha hazırlamış ve önüme ittirmiş, ardından oyalanmadan karşı tarafa geçmişti.

AKREBİN ZEHRİ (YARI TEXTİNG) +18Where stories live. Discover now