15

6.7K 245 100
                                    

Merhabalar, biz geldik! Normalde bu hafta yayınlamayacaktım, fakat yazmışken paylaşayım dedim ^^
Yorumlarınızı eksik etmezseniz çok sevinirim, tepkilerinizi okumayı çok seviyorum...
Keyifli okumalar şimdiden 🤍

Kıvılcım:
Hepimiz şok olmuş bir şekilde Bade'nin isteğine odaklanmıştık. Bu kız ne saçmalıyordu, bilmiyordum ama zaten onu sevmediğim için elimin altında kalması pek de uzun sürmeyecekti.

Oflaz'ın yüz hatlarıyla çok benzeyen Alisa'nın yüz ifadesi donup kaldığında bir an için karşımda Oflaz'ın varlığını hissetmekten kendimi geri alamamıştım. Bu da beni daha fazla öfkelendirmişti, çünkü Oflaz'ı çok özlüyordum ve onun kardeşini tanımasam bile içimde ona karşı bir sıcaklık baş gösteriyordu. Bu kızın isteği, Alisa'nın güzel yüzünde bir afallamaya sahip olmuştu. Bu sebeple bile o kızı dövebilirdim. Ki sadece ben değil; Ali'nin, Sarp'ın ve Mert'in de aynısını hissettiğini biliyordum. Alisa'yı yeni tanımış olmamıza rağmen hepimizin içinde Oflaz'dan gelen bir sıcaklık vardı.

Fakat asıl öfke dalgası, Eflah'taydı.

Eflah'la Oflaz, neredeyse bebekliklerinden beri arkadaştı. Oflaz'ın ani ölümüyle Eflah çok etkilenmiş ve daha da kabuğuna çekilmişti. Alisa'yla ortak yönleri çok vardı, Alisa'nın da Eflah gibi kapalı bir kutu olduğunu görebiliyordum. İkisi de geldiklerinden beri tam konuşmasalar bile birbirlerine olan bakışlarıyla bile birbirini anladıklarını görebilmiştim.

Bu sebeple Eflah, Bade'nin isteğine karşı daha da öfkelenmişti. Bu kızı başımıza sarması beni başlı başına deliye döndürürken, bir de pişkin pişkin isteğini söylemesiyle ellerimi yumruk yaptım. Yerimden kalkmak için direndiğim esnada, Ali bunu fark etmiş olacak ki belimden yakalayıp yerimde kalmama sebep olmuştu.

Ali, benim aksime daha soğukkanlıydı.

Herkes bir şeyler söylerken Bade'nin bizimle ilgilenmediğini fark etmem çok da uzun sürmemişti aslında. Alisa'yı aklında nasıl bir konuma soktuğu hakkında bir fikrim yoktu fakat ona olan öfkesi, elle tutulur cinstendi. Onunla çok fazla görüşmemiş olmamıza karşın onu her gördüğümde bir Pollyanna gibiydi, ancak şu an bunun tam tersiydi. O ana dek rol yaptığı bariz bir şekilde ortadaydı aslında.

Alisa'ya olan bakışları koyuydu, öfkeyle çarpılmıştı. Alisa, ifadesizce ona bakıyordu. Yüzüne gerdiği maske, onun koruyucu kalkanı gibiydi. Eflah, Bade'nin sözleriyle ayaklanmaya çalıştığında, Alisa, ona engel olmuş ve yerinde kalmasına sebep olmuştu.

Sırtı Eflah'ın bacaklarına yaslı olduğundan dolayı bunu kolayca yapabilmişti. Eflah, ayağa kalkardı, fakat Alisa'nın isteğiyle yerinde kalmıştı.

Eflah'ın Alisa'ya olan tavrını bu gece daha iyi anlamıştım. Alisa, bir ara Eflah'ın dizlerine yatmıştı, Eflah, onun saçlarını okşamıştı. İkisinin de birbirlerini ne kadar sevdikleri bir gerçekti. Belki de birbirlerinden başka kimseleri yoktu sırtlarını yaslayacak. Küçüklükleri birlikte geçmiş bu iki kişi, birbirlerinin yaralarını biliyor olmalıydı. Eflah'ın şefkatle Alisa'nın saçlarında dolaşan parmakları ve Alisa'nın yüzünde oluşan gülümseme, dudaklarımda bir kıvrılmaya sebebiyet vermişti.

Oflaz'ın kaybını herkes farklı bir şekilde atlatmaya çalışmıştı. Ben, Ali'ye sığınmıştım, Ali bana... Sarp, kendini eğlenceye vurmuştu, Mert ise sessizliğe. Alisa ve Eflah da birbirlerine yaslanmış olmalıydı. İkisi de duygularını açıkça belli eder gibi durmuyordu, belki de konuşmadan anlaşmışlardı. Bilmiyordum, fakat Eflah ve Alisa arasındaki bağ çok güçlüydü.

İşte bu yüzden bile Bade'nin isteği beni deliye döndürmüştü.

Bade, meydan okuyan bir tavırla Alisa'ya baktığında, Alisa'nın iri ela gözlerindeki yangına şahit oldum. Bade'nin, "Yapacak mısın?" sorusuna, "Evet." diye karşılık vermesiyle hepimiz için bir afallama yeniden bizi esir almıştı.

AKREBİN ZEHRİ (YARI TEXTİNG) +18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin